Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Beşiktaş - Hapoel Beer-Sheva Maçı İçin Yazılmış En İyi 10 Köşe Yazısı
Son bölümlere dikkat etmeli - Ahmet Çakar
Eğer geçen hafta İsrail’de çok iyi bir sonuç almamış olsalardı dün gece büyük bir sıkıntı yaşayabilirlerdi
Aslında Beşiktaş, galiba turu bu maçta değil, geçen hafta İsrail'de geçti. Eğer geçen hafta İsrail'de çok iyi bir sonuç almamış olsalardı dün gece büyük bir sıkıntı yaşayabilirlerdi.
Zira rakip takım tuhaf bir ekipti.
Yıldızı falan yok, oyuncu değerleri de öyle milyonlarca Euro'yla ifade edilen cinsten değil ama çok ciddi bir özellikleri var ki bunu da dün akşam çok defa gösterdiler. Ayağa pası iyi yapıyorlar, çabuk düşünüyorlar ve en önemlisi çok rahat gol pozisyonuna giriyorlar.
Dün Beşiktaş kazanmış olmasına rağmen, ciddi gol pozisyonları açısından Hapoel Beer Sheva daha öndeydi. Aslında son 20 dakikaya kadar Beşiktaş kontrollü oynamaya çalıştı. Pas yaptı, tempoyu sürekli ayarladı ve ilk yarıda da golü buldu. Babel soldan getirdi, içeriye çıkardı, defans uzaklaştıramadı, Aboubakar da golü yaptı. Aslında Aboubakar bu tarz golleri çok fazla ve rahat atıyor.
Saygı duyacaksınız - Erman Toroğlu
Hani bir laf vardır ya; ne kadar ekmek o kadar köfte... İlk baştaki skor 3-1 olunca, diğer 90 dakika içindeki mücadelede böyle oluyor. Beşiktaşlı oyuncular, duruma göre gaza bastılar, duruma göre arabayı rölantiye aldılar; bazen de frene bastılar. Baktılar ki pabuç pahalı olacak bu sefer de Şenol kenardan olaya el koymaya başladı. Mesela Oğuzhan ismini attı sahaya. Biraz sıkışsa Atiba'yı ortaya atacaktı. Ama Oğuzhan kafi geldi. Neye karşı: Grip olursunuz ya... Önce antibiyotikten başlamazsınız. 'İki aspirin alıp başlayım' dersiniz. Şenol bir aspirin ile halletti. Halledemeseydi bu sefer Atiba'yı alacaktı oyuna...
'Şenol'un şansı' dersek haksızlık ederiz. Şenol, 17-18 kişiyi her an oynayacakmış gibi hazırlıyor. Bir teknik adamın en büyük özelliği budur. Hiçbir futbolcuyu, 'Ben seni asarım, keserim, kadro harici bırakırım' diyerek oynatamazsınız. Futbolcu maça çıkıp oynarken yedek kulübesine bakar. 'Ulan' der; 'Ben çıkarsam yerime bu girecek. Sonra da bir daha oynamayabilirim.' Bu riski futbolcu hissettiğinde sahada düzgün mücadele eder. Onun için de bir futbol takımının en büyük itici gücü yedek kulübesidir. Sahadaki 11'i tehdit eden; ensesinde boza pişiren... Bunu da yapacak adam teknik direktördür. Şenol da Türkiye'de bunu iyi uygulayan teknik direktörlerden biri... Bu kadar basit.
Farklı Beşiktaş, Beşiktaş farklı - Mehmet Demirkol
Orta saha merkezi Atiba ve Oğuzhan’dan farklıyken, bu da yetmezmiş gibi iki kanat beki normalden farklıyken bu takımı ayakta tutmak ve kazanmak bir teknik direktörlük işidir.
Bu maçtan çıkarılacak iki temel sonuç var. Beşiktaş futbol takımının başarısının temelinde mutlak iki temel figür var. Birisi oyunu dizayn eden, takıma ve taraftara güven veren Şenol Güneş. Diğeri oyunun ve güvenin etrafına inşa edildiği çapa: Atiba...
Atiba’nın pozisyonunda oynayan oyuncular yüzde 40 savunma yüzde 60 hücum, yüzde 50 hücum ve savunmayı mükemmel yapan oyuncular olabiliyorlar. Ekürileriyle birbirlerinin
açıklarını kapatıp iki yönlü oyunda fark yaratabiliyorlar. Atiba onlardan farklı.
Yakışan kazanıp elemesiydi - Güntekin Onay
Futbolda bu seviyede az koşarak ekonomik oynamak veya az mücadele ederek oynamak diye bir durum söz konusu değil ve rakip sizden kalite olarak daha düşük seviyede olsa bile çok ağır bir fatura çıkartabilir.
İşi ciddi tutma adına maça Quaresma ve Talisca gibi yetenekli oyuncularla başlamak çok da doğru bir yaklaşım olmadı. Çünkü 3-1’in rövanşında bilinç altında bir rehavet yaşanabiliyor. Akılların G.Saray maçında olması doğal ve futbolcu ister istemez daha eforsuz, deparsız oyuna doğru kayıyor. Bu yüzden özellikle yüksek enerji isteyen bölgelerde az süre olan isimleri kullandı Şenol Güneş. Ancak bu kez de ofansif bölgedeki oyuncuların takım savunmasına yardım etmemesi yüzünden sorun yaşadı. Şenol hoca her ne kadar ‘Ciddiyet’ vurgusunda bulunsa da dün sahada Beşiktaş adına en büyük eksiklik disiplin ve ciddiyetti.
Finale kadar yürüyebilir - Metin Tekin
3-1'in rövanşında kritik derbi öncesi Babel, Quaresma, Talisca ile başlaması sizce doğru bir karar mıydı?
Beşiktaş, 3-1'lik bir deplasman galibiyetinin ardından evinde rakibini ağırladı... Garanti bir sonucun ardından oynama devamlılığı, haftaya oynayacağınız maç için çok önemli. Böyle baktığınızda illa ki bazı oyuncuları dinlendirmeyi ve bazı oyuncuları da oynatmayı düşünebilirsiniz. Çünkü maç ritmi yakalamak, devamlılıkla kazanılan bir şey.. Şenol Güneş 'dinlendirmek' yerine 'oynatma' mantığıyla çıktı bu maça. Tabii ki dinlendirdiği isimler de oldu.. Ama sonuç olarak Beşiktaş, 'rotasyon' ve 'oynama devamlılığı' dengesini çok iyi kurdu dün gece.
Beşiktaş oyuna nasıl başladı ve istediği oyunu sahaya yansıtabildi mi?
Beşiktaş, ilk maçtaki gibi dengeli ve kontrollü başladı. Golü de 17. dakikada bulunca iyice rahatladı. Maçı kontrollü götürdü. Bu gayet mantıklı bir tercihti.
Kazanırken eksikleri görmek - Cem Dizdar
İlk maçın sonucuna bağlı olarak Şenol Güneş’in sahaya, ülkede kabul gören o yanlış tabirle, ‘yedek ağırlıklı kadro ‘yla çıkması bekleniyordu. Ancak harcanan pozisyonlar sırasında ekrana öfkeyle hoplayıp sıçrayan görüntüleri yansıyordu teknik adamın. Yaşamın bir çok alanında olduğu gibi futbolda da bilgi, disiplin ve ciddiyet asıldır. Güneş de biliyordu ki sahada bulunan her oyuncunun gerek lig gerek UEFA yolundaki katkısı kritik önemde. O nedenle sahada kimse ‘yedek lüksü’yle davranamazdı. Mevcut Beşiktaş kadrosu da 25-35 arası periyot hariç bu konuda titizdi. Sanıyorum Güneş, bu periyot konusunda İnler ve Necip başta bazı oyuncularla ciddi bir görüş alış verişinde bulunacaktır.
Futbol ciddi iştir - Ömer Güvenç
48 saat öncesine kadar 3 takımımızla Avrupa’da vardık. Ama maalesef F.Bahçe ve Osmanlı’nın vedası ile artık Avrupa’da Beşiktaş ile yolumuza devam ediyoruz. Şenol Hoca daha dün “futbol ciddiyet ister çünkü ciddi bir iştir” demişti. Ne güzel söylemişsin hocam; ağzına sağlık. Beşiktaş’ta dün büyük bir ciddiyetsizlik görmedim ama “nasılsa tur atlarız”, “deplasmanda 3-1 kazandık, bu saatten sonra elenir miyiz?” havası kör gözüne parmak gibi belirgindi.
90 dakika boyunca bildiğimiz Beşiktaş’ın hızlı ve çabuk temposu yoktu. Futbolcular adeta “unumuzu eledik, eleğimizi astık” havasındaydılar. İnanıyorum ki Beşiktaş tur atlamasına rağmen Güneş futbolcularına bunu hatırlatacaktır.
Stockholm seni çağırıyor - Zeki Uzundurukan.
Beşiktaş, sanki 3-1'lik dev bir avantaja sahip değilmiş ve mutlak kazanmaya ihtiyacı varmış gibi tahrip gücü yüksek bir futbolla başladı maça.
Vodafone Arena tribünlerini dolduran muhteşem taraftar topluluğuna ne demeli! Onlar, maçın ilk saniyesinden son saniyesine kadar mutluluğun, coşkunun, zaferin resmini çizdiler. Nasıl coşmasınlar ki; muhteşem bir takıma sahipler...
Bu gururlanılacak başarı tablosunun, ligde ve Avrupa'da koşar adım hedefe yürüyüşün mimarı elbette ki Şenol Güneş...
Bir Şenol Güneş'in takımına oynattığı futbola bakıyorum; bir de Advocaat'ın Fenerbahçe'ye oynattığı futbola...
Arada dağlar kadar fark var..
Yolun açık olsun - Turgay Demir
Ligde şampiyonluğa odaklanan Beşiktaş, Avrupa Ligi'nde de hedefine kendinden emin adımlarla yürüyor. Kadro genişliği ve kalitesi bakımında bir çok rakibinden daha iyi durumda olan Kartal, ilk maçta elde ettiği büyük avantajın rahatlığıyla Beer Sheva karşısında son derece rahattı. Şenol Güneş derbiyi de düşünüp geniş bir rotasyona gitse de Kartal maça sanki gole ihtiyacı varmış gibi ciddi başladı ki, olması gereken de buydu.
Topa daha çok sahip olduğu ilik yarıda erken bir gol bulmak için her iki kanadı da iyi kullanan Kartal ilk çeyrek biterken aradığını buldu. Babel getirdi, Talisca bıraktı ve Aboubakar acımasız (!) vuruşla topa tavana çaktı. Hem de ne çakmak….
2 attı 5 saydı - Ali Ece
İlk maçın skoru, yoğun fikstürde rotasyon imkânı verdi.
Şenol Güneş hep “Formayı ben vermem. Oyuncu alır” der. İşte o hesap! İsrail deplasmanının kahramanlarından Necip yine formayı aldı, hakkını verdi. Necip ile Gökhan İnler ilk 15 dakikada modern futbol teorisyenlerinin kulaklarını çok çınlattılar: “Bazen karşı preste kapılan toplar en iyi oyun kuruculardır.” Talisca, Quaresma ve Babel’in kesik kesik de olsa sergiledikleri sağlı sollu merkezli yetenekleri maçın hemen başında Aboubakar’a golü attırmaya yetti. Necip’in 51’deki ara pası da Sosa’variydi.
Golden sonra Beşiktaş vitesi küçülttü, oyunu rölantiye aldı. Hapoel’in kendi gücünün üstüne çıkmaya çalıştığı dakikalarda karşısına Fabri çıktı. Beşiktaş’ın artık adına özel besteler, tezahüratlar yapılan bir kalecisi var.
Yorum Yazın