İki Yüzlü Olduğumuzu Kabullenelim: Günümüzün Kalıplaşmış Güzellik Standartlarındaki Çelişkiler
Kimse mükemmel değil, mükemmel olmak zorunda hiç değil.
İdeal vücut, ideal güzellik sosyal medya çağının en önemli konularından biri.
Eskiden gerçek dışı güzellik kalıpları için ana akım medya sorumlu tutulurdu. Şimdiyse sosyal medya ve teknoloji sağ olsun, herkes kendini ideal kabul ettiği haline dönüştürebiliyor; tıpkı yoğun photoshop'lu bu fotoğraftaki gibi.
İnsanların sahtesini göre göre doğalını unuttuğu, bu beden standartlarının bazı çelişkileri var.
Hemen açıklayalım.
"Bel ince olsun ama göbek olmasın"
Kadın bedeninde anatomik olarak bel kıvrımlıdır. Ancak yapısal olarak ya da kiloya bağlı olarak bu kıvrım değişebilir. Yapısal olarak ince belli kadınlarda, göbek deliği bölgesi zayıf olsa dahi hafif bir göbek bulunur. Buna ayva göbeği de denir. Tamamen dümdüz bir karın söz konusuysa bel genellikle kalındır.
"Göğüsler kocaman olsun ama sarkmış olmasın"
Büyük göğüsler her zaman daha kadınsı ve seksi bulunuyor. Meme dokusu aslında tüm kadınlarda aynı, boyutları belirleyen ise yağ oranı. Büyük göğüslerin büyük bölümü yağdan ibaret ve bu ağır yapının ince deriyle kaplı olduğu düşünülürse yer çekimine dayanması çok güç. Kısaca hem büyük, hem dik göğüs pek de mümkün değil. Mümkün olduğu ender durumlarda bile yaş ilerledikçe yer çekimi yine devreye girecektir.
"Popo büyük ama pürüzsüz olsun"
Son dönemin yeni standartlarından büyük popo, aslında kadınların pek çoğunun sahip olduğu bir özellik. Kadınlarda vücut yağlanmasından sorumlu olan hormon östrojen, yağları özellikle popo ve üst bacak bölgesinde toplar. Östrojenin bir etkisi de cilt altı yağlanması, yani selülittir. Ergenlikten itibaren neredeyse tüm kadınların sahip olduğu bir özellik olan selülit, kiloyla daha da belirginleşir. Yani büyük ancak tamamen pürüzsüz bir popo pek mümkün değil.
"Zayıf olsun ama kıvrımlı olsun"
Vücut kıvrımları kadınlarda bahsettiğimiz gibi östrojen hormonunun yağ dağılımı göreviyle gerçekleşir. Genetik ve anatomik olarak belirlenmiş olsa da, kıvrımlar yağ dağılımı ile ilgilidir. Zayıf kişilerin yağ oranları düşüktür, bu nedenle kıvrımları da daha az olur.
"Zayıf olsun ama pürüzsüz olsun"
Hafif kilolu kişilerden beklenen pürüzsüzlük zayıflardan da bekleniyor. Nasıl ki kilo selülit görüntüsünü artırıyorsa zayıf insanların da selülitleri olabilir. Kasları, damarları, kemikleri belirgin hale gelebilir.
"Kaslı olsun ama kaslı görüntüsü olmasın"
Bu nasıl oluyor, tam anlamadık. Kadınlarda kaslı görüntü pek çok kişi tarafından 'erkeksi' bulunurken, yüzde yüz 'kadınsı' olan selülitleri de beğendiremiyoruz. Büyük bir ikiyüzlülük söz konusu.
"Saçlar, kaşlar kirpikler gür olsun ama vücut tüysüz olsun"
İstisnalar söz konusu olsa da özellikle kadınlar için yoğun saçlar, gür kaşlar vücut kıllarında da yoğunluğa işaret eder. Saçlarda yoğunluğu seven insanların vücudun herhangi bir yerindeki tüyden rahatsız olması tuhaf.
"Bembeyaz tenli olsun ama canlı görünsün"
Özellikle meme ucunun rengi, son dönemin ve aslında her dönemin tuhaf takıntılarından biri. Koyu renk meme ucunu beğenmeyen insanlar açık renk meme ucuna sahip olan beyaz tenli kişileri de cansız görünümleri yüzünden hayalet olarak tanımlıyor. Kısaca ne esmerlik ne beyaz ten beğeniliyor.
"Makyaj olmasın ama kusursuz olsun"
Makyajlı görünümü sevmeyen insanlar göz altı morlukları ve sivilceler gibi kusurları da görmek istemiyor. Doğuştan kırmızı dudaklar, pembe yanaklar olsun, cilt pürüzsüz görünsün istiyorlar. Elbette bunu herkes ister ama gerçekler öyle değil ve makyaj bu anlamda bir kurtarıcı.
"Estetik olmasın ama daima genç ve mükemmel görünsün"
Son dönemde iyice yaygınlaşan estetik operasyonlar pek onaylanmazken; kırışık, çökme gibi yaşlanmaya bağlı cilt kusurları da eleştiriliyor. Büyük burun, ince dudak alay konusu olurken, estetikli halleri de eleştirilmeye devam ediyor.
Peki bu çelişkili ve doğaya aykırı taleplere uymaya çalışmak ne kadar doğru?
