Görüş Bildir
Haberler
Bu Szondi Psikolojik Teste Göre Gizli Kimliğinizi Ortaya Çıkarıyoruz!

etiket Bu Szondi Psikolojik Teste Göre Gizli Kimliğinizi Ortaya Çıkarıyoruz!

Ebru Çiftçi
06.01.2021 - 19:30 Son Güncelleme: 18.01.2021 - 18:40

Ünlü psikiyatristlerinden Macar Leopold Szondi’nin hazırladığı bu test, insanların gizli kimliğini ortaya çıkarıyor!  

Bakalım sen gerçekte kimsin?

İçeriğin Devamı Aşağıda

Issız bir ormanda karşınıza çıksaydı bu insanların hangisinden en çok korkacağınızı seçer misiniz?

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda

Kendini yapayalnız hissetmek...

Kendini yapayalnız hissetmek...

Senin içinde herkesten sakladığın yalnız bir kişilik var. Kendini o kadar çok yalnız hissediyorsun ki bunu kimseye göstermek istemiyorsun. Etrafındaki insanların içten içe seni anlamadığını düşünüyorsun. Kimseye kendini yakın hissetmiyorsun. Sanki onlarla aranda yıkılmaz bir duvar gibi bir şey var. Ama bunu sanki sen kurmuşsun. Geçmişte yaşadığın hayal kırıklıkları seni tüm insanlığa küstürmüş gibi. Bir daha kimseye güvenememeye başlamışsın. Bu durum da seni içine kapanık bir insan haline dönüştürmüş. İnsanlardan giderek uzaklaşmışsın. Elbette yakınlarınla iletişim kuruyorsun ama genelde hepsi yüzeysel oluyor. Kimseyle derinden iletişim kuramamak seni içten içe üzüyor. Ne birine gerçekten güvenebiliyorsun ne de birini gerçekten sevebiliyorsun. Hayatına çok zor bir şekilde insan alıyorsun. İşte kimsenin görmediği o gizli kişiliğin bu şekilde...

İçten içe duygusal bir yanın var!

İçten içe duygusal bir yanın var!

Senin gizli kimliğin içten içe çok duygusal bir insan olmak diyebiliriz. Etrafındaki insanların senin bu yanını görmesini hiçbir şekilde istemiyorsun. Her ne kadar insanlara güvensen de içinde bir yerlerde güvensizlik duygusu baskın duruyor. Bir yanın içindekileri karşındaki insana anlatmak için can atıyor, bir yanın da daha çok üzüleceğini söyleyip duruyor. İşte bu yüzden içine kapanıp, duygularını kendi kendine yaşıyorsun. İnsanların senin zaaflarından yararlanmasına izin vermek istemiyorsun. Çünkü insanlar ne kadar güvenilir olursa olsun, kendilerini savunmasız hissettikleri anda karşısındaki insanı harcadıklarını çok iyi biliyorsun. Bu ister dostun ister kardeşin ister sevgilin olsun fark etmez. Şartlar sağlandığında aslında herkes her şeyi yapabilir. Hayat sana bunu zamanında çok güzel öğrettiği için bir şekil korunma mekanizmanı oluşturmuşsun. Bu da seni dışarıdan güçlü bir kişilik yapıyor. Bunu yapmak bazen o kadar zor geliyor ki, içindeki bütün duyguları dışarı atıp kurtulmak istiyorsun. Fakat kendine engel oluyorsun.

Gizliden gizliye takıntıların var...

Gizliden gizliye takıntıların var...

Kimseye gösteremediğin ve seni yiyip bitiren bir kişilik özelliğin var. O da her şeyi takıntı haline getirmek. Etrafındaki insanlar senin bu yannı gördüğünde daha kırmak isterler diye düşünüyorsun. Bunun yanında sen hiçbir zaman görünmez bir kişilik olmak istemiyorsun. Gerçi bunu kim ister ki? İnsanlara fazlasıyla değer vermen ve önemsemen çok güzel bir şey. Bu senin ne kadar güzel bir insan olduğunu gösterir. Hatta o kadar çok önemsiyorsun ki, ağzından çıkan bir kelimeye bile takılabiliyorsun. Bunu o kişiye belli etmeyip, kendi kendine kuruyorsun. Bir de her zaman en kötüsüne kuruyor, psikolojini altüst ediyorsun. Geceleri başını yastığı koyduğunda bazen düşünmekten uyuyamıyorsun. İnsanların senin için ne düşündüğü, ne söylediği veya nasıl davrandığı o kadar önemli geliyor ki, sanki dünyanın sonu geliyor gibi davranıyorsun. Bu gizli özelliğinle başa çıkmak seni epey yoruyor. Aslında bunun tek bir çözümü var. O da her söyleneni ciddiye almamak. Düşünsene etrafımızdaki herkes bir şeyler söylüyor. Her söyleneni ciddiye alırsak işimiz var valla.

Kilitli kapılar ardında hırslı bir insansın...

Kilitli kapılar ardında hırslı bir insansın...

Senin kimsenin görmediği gizli kişiliğinde hırslı bir insan yatıyor. Aslında ortada hiçbir neden yokken bile diğer insanlarla rekabete girebiliyorsun. Sen her şeyde iyi olmalıymışsın gibi hissediyorsun. Başarısızlığı da yenilgiyi de kabullenememe gibi bir durumun var. Sanki bunlar olunca çok güçsüz hissediyorsun. Halbuki, bu sadece kendine zarar veren bir şey. Bu hayatta kazanmak da var kaybetmek de var. İlk önce bunu kabullenmemiz gerekiyor sanrım. Bir konuda arkadaşın, sevgilin veya kardeşin senden üstün çıktı diye bunu hırs yapmak pek iyi bir şey değil. İnsan başka biriyle kendini kıyaslamadığı, sadece kendi için hırs yaptığı zaman sağlıklı sonuçlar alabilir. Sen ise o kadar rekabetçi davranıyorsun ki, etrafındaki insanların her zaman ilgi alanlarına girmek istiyorsun. Belki de bu durum senin beğenilme arzundan kaynaklanıyordur. Herkes bir şeyleri arzular. Kimi yalnız olmamayı, kimi başarısız olmamayı gibi aldatılmamayı vs. Anlayacağın içinde kilitli kapılar ardında aşırı hırslı bir insansın...

İçinde hatalarını kabul etmeyen bir kişi var...

İçinde hatalarını kabul etmeyen bir kişi var...

Senin kabul edemediğin ve kimseye de söyleyemediğin özelliğin hatalarını kabul etmemek! Hayatımızda yaptığımız bazı yanlışlarımız oluyor. Hepimiz  bazen öyle bir noktaya geliyoruz ki, hakikati göremiyoruz. Bazen de görmek istemiyoruz... Böyle anlarda aldığımız kararları, söylediğimiz sözleri aslında bizim gerçek kişiliğimiz yapmıyor. O an beynimizi yöneten duygu her neyse işte tam olarak o yapıyor. Ortada aslında yapılan bir hata var. Bunu kendinin yaptığını çok iyi biliyorsun fakat o kadar mükemmeliyetçi bir insansın ki, yanlış yaptığını asla kabul etmiyorsun. Hatta bazen haksız olduğunu bile bile üste çıkmaya çalışıyorsun. Bu insanı o kadar yıpratan bir şey ki, anlatamayız. Bazen o an aldığımız reaksiyonların geri dönüşü olamayabiliyor. Pişmanlık duyuyoruz, daha fazla ızdırap çekiyoruz. Oysaki, en başta kendinin hatasız bir kul olmadığını kabullense insan o zaman kabul etmek çok daha kolay olurdu. Sen bu konuda biraz zorlanıyorsun ama elbet her şeyin farkına varacaksın. Hatalarından ders çıkaracak ve yoluna daha özgür devam edeceksin. İçini kurcalayan bu dertlerden kurtulacaksın...

Değersiz hisseden birisin...

Değersiz hisseden birisin...

Senin içten içe yaşadığın gizli bir yanın var, o da kendini sürekli değersiz hissetmek. Etrafındaki olaylar, söylenen sözler veya davranışlar sana bunu derinden hissettiriyor. Sanki insanlara verdiğin değerin karşılığını almıyormuş gibi hissediyorsun. Sen insanları mutlu etmek için elinden geleni yapıyorsun. Sevdiklerine kendinden fazlasıyla vermeye çalışıyorsun. Onlara değer verdiğini göstermek için elinden geleni yapıyorsun. Senin için bir insanı mutlu edebilmek çok önemli. Sen de içten içe etrafındaki insanların senin gibi olmasını bekliyorsun. Değerli hissetmek... İnsan kendini ne kadar beklentiye sokmak istemese de ister istemez giriyorsun işte. Onlar için değerli olduğunu hissetmenin sana iyi geleceğini düşünüyorsun. Kim istemez ki? Bazı insanlar beklentilerin kendilerini daha çok üzdüğünün farkına varıp bunu yapmaktan vazgeçebiliyor. Bu raddeye gelebilmek en zorudur. Örneğin bir ortamda bazen fikirlerine değer verilmediğini düşünüyorsun. Bunu düşünüp kendi kendini üzüyorsun. Oysa sen bunu kendi içinde benimsemişsin ve öyleymiş gibi hissediyorsun. Aslında herkes sana değer veriyor, sadece sen istediğin kişilerden değer görmediğin için bunu göremiyorsun...

İçinde tatminsiz, mükemmeliyetçi bir kişilik var...

İçinde tatminsiz, mükemmeliyetçi bir kişilik var...

İçinde hiçbir şeyden tatmin olmayan mükemmeliyetçi bir kişilik var. Bunu kimsenin görmesini istemiyorsun. Hem ruhen hem de bedenen bu durumun seni etkilediğinin belki farkındasındır. Önemli olan dört dörtlük biri olmak değil, mutlu olmaktır. Elbette emeklerimizin sonucunda iyi şeyler görmek isteriz ama sen elinden geleni yaptığın zaman iş senden zaten çıkmıştır. Kendine bu kadar haksızlık etmen doğru mu? Tabii ki de değil... Sınırları aşmaya çalışan, yeni şeyler peşinde koşan bir insansın. Gerek işte gerek okulda gerek özel hayatında en iyisi olması için çaba gösteren bir insansın. Fakat bu uğraş bile bazen sana yeterli gelmiyor. Hep daha iyisi olsun diye düşünüyor kendini yok yere üzüyorsun. Sen zaten yaptıklarınla ve çabaladıklarınla en iyisisin. Bunları düşünerek kendini kısıtlama engel olma. Emin ol işte o zaman her şey kendiliğinden oturacaktır. Mükemmeliyetçilik zor bir iştir. Hiçbir şeyden tatmin olmamak büyük bir mutsuzluk getirir ve bütün motivasyonunu kaybetmene neden olur. O yüzden biraz oluruna bırakmanda fayda var...

Kimseye güvenmeyen bir kişilik...

Kimseye güvenmeyen bir kişilik...

İçinde kimsenin fark etmediği ve görmediğin güvenini tamamiyle kaybetmiş bir kişi var. Sen sevdiklerin için elinden geleni yapan ve güvenini kazanan bir insansın. Şöyle ki geçmişte yaşadığın bazı hayal kırıklıkları seni insanlara güvenmeyen biri haline çevirmiş. Kimseye tam anlamıyla içini açamıyorsun. Kimseyle yakınlık kuramıyor, her şeyi kendi içinde yaşıyorsun. Bundan dolayı en yakınım dediğin insanlar bile senin içinde ne yaşadığını tam bilmiyor. Zamanında yaşadığın hayal kırıklığı seni böyle bir insan yapmış. Bunu kimseye söyleyemiyor, gösteremiyorsun. Hayatına bir insan alırken bile çok tereddüt ediyorsun. O yüzden çevrende az ve öz insanlar var. Sadece kendi belirlediğin çevrede takılıyorsun. Özellikle aşk konularından oldukça korkuyorsun. Bir daha birine güvenmek ve ona her şeyini vermek zor gibi geliyor. İşte bu güvensizlik duygusu seni birçok alanda kötü etkiliyor...

BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
1113
223
147
93
90
72
70
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın