Milli Hazine Olarak Görüldüğü İçin Avrupa’ya Gitmesi Yasaklanan Kahramanın, Futbolun Kralı Pele'nin Hikayesi
Milli Hazine Olarak Görüldüğü İçin Avrupa’ya Gitmesi Yasaklanan Kahramanın, Futbolun Kralı Pele'nin Hikayesi
Kendisini canlı olarak izleyemediğimiz halde hepimizin hafızalarında son nefesimize kadar adının kazılı olacağı, futbol dünyasının en büyük isimlerinden Pele hayata gözlerini yumdu. Amerika kıtasından çıkmamasına rağmen adını duymayan tek bir insan bile kalmadı. Kırık dökük bir evde dünyaya gelip tanrının ona bahşettiği yeteneği bir sanatçı edasıyla icra edip yollarını bizimle ayırdı.
Siyah inci, Kral Pele, Futbolun Kralı gibi lakaplarla sonsuza kadar adını yaşatacak olan Pele’nin neden bu kadar büyük olduğunu birlikte analım.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Tanrı, 23 Ekim 1940’ta Brezilya’ya onu hediye etti. Babası Dondinho futbolcuydu. Annesi Celeste Arantes siyah bir inci dünyaya getirmişti. Bebeklerinin ismini “Edson Arantes do Nascimento” olarak koymuşlardı.
İki çocuklu ailenin ilk çocuğuydu. Biz kendisine anne ve babası tarafından verilen ismi sadece bir anektod olarak öğrenecektik. Tüm dünya adını iki hece, Pele olarak anacaktı.
Televizyonu bırakın radyonun bile lüks sayıldığı zamanlarda dünyaya gelmişti Pele. Ne yaptıysa hayal ürününün eseriydi. Esinlenmemişti. Arkadaşlarıyla birlikte yamuk yumuk topla, daracık sokaklarda oynadığında, içgüdüleriyle birlikte beraber adeta dans ediyordu meşin yuvarlakla.
Her şeyin ilkini o yapmıştı. Kendisinden sonra gelen tüm futbol yıldızları ondan esinlenmişti. Çalımları, şut tekniği, topa hakimiyeti, gol içgüdüsü, kıvraklığı… Hepsi ama hepsi öğrenilmemiş, DNA’sına yüklenmişti.
Pele lakabını kendisi seçmemişti. Pele, Vasco da Gamalı futbolcu Bile’ye hayrandı. Okul arkadaşları Bile’den esinlenerek ona “Pele” lakabını takmışlardı.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Pele küçük yaşlardan itibaren çalışmak zorundaydı. Garsonluk yapıyordu ve bir futbol topu dahi yoktu. İlk kez sahaya çıktığı takım Bauru Athletic Club oldu. 1954-1957 yıllarında üst üste 3 kez Sao Paula Gençler Eyalet Şampiyonu oldu.
Elbette bu yetenek birilerinin uykularını kaçırdı. Genç takım antrenörü Waldemar de Brito, Pele’yi kolundan tutup Santos kulübüne denemeye götürüldü. 16 yaşında ilk profesyonel sözleşmesini imzaladı. Artık garsonluk yapmasına gerek yoktu.
Santos’a adımını attığında sadece 16 yaşındaydı. Futbol Brezilya için tutkuyla eş anlamlıydı. Halk bu küçük çocuğu henüz tanımıyordu. İlk senesinde gol kralı oldu. Bu hiç normal değildi.
Real Madrid, Barcelona, Juventus, Manchester United ve daha nicesi. Hepsinin Pele’den haberi vardı ve onu Avrupa’ya çağırıyorlardı. Tekliflerin ardı arkası kesilmiyordu.
Brezilya hükumeti ise bu delikanlının dehasından mahrum kalmak istemiyordu. Pele’yi “milli hazine” olarak nitelendirdiler ve ayrılışına izin vermediler.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Pele sadece Brezilya’nın değil dünyanın mirası olacaktı. 19 yıl boyunca Santos forması giydi. 10 eyalet ve 6 lig şampiyonluğu, ikişer Libertadores Kupası ve Kıtalar Arası Kupa kazandı.
Brezilya Milli Takımı’na da 16 yaşında çağırılmıştı. İlk maçına futbol mabedi olan Maracana’da 16 yaş 9 aylıkken çıktı. O dönem milli takımlar düzeyinde gol atan en genç futbolcu olmuştu.
İsveç 1958, Şili 1962 ve Meksika 1970'teki dünya kupaları onun adıyla anıldı. Çünkü Pele 3 kez Dünya Kupası kazanan ilk ve tek futbolcu olmuştu. Bir değil tam 3 kez.
1970 Meksika sokakları: "Bugün çalışmayacağız çünkü Pele'yi izleyeceğiz"
Brezilya Milli Takımı’yla 92 maça çıktı, 77 gole imza attı. 1363 maçlık kariyerine 1279 gol sığdırarak Guinness Rekorlar Kitabı'na girdi. Pele sadece gol atmıyor, saha içerisinde tüm enerjiyi üzerine çekiyordu. Onu görmek tüm halkın yaşam kaynağıydı.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Amerika Birleşik Devletleri Pele’yi ülkesine getirmek istedi ve ona bir servet ödeyerek sanatçıyı New York Cosmos’a transfer etti. Pele futbol hayatının son 3 senesini ABD’de geçirdi. Son senesinde şampiyon oldu ve aktif futbolculuk kariyerini noktaladı.
Futbol yaşamının ardından ülkesinde spor bakanlığı, FIFA ve Santos'un futbol elçiliğini yapan Pele, New York Cosmos'un onursal başkanlığı, Birleşmiş Milletler ve UNESCO'nun iyi niyet elçiliği gibi görevler üstlendi.
FIFA, Uluslararası Olimpiyat Komitesi, UNICEF ve TIME dergisi tarafından yüzyılın futbolcusu ve atleti unvanları verildi.
Onun tahtına ondan sonra gelen tüm süper yıldızlar talip oldu. Maradona ile sık sık karşılaştırıldı. 100 metre uzunluğunda, 60 metre genişliğindeki sahada topa 90 dakikada yalnızca 3 dakika sahip olup milyonlarca insana ilham oldular.
Futbol dünyası Pele’nin yasını tutuyor. Aşkla bağlı olduğumuz futbolun siyah incisi artık bizimle değil. Futbolun mabedi olan Maracana Stadyumu’nun önünde heykeli bulunuyor ve dünya var oldukça onun ismi anılmaya devam edecek.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Kulaktan kucağa yayılan hikayesiyle dünyanın en ücra köşelerinde bile çocuklara ilham veren 22 yıllık profesyonel kariyerinin ne kadar göreceli, sonsuz bir zamana yayılabileceğini gösterdi bize Pele.
Çoraptan yaptığımız toplarda, teneffüs arasında pet şişeyle oynanan maçlarda, iki taş yan yana gelip kale yapılan tarlalarda onun anısı hep yaşatılacak.
Onun söylediği gibi “Bir gün umarım cennette birlikte top oynarız.” Hoşçakal Kral Pele...
Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
Yorum Yazın
İsmi hiç bir skandala karışmadan şerefi ile bu dünyadan çekti gitti. Tüm dünyada saygın ismi yaşayacak.
Futbolun 2 efsanesi artık aramızda yok.
Hiç bir listeye dahil edilmemesi gereken biri bence en iyisi