Bu Zifiri Karanlık Restoranlarda Değil Yemeği Elinizi Bile Göremiyorsunuz: 'Dinner in The Dark'
Bu Zifiri Karanlık Restoranlarda Değil Yemeği Elinizi Bile Göremiyorsunuz: 'Dinner in The Dark'
İlki 1999'da açılan ve şu anda Amerika ve Avrupa'da birçok yerde bulunan 'Dinner in The Dark' yani 'Karanlıkta Akşam Yemeği' konseptini gelin beraber detaylıca inceleyelim.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Bu akşam yemeği konseptini gittiğiniz ülkede bir turistik atraksiyon olarak değerlendirmek onu biraz hafife almak gibi olabilir. Çünkü bu akşam yemeği konseptinde hem görme engelliler ile empati kurmuş oluyorsunuz, hem de görme duyunuzu geçici de olsa kaybettiğiniz için tat alma duyunuzda farklılıklar ortaya çıkıyor.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Önceden rezervasyon yaptırdığınız restorana gittiğinizde, ilk başta sizi loş ışıklı bir ortamda ağırlıyorlar. Yemeğe geçmeden önce ikram edilen içkiler eşliğinde, menüden yemeğinizi seçiyorsunuz.
Menü elbette alışkın olduğunuz tarzda değil. İçeriğini bilmediğiniz ve anlamanızın mümkün olmadığı değişik tarzda bir menü veriliyor size. Menüde size verilen sadece ipuçları. Örneğin başlangıç yemeği için: 'Gevrek, keskin ve tatlı, yemekten önce mükemmel bir başlangıç.' bilgisi var sadece.
Yemeğinizi seçtikten sonra, çantanız, telefonunuz ve saatiniz de dahil olmak üzere bütün aksesuarlarınızı bir dolaba kilitlemeniz söyleniyor. Çünkü içeride en ufak ışık sızıntısı verecek her şey yasak. Ayrıca çantanızdan olur da bir şey düşürürseniz bulmanız imkansız olacağı için yanınızda bir şey olmamalı.
Daha sonra görme engelli olan garsonunuz sizinle gelip tanışıyor. İsmini söylüyor tanışıyor, bir takım espriler yapıyor: 'Bugün çok güzel görünüyorsunuz' gibi. Daha sonra size omuzlarınızdan tutunup tren olarak içeri gitmeniz gerektiğini anlatıyor. Işıklı alandan bir anda zifiri karanlığa gireceğiniz için başınız dönmesin diye, içeri girmeden gözünüzü kapamanız tavsiye ediliyor.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Masanıza oturduktan sonra, garsonunuzla tanışıyorsunuz. Eğer paniklerseniz veya ekstra içecek isterseniz ona adıyla seslenmeniz yeterli çünkü siz onu göremeseniz de o masanızın başında sizi bekliyor.
Bu öyle bir karanlık ki, elinizi gözünüzün önüne getirdiğiniz zaman bile göremiyorsunuz. Ve gözünüz karanlığa asla alışmıyor. İçeride bulunduğunuz 1.5-2 saat boyunca zifiri karanlıktasınız. İçeceğinizi masada alırken zorlanmamanız için garson size önce hepsini öğretiyor. Çatalınız burada, bıçak burada, tabak burada, bardağınız burada diye hepsini öğretiyor. Dolayısıyla kolaylıkla öğreniyorsunuz ve zorlanmıyorsunuz.
Diyelim yemeği yerken karanlıkta paniklediniz ki bu olabilen bir durum. Hemen yine garsonunuza sesleniyorsunuz ve o sizi dışarı çıkarıyor. Dilerseniz yemeğinize dışarıda ışıklı ortamda devam edebiliyorsunuz.
Aslında yediğiniz şeylerin hepsi çok başarılı. Ama ne yediğinizi çıkana kadar göremiyorsunuz. Ben tavuk yediğimi sanıp, çıkınca balık olduğunu fark etmiştim mesela. Tat alma duyunuz daha çok çalıştığı için mi yoksa yemekler gerçekten çok lezzetli olduğu için mi bilmiyorum ama yediğimiz her şey gerçekten mükemmeldi.
Siz içerideyken infrared kameralar ile izlendiğiniz bu yemek konseptinin kişi başı ücreti de 85-100 dolar arası değişiyor.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Dünyanın ilk 'karanlık' restoranı acaba nerede açılmış diye düşünüyorsanız hemen söyleyelim, 1999'da İsviçre'nin Zürih kentinde açılmış. İsmi 'Blindekuh' (Kör İnek) olan restoran aynı zamanda, dünyanın bütün garsonları görme engelli olan ilk restoranı olarak da tarihe geçti.
Zifiri karanlıkta değil yemeği kendi elini bile görmeden yemek yeme kavramı nasıl çıktı diye merak ediyorsanız, hikayesi aşağıda.
İlginizi çektiyse bu videoyu izlemenizi tavsiye ederim.
Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
Yorum Yazın
tren şeklinde ilerlemek denilince aklıma "Körlük romanı" geliyor .(okumanızı tavsiye ederim)
Kim elledi götumu..
İlginçmiş.