Kendi İçinde İkiye Bölündü: İktidarın Ekonomide Seçim Sonrası Planı Var mı?
14 Mayıs'ta seçimler sonuçlanmayınca 28 Mayıs'a gün saydığımız ortamda seçim sonuçlarının bir o yana bir bu yana savrulduğu anketlere bakınca başımız dönüyor. Kemal Kılıçdaroğlu'nun aday olduğu Millet İttifakı ekonomi kadrosu belli olup, çalışmalarını tamamlamış görev almaya hazır bekliyor. Ancak hem mevcut iktidar olup hem de mevcut bakanın milletvekili olması nedeniyle Ak Parti'de seçim sonrasına yönelik belirsizlikler sürüyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın aynı şekilde devam edeceğini belirttiği politikaların sürdürülebilirliği tartışılırken, ekonomide dümenin başına kimin geçeceği de soru işareti olarak bulunuyor.
Mevcut Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati ile Merkez Bankası Başkanı Prof. Dr. Şahap Kavcıoğlu'nun seçim sonrası Cumhur İttifakı'nın seçi
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın teorileri üzerinden kurulan ekonomi modelinin önemli neferlerinden olan Nebati ve Kavcıoğlu halen görevlerinin başında yer alıyor. Ancak Bakan Nebati, Mersin Milletvekili seçildiği için normal şartlarda TBMM'de yemin ettiğinde bakanlığı otomatik olarak sonlanacak. Erdoğan, seçilir de Nebati'yi yeniden atarsa bu kez de milletvekilliği düşecek ve Meclis'te partisi bir koltuk kaybedecek. Bu yüzden bakan olmayacağı öngörülüyor. Kavcıoğlu'nun devam etmesi olası görülüyor.
Seçim sonrası senaryolar çok geniş kapsamda görülse de belirsizlik ana tema oluyordu.
Ekonomide En Çok Merak Edilen Konu: Nebati'nin Yerine Kim Geçecek?
Millet İttifakı'nda özellikle ekonomi alanında kadrolar geniş, liyakatli ve hazır görülüyor.
İlk turda resmi sonuçlara göre Erdoğan'ın önde olması gözlerin Cumhur İttifakı'na yönelmesine neden oluyor.
Reuters'ın AK Parti kaynaklarından aktardığına göre, bir grup, ekonomideki mevcut sorunlardan şikayetçi ve izlenen politikaların değişmesi gerektiğini düşünüyor. Bunun için de çalışma yaptığı öğrenildi.
Aralarında, önceden ekonomi yönetiminde görev aldığı belirtilen isimlerin de olması, gözlerin Nebati'den önce görevden alınan ya da affını isteyen Lütfi Elvan'a dönmesine neden oluyor.
Üst düzey parti yöneticilerinin de yer aldığı çalışmaların henüz Cumhurbaşkanı Erdoğan ile paylaşılmadığı belirtilirken, Elvan'ın görevden ayrılmasından önce Erdoğan'ın grup toplantısındaki "faiz" çıkışı da hatırlanıyor.
Ekonomide mevcut politikalarla gelecek süreçte içine düşeceği sorunlar ciddi görülerek uyarıda bulunmak ve kademeli bir faiz artışı içeren programa hazırlanıldığı belirtiliyor.
Mevcut modelin devamını savunan bir grup da bulunuyor. Şu anda yönetimde olmasa da geçmişte üst düzey görevlerde bulunmuş olan ekibin ise faiz artışına alternatif politika hazırlığı yaptı belirtiliyor.
Bazı yetkililer, mevcut düşük faiz ve kontrollü kur politikaları ile ekonomideki hasarın kısa vadede sürdürülse de, yaz aylarından sonra sorunu artıracağını öngörüyor.
Ekonomide kademeli bir faiz artışı olması gerektiğini düşünenlerden biri, 'selektif' kredi politikalarının devlet sübvansiyonu ile 'kamu eliyle' süreceği bir yapının mümkün olduğunu söylerken, piyasada oluşan çoklu faiz ortamının da bitmesi gerektiğini düşünüyor.
Ancak alternatif modelin, Erdoğan'ın beklenenden daha iyi oy almasıyla ötelenebileceği de ifade ediliyor.
Seçimler sonrasında yaklaşık 1 yıl içinde yerel seçimleri de plana katarak program oluşturulması ana fikir oluyor.
Uzun yıllar ekonomi yönetiminde yer alan Mehmet Şimşek'in ara ara görünmesi ve Erdoğan'ın ismini telaffuz etmesine karşın görev almak istemediğini belirtmesi durumunu belirsizleştiriyor.
Kaynakların verdiği bilgiye göre, Şimşek'in görev alması ve ekonominin başına geçmesinin hâlâ bir seçenek olarak duruyor.
Şimşek'siz yola devam edilmesi de diğer yanda dururken, daha önce görev yapmış bazı isimlerin yeniden kabinede yer alması ihtimalinin de olduğu ve "Bazıları zaten beyannamenin yazılmasında da görev almıştı" diyerek Cevdet Yılmaz ve Lütfi Elvan'ı işaret ediyor.
