Gönderilen Garip Yardım Mesajının Ardından Tüm Mürettebatı Ölü Olarak Bulunan Hayalet Gemi: SS Ourang Medan
Bu olayı Sherlock Holmes bile çözemez herhalde, detayları öğrenince resmen beynimiz yandı!🤯
Bu içerik hazırlanırken Historic Mysteries, de173, Astonishing Legends ve Parlak Jurnal sitelerinden yararlanılmıştır.
SS Ourang Medan. Endonezya’nın Sumatra açıklarında, Malakka Boğazı üzerinde seyretmekte olan Hollanda bandıralı bir gemi...
Takvim yaprakları 1947 yılını gösterirken bu gemi esrarengiz bir olayın baş kahramanı oldu ve aradan geçen bunca zaman, bu olayı aydınlatmakta başarılı olamadı.
Hazırsanız, sizler için bu gizemin perdelerini aralayalım.
Tahminen Haziran ayının sonlarına doğru, Malakka Boğazı civarında seyir halinde olan gemilere SOS mesajı gelmeye başladı. İki parça halindeki mesaj, Mors alfabesi ile oluşturulmuştu.
Gelen mesajın ilk parçası deşifre edildiğinde ortaya şöyle bir metin çıkıyordu:
'Tüm mürettebat, kaptan dahil, hepsi ölmüş. Kaptan köşkünde ve güvertede yatıyorlar. Muhtemelen gemideki herkes öldü… Ben... ölüyorum.'
Mesajın geri kalan kısmı, deşifre edilemeyecek bir haldeydi; anlamsız noktalar ve çizgilerden oluşuyordu ancak ilk parçanın işaret ettiği şey gayet açıktı. Bu geminin bütün mürettebatı sebebi bilinmeyen bir şekilde ölmüştü.
Mesajı alan Amerika bandıralı gemi 'Silver Star' olayı araştırmak üzere kolları sıvamış, mesajı önce kendi gemilerindeki İngiliz ve Hollandalı mürettebata dinleterek geminin koordinatlarını tespit etmeye çalışmışlardı.
Geminin SS Ourang Medan olduğu anlaşılınca, Silver Star’ın kaptanı vakit kaybetmeden rotayı buraya çevirdi. Dışarıdan bakıldığında gemide hiçbir hayat belirtisi yoktu, hatta bir hayalet gemiyi andırıyordu. Silver Star’ın kaptanı bir arama çalışması yapmaya karar vererek, mürettebatıyla birlikte SS Ourang Medan’a çıktı.
Gördükleri manzara, gelen mesajı kanıtlar nitelikteydi…
SS Ourang Medan'da bulunan cesetler yüzlerindeki dehşet ifadeleri, korku dolu gözleri ve sanki birinden korunmak istermiş gibi ileriye doğru uzanan kollarıyla kaskatı kesilmiş birer heykel gibiydiler.
Gemide yaşayan tek bir canlı dahi kalmamıştı, geminin terrier cinsi köpeği bile ölmüştü. Zavallı hayvanın korkudan çenesi kilitlenmişti. Cesetlerin hiçbirinde herhangi bir darp izi veya hastalık belirtisi görünmüyordu. Üstelik o gün hava sıcaklığı neredeyse 43 dereceyi görmüşken SS Ourang Medan'ın güvertesini sebebi belirsiz bir soğuk hava dalgası sarmıştı.
Silver Star'ın arama ekibi, kaptanın cesedini kaptan köşkünde buldu. SOS sinyalini gönderen mürettebat ise sinyal odasında bulundu. Mesajı Silver Star'a gönderdikten sonra bir eli hala ekipmanların üzerindeyken can vermişti...
Gemide kurtarılabilecek hiçbir canlı yoktu. Arama ekibi, gemideki ölümlerin neden kaynaklandığının bulunabilmesi için SS Ourang Medan’ı limana çekmeye karar verdi. Gemiyi hareket ettirmek için hazırlandıkları sırada gemiden yükselen duman ekibin dikkatini çekti ve hemen Silver Star’a geri dönmek zorunda kaldılar. Gemiden ayrılır ayrılmaz, SS Ourang Medan şiddetli bir patlamayla birlikte okyanusun dibini boyladı. Üstelik SS Ourang Medan’ın gizemleri bununla da bitmiyordu!
Gemide yaşanan patlama ve tüm mürettebatın gizemli ölümü CIA raporlarına geçti. Ancak nereden bakarsanız bakın, işin içinde bazı tutarsızlıklar vardı.
Dönemin CIA Başkanı Allen Dulles’in yardımcısı C. H. Marck Jr. olayı araştırıp detaylı bir rapor sundu. Hatta SOS mesajının detayları da bu raporun ardından ortaya çıktı. Geminin kimyasal madde taşıdığı iddia ediliyordu, yaşanan patlama ve mürettebatın ölümü de kimyasal sızıntısına bağlanmıştı. Tabii, bu yalnızca teorilerden bir tanesiydi. Olayın gündeme gelişiyle birlikte komplo teorisyenleri kolları sıvayarak SS Ourang Medan’ı didik didik araştırmaya başladı...
Başlangıçta geminin Lloyds nakliyat şirketine bağlı bir gemi olduğu söyleniyordu, ancak detaylı araştırmalar sonrası geminin bu şirketle herhangi bir bağlantısı bulunamadı.
Hatta ilginçtir ki, geminin varlığı bile şüpheliydi çünkü resmi kayıtlarda SS Ourang Medan’ın adı bile geçmiyordu! Lakin SOS mesajını alan Silver Star, resmi kayıtlarda görünen bir gemiydi ve Grace Lane isimli bir şirket tarafından satın alınmadan önce Santa Juana olarak biliniyordu.
Geminin resmi kayıtlarda görünmediğini yazar Roy Bainton tespit etmişti. Aynı zamanda SS Ourang Medan’ın ne taşıdığını, nereden nereye yolculuk yaptığını ve SOS mesajının hangi gemilere ulaştığını da belirlemişti. Gemide yasadışı kimyasal madde taşındığını, mürettebatın ölümüne ve gemideki patlamaya sebep olan şeyin potasyum siyanür ve nitrogliserin olduğunu iddia ediyordu.
Bir diğer iddia, mürettebatın metan gazı yüzünden öldüğü idi. Denizdeki metan gazı salınımının geminin bulunduğu bölgede normalden yüksek olduğu tespit edilmişti.
Ancak bu da yalnızca neden SS Ourang Medan’ın etkilenip Silver Star’ın etkilenmediğini açıklamıyordu. Bu gizem bir türlü çözülemeyince uzaylıların gemi mürettebatını hipnoz yoluyla öldürdüğü bile iddia edildi, tabii sizin de tahmin edeceğiniz gibi bu teori ciddiye dahi alınmadı.
Bir başka teori ise Çin Japon Savaşı ve II. Dünya Savaşı sırasında Japon bilim insanlarının 731. Birim olarak bilinen biyolojik ve kimyasal savaş biriminin yürüttüğü deneylerle SS Ourang Medan arasında bir bağlantı olduğuydu. Nazi rejimini bile baltalayabilecek güçteki 731. Birim’in dikkat çekmekten kaçınmak için elindekileri sıra dışı bir ticari gemi ve yabancı bir mürettebat ile kaçırması mümkün olabilir miydi? Eğer öyleyse, ne yanlış gitti de bütün mürettebatın sonu ölüm oldu?
Sizlere son olarak ilginç bir noktadan daha bahsedelim. Burası bir çeşit Bermuda Şeytan Üçgeni mi, orasına en son siz karar verin.
Malezya Havayolları’na ait 370 sefer sayılı uçak, 2014 yılında 227 yolcusu ve 8 kişilik mürettebatıyla birlikte ortadan kayboldu. Kuala Lumpur’dan havalanan uçak, Pekin’e doğru yol almaktaydı. Uçakla iletişimin kesildiği yer, SS Ourang Medan’ın bulunduğu bölgeydi. Arama çalışmaları uzun bir süre devam etse ve uçağa ait parçaların bulunduğu iddia edilse bile bu olay bir sonuca bağlanmadı.
Sizce SS Ourang Medan, birilerinin üstünü örtmeye çalıştığı gizli bir proje mi, yoksa aslında var olmayan bir gemi için uydurulan bir korku hikâyesi mi?
Yorum Yazın