İçgörülerle Yaşama Sanatı
Pazarda para çıkışmayınca ‘helal olsun’ diyerek içtenlikle poşeti elimize tutuşturan esnaf yüreği, sofrada kalan son lokmaya nezaketen kimsenin dokunmayışı, okul gösterisinde şiirini unuttuğu için ağlayan çocuğun alkışlarla yüreklendirildiği o an, annelerimizin dudaklarını sımsıkı kapatıp gözlerini kocaman açarak bakmasıyla tüm sessiz cümleleri idrak edişimiz, öfkeyle ‘git kapı orada’ derken içindeki sesin ‘seviyorum ulan gitme’ diye haykırışı, bayramda hazırlanıp umutla ziyaretçilerini bekleyen o güzel anne ve babaların, tatile giden çocuklarına yine de gönül koymayışı ama seslerinden ele verdikleri ince sızı…
Bu cümleleri okuduğunuzda duygularını sonuna kadar hissettiğinizi biliyorum. Hepimizin ne anlama geldiğini çok iyi bildiğimiz duygular. Feraset, derin kavrayış, idrak, içe bakış, empati gibi birçok tanımlama yapabiliriz bu hissedişi anlatmak için. Tek bir kelimeyle ifade edilemeyen, üzerine nice hikayeler yazılabilecek, yaşadığını hissettiren o derin anlar bu yazının konusu.
Yaşamak dediğin burnunun direğindeki sızıyı, içi gülen gözleri fark etmektir.
İçgörü nedir? Nasıl keşfedilir?
İçgörü bazen isim taktığın araban, bazen mutfaktaki sarı bezdir.
İçgörü bazen bi’ boş bakış yarım gülüştür.
Hikayeyi baştan yazdıran sorular…
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın