Henüz 9 Yaşındaydı! Arjantin'in En Genç Seri Katili Cayetano Hakkında Bilinmeyen Gerçekler
Cayetano, 31 Ekim 1896'da Buenos Aires'te dokuz kişiden oluşan büyük bir ailede doğdu. Maddi durumları o kadar iyi değildi ve küçük bir aile evinde kötü koşullar altında yaşıyorlardı. Bu nedenle bir çocuğun ihtiyaç duyduğu ilgiyi asla görmedi. Ağabeyleri tarafından istismara ve zorbalığa maruz kaldı. Ayrıca evinin dışındaki dünyada da pek şansı yoktu çünkü büyüdükçe herkes ona 'Koca Kulaklı Cüce' anlamına gelen 'Petiso Orejudo' demeye başladı.
Uzun bir süre istismara ve şiddete maruz kaldı.
Cayetano, her gün mücadele etmek zorunda kaldı. Onu sayısız duygusal ve fiziksel travmaya maruz bırakan sadece kardeşleri değil, aynı zamanda alkolik olan babası Fiore Godino idi. Cayetano'nun ailesi de sıkıntılı bir dönemden geçiyordu.
Yoksulluk nedeniyle memleketleri İtalya'dan kaçıp maddi durumları yüzünden Buenos Aires'e yerleştiler.
Cayetano'nun on aylık erkek kardeşinin ölümü, babasının alkolik olmasına ve duygularının kontrolünü kaybetmesine neden oldu. Her gün daha vahşi bir hale geldi ve Cayetano'nun hayatını eskisinden daha perişan hale getirdi. Önce babası tarafından düzenli olarak dövüldü, sonrasında ağabeyleri de bu istismara eşlik ettiler.
Doğduğundan itibaren hastalıklar peşini bırakmadı.
Cayetano hastalandıktan sonra muayene edildi. Sürekli dövülmesi nedeniyle kafasında 27'den fazla yara izi vardı. Ayrıca sürekli sağlıksız koşullarda yaşadığı için bağırsak iltihabı da dahil olmak üzere birçok başka sağlık sorunu geliştirdi.
Babası, hastalığının tüm öfkesini tek kelime etmeyen Cayetano'ya yöneltti.
Cayetano'nun sürekli dayak yemesinin başlıca nedeni, onun zeka eksikliğiydi. Okuldan atıldığında sadece beş yaşındaydı. Pek çok kişi ona okuması ve öğrenmesi için yardım etmeye çalıştı ama beceremediği için hepsi boşunaydı. Sonrasında insanlar onunla ilgilenmeyi bıraktı. O da içgüdüsel olarak öfkesini atmanın yollarını bulmaya başladı. Hayatının erken evrelerinde kedileri ve kuşları öldürmeye başladı. Ateşle oynamayı da severdi ve bu yüzden birçok insanın başını belaya sokardı.
İlk cinayet teşebbüsü iki yaşındaki bir çocuktu.
Yaşadığı birçok olayın ardından sonunda öfkesini iki yaşındaki Miguel de Paoli adındaki bir çocuktan çıkarmaya karar verdi. Çocuğa, onu temiz, ıssız bir bölgeye kadar takip etmesi şartıyla bir şekerleme sözü verdi. Küçük çocuk bunu kabul etti ve onu takip etti. Cayetano onu dövmeye başladı ve yakındaki bir hendeğe itti, çocuk dikenli dalların üzerine düştü. Neyse ki, bir polis bölgede geziyordu ve çocukları yakındaki polis karakoluna götürdü, ancak Cayetano sadece sekiz yaşında olduğu için cezalandırılmadı ve dava reddedildi.
Çok geçmeden Cayetano tekrardan başkasına saldırmaya karar verdi.
Bu sefer seçtiği kurban on sekiz aylık bir çocuktu ve Cayetano sadece ellerini kullanmakla kalmadı, bu sefer bir silah seçti. Bir taş aldı ve çocuğun kafasına vurmaya başladı. Bir subay onu tekrar gördü ve bu sefer iki erkek çocuk arasında normal bir kavga olduğu düşünüldüğünden dolayı ceza almadan serbest bırakıldı.
O kadar teşebbüse rağmen ilk öldürdüğü kurbanı üç yaşındaki bir kız çocuğuydu.
Asıl ironik olan Cayetano'nun her seferinde yakalanmıştı ancak asla cezalandırılmadı. Sanki hiç yakalanmayacağına inanmaya başlamış gibiydi. Tek başına oynayan üç yaşında bir kız olan Maria Rosa Face'i öldürdü. Kızı yakındaki bir çöl bölgesine çekti ve ona saldırdı. Ona defalarca vurduktan sonra boğdu ve bir hendeğe attı. Daha sonra vücudunu teneke kutularla kapladı ve asla bulunamayacağı bir yere gömdü. Zavallı kızın ailesi kızlarını aramaya devam etti ve sonra kayıp kızları için yas tutarak İtalya'ya geri döndü.
İlk defa yakalanıp hapse atıldı.
Cayetano, birini öldürdüğü veya taciz ettiği için değil, mastürbasyon yaparken yakalandığı için iki ay hapse girdi. On yaşındaki Cayetano, odasındayken annesi Lucia Ruffo tarafından yakalandıktan sonra hemen olayın ayrıntılarını bildirdi. Bu süre zarfında, bu tür eylemleri yapmak günahtı ve bir kişi yakalanırsa hapiste yatmak zorunda kalırdı.
Büyüdükçe öfkesini farklı şeylere yansıtmanın yeni yollarını buldu.
Bir gün babası tarafından fiziksel şiddete maruz kaldıktan sonra kuşunu almış, öldürmüş, gözlerini çıkarmış ve kalıntılarını bir ayakkabı kutusuna koymuştu. Sonra kutuyu ne yaptığını görebilmesi için babasının yatağının yanına koydu. Cayetano, babasının onun için planladığı herhangi bir tacizi artık umursamıyordu.
Cayetano'nun içindeki öfke gittikçe daha da arttı.
Birkaç ay sonra başka bir çocuğu boş bir depoya çekti. Onu yakalayıp yakındaki bir çukurda boğmaya çalıştı ama neyse ki çocuğun yardım çığlıkları duyuldu. Cayetano daha sonra polise, çocuğu bir kadını öldürmeye çalışırken kurtarmaya çalıştığını bildirdi. Ancak çocuk çok gençti ve kendisi bir şey söyleyemeyecek kadar travma geçirmişti. Bir süre sonra bir bebeğin göz kapaklarını yakmaya çalıştı.17 Ocak 1912'de, Cayetano gençliğinin başlarındayken bir depoyu ateşe verdi. Polise, “İtfaiyecilerin çalıştığını görmek hoşuma gidiyor. Ateşe nasıl düştüklerini görmek güzel.” dedi.
Ama içindeki öfkenin ateşi asla dinmedi.
Cayetano'nun bitmeyen vahşetinin bir sonraki kurbanı, terk edilmiş bir binada bulunan Arturo Laurora adında 13 yaşındaki bir çocuktu. Yakındaki bir incir ağacı dalı ile defalarca kırbaçlandı, ardından boğuldu. Bundan aylar sonra, 7 Mart 1912'de kurbanı, Reyna Vainicoff adında beş yaşında bir kız çocuğu oldu, bir dükkanın penceresinin yanında durup bir çift ayakkabıyı beğendi. Büyükbabası caddenin karşısındayken en sevdiği elbisesini giyiyordu. Elbisesi arkadan ateşe verildi ve kimse ne olduğunu anlayamadı. Dedesi bunu fark etti ve onu kurtarmak için aceleyle yolun karşısına geçmeye çalıştı ama bir araç kıza çarptı. Olayı gören polis, kendini kızın üzerine attı. Kız hastaneye kaldırıldı ancak 16 gün sonra vefat etti. Ancak bunu kimin yaptığını kimse bulamadı.
Öfkesi uçsuz bucaksız bir deliliğe dönüştü.
Deliliğin ardından, Eylül 1912'nin sonlarında bir tren istasyonunu ateşe verdi. 8 Kasım 1912'de sekiz yaşındaki Roberto Russo'yu boğmaya çalıştı. Adam öldürmeye teşebbüs suçlamasıyla tutuklandı ancak duruşmaya kadar serbest bırakıldı. Ondan sonra yine durmadı. 16 Kasım 1912'de Carmen Ghittoni adlı bir çocuğu vurdu ama polis onu yakaladığı için öldüremedi. 20 Kasım 1912'de, şans eseri çığlık atan komşusu tarafından kurtarılan iki yaşındaki Carolina Neolener'i de kaçırdı.
Son kurbanı, 3 Aralık 1912'de ıssız bir yere götürüp dövdüğü Jesualdo Giordano'ydu.
Giordano'nun cesedini sakladı ancak ceset dakikalar sonra bulundu. Cinayet sırasında o çevrede Cayetano tanık olarak bulunduğu için ertesi gün tutuklandı. Baş şüpheli haline geldi ve tereddüt etmeden yaptığı her şeyi pişmanlık duymadan itiraf etti. Dört kişiyi öldürdüğü, 2 kişiye saldırdığı ve 1906'dan 1912'ye kadar 5 cinayete teşebbüs öyküsü olduğu ortaya çıktı.
Sonrasında devlet tarafından korunan iki büyük kulübeyi yaktı.
Arjantin'deki ilk seri katil oldu ve 1913'te bir akıl sağlığı tesisine gönderilmesi kararlaştırıldı. Tesiste bile yedi mahkumu öldürmeye çalıştı. Akıl sağlığı uzmanları, Cayetano'nun deli olduğu sonucuna vardı. Bu yüzden yargıç davayı ertelemeye ve ömür boyu ıslahevinde kalmasına karar verdi. Islahevindeki dengesiz davranışlarının ardından Mart 1923'te cezaevine nakledildi. Sahipleri tarafından fena halde dövülen 2 evcil kedinin canını aldı. Hastalandıktan sonra hastaneye kaldırıldı ve on yıldan fazla borada kaldı. 15 Kasım 1944'te Cayetano, 48 yaşında bilinmeyen bir nedenden dolayı vefat etti.
Yorum Yazın
Bir psikopat kolay yetişmiyor. Sebep olan yapan gibidir bu çocuğu bu hale getiren ailesi işlediği her suçtan sorumlu
dönemin iç işleri bakanıyla fotoğrafı yoksa sayılmaz.