Dünyanın En Ünlü Tablosu Mona Lisa Hakkında Senelerdir Kafaları Kurcalayan Sırlar ve Gizemler
Mona Lisa, sanat tarihinin en ünlü ve gizemli tablolarından biri olarak yüzyıllardır ziyaretçilerin ve sanatseverlerin ilgisini çekiyor. Leonardo da Vinci tarafından yaratılan bu başyapıt, güzellik ve gizemle örülü bir hikayeye ev sahipliği yapıyor.
İşte karşınızda, Mona Lisa'nın ardındaki sırları keşfetmeye giden heyecan dolu bir yolculuk! 👇
Mona Lisa, dünya çapında ünlü bir tablo olup sayısız teori ve ilginç çıkarımlarla bugüne kadar gündeme gelmiştir.
Bu eser hem gizemli hem de dikkat çekici detayları nedeniyle çok konuşulan ve ünlü bir yapıt haline gelmiştir. Peki, Mona Lisa neden bu kadar ünlüdür?
Öncelikle, Mona Lisa'nın kusursuz bir sanat eseri olarak kabul edilmesi ve Rönesans Dönemi'nin en ünlü sanatçılarından Leonardo Da Vinci tarafından yapılmış olması eserin ününü artırır.
Sanat tarihçisi Giorgio Vasari, Leonardo'nun tablo üzerinde dört yıl geçirdiğini ve bitirmediğini belirtmişti.
Üstelik Da Vinci, Mona Lisa'yı daha uzun süreler boyunca yanında taşıdı. Bazıları, Mona Lisa'nın büyük bir gizemi olduğu için Leonardo'nun onu yanından ayırmadığını düşünüyor.
Ayrıca 1800'lerde Napolyon'un yatak odasında asılı olduğu biliniyor ve bu durum da eserin o dönemde büyük bir merak konusu olmasına yol açmıştır.
Tablonun Louvre Müzesi'ne getirildikten sonra 1911 yılında çalındığı ve ardından tekrar bulunup müzeye yerleştirildiği de bilinmektedir.
İki yıl sonra tabloyu çalanın Mona Lisa’yı cam kutulara konulması için tutulmuş dört kişiden biri olan Vincenzo Perigua adlı kişi olduğu ortaya çıktı. Artık Mona Lisa, sadece sanat dünyası tarafından değil, dünya genelinde tanınan ve gizemi araştırılan bir eser oldu.
Tabloyla ilgili bilimsel çalışmalar, farklı profillerin ve ilginç figürlerin ortaya çıkabileceğini göstermektedir.
Bu nedenle, bazıları resmin pek çok açıdan mesaj kaygısı taşıdığını düşünmektedir. Ancak tabloyu bu denli fazla görmekten sıkılanlar ve eserle ilgili öne sürülen çoğu görüşün yalnızca birer safsata olduğunu düşünenler de bulunmaktadır. Bu durum, Mona Lisa tablosunun popüler kültürün önemli bir parçası haline gelmesinin ve eserle ilgili en ufak ayrıntıların bile büyük birer şifreymiş gibi abartılmasının bir sonucu olarak görülebilir.
Tabloyu ayrıntılı şekilde incelediğimizde, ellerini üst üste koymuş sakince oturan bir kadını görürüz.
Kadının tebessüm ederken ve somurtuyor gibi görünen farklı duygu durumları Da Vinci'nin yeteneğinin önemli bir göstergesidir. Ayrıca kadının gözlerinin tabloyu inceleyene doğrudan bakar şekilde resmedilmesi, Mona Lisa'nın bakışlarıyla sürekli etrafı izliyormuş gibi görünmesine neden olmaktadır.
Mona Lisa'nın kim olduğu konusundaki merak, tabloyla ilgili başka bir unsurdur.
Bu kadının gerçekte kim olduğu ve Da Vinci'nin neden onu resmettiği halen net olarak bilinmemektedir. Farklı görüşler ve teoriler bulunsa da kesin bir sonuca varılamamıştır. Yaygın inanışa göre Leonardo da Vinci, bir tüccarın eşi olan Lisa Gerardini'yi resmetti. Bazıları, Milano Düşesi Isabella of Aragon veya Cecilia Gallerani olduğunu iddia etti ve bazı araştırmacılar da tablonun birden fazla kişiye dayandığını ileri sürdü. Bu araştırmacılara göre bu kişilerden biri Mon Salai’dir.
Da Vinci'nin Mon Salai adlı tablosuyla Mona Lisa'nın birçok ortak noktası bulunuyor.
Mon Salai, Da Vinci'nin çırağı Gian Giacomo Caprotti Da Oreno için kullandığı ve 'benim küçük şeytanım' anlamına gelen bir ifadeydi. Tarihçilere göre Mon Salai sadece çırağı değil aynı zamanda sevgilisiydi. O dönemde eşcinsel ilişkiler büyük cezalarla karşılanıyordu. Bu teoriye göre Leonardo, Mona Lisa'ya sevgilisinin resmini eklemiş ve ikisi arasında mükemmel bir uyum sağlamıştı. Mona Lisa ile Mon Salai'nin bu tabloda bir arada olması teorisini destekleyen birçok bulgu ortaya çıktı.
Bazı bulgular, Mona Lisa ve Mon Salai tablolarının dijital ortamda üst üste getirilmesiyle oluşan benzeme oranının oldukça yüksek olduğunu gösteriyor.
Mon Salai tablosundaki erkeğin yüzü, Mona Lisa'nın yüzüyle büyük benzerlikler taşıyordu.
Bir başka iddia, Mona Lisa'nın adının bir anagram olduğudur. Harflerin yerleri değiştirildiğinde, Mon Salai yazılabilir.
Bazı araştırmacılar, arka planın ve manzaranın İtalyan kasabası Bobbio olduğunu düşünür ve Bobbio Köprüsü, 'Şeytan'ın Köprüsü' olarak bilinir.
Da Vinci'nin 'benim küçük şeytanım' olarak adlandırdığı çırağını resme eklediğini doğru kabul edersek bu iddia da inandırıcı olmaktadır.
Sanatsal estetik açısından değerlendirdiğimizde, ışık ve gölge kullanımı dikkat çekicidir.
Özellikle kadının elleri, yüzü ve boynu tüm tabloya göre çok daha parıltılıdır. O dönemde oturmuş bir kadının resmedilmesi de oldukça yaygın olmayan bir durumdur.
Mona Lisa'nın yüzü dışında arka plan da oldukça ilgi çekicidir.
Perspektif açıdan örtüşmeyen dağlar açıkça görülebilir ancak Da Vinci'nin böyle bir hatayı bilinçsizce yapması düşük bir ihtimaldir. Dijital incelemelerde, sol taraftaki dağları kesip sağ tarafla birleştirerek kusursuz bir dağ sırası oluşturulabiliyor.
Tablonun sol alt köşesinde yer alan 72 sayısı da dikkat çekicidir.
Kabala'ya göre, 7 dünyanın yaratılışını, 2 ise erkek ve kadın arasındaki zıtlığı ve birleşmeyi temsil eder.
Mona Lisa'nın gerçekten henüz anlamlandıramadığımız şifreleri ve gizemleri barındırıp barındırmadığı veya bu konuda yapılan tartışmaların çok fazla abartılıp abartılmadığı tamamen kişisel bir yorum meselesidir.
Tablonun sanatsal değeri, tarihi önemi ve Da Vinci'nin yeteneği ile birleştiğinde, Mona Lisa'nın ünü ve ilgi çekiciliği hakkında yapılan tartışmaların devam etmesi şaşırtıcı olmayacaktır.
Bu içerikler de ilginizi çekebilir. 👇
Yorum Yazın