Bazen Sevmek de Yetmiyor: Eşinizi Sürekli Alttan Alarak Evliliğinizin Ömrünü Kısaltıyor Olabilirsiniz
Evlilikte eşler arasında yaşanan sorunlar bir hayli can sıkıcı olabiliyor. Kimi zaman eşler sorunlarına çözüm yolu üretemiyor ve birbirlerinden uzaklaşıyor. Bu uzaklaşma da duygusal bağın kopmasına neden oluyor. Davranış bilimleri uzmanı, aynı zamanda aile danışmanı ve yazar Dr. Ferhat Aslan; evlilikte yaşanan sorunlardan, bu sorunların kaynağından ve çözüm yollarından bahsediyor. Gelin, bu tavsiyelere siz de kulak verin.
Erkekler, eşlerine duygularını açmıyor ve güven eksikliği yaşıyor.
Dr. Ferhat Aslan; erkeklerin birçoğunun iş yerindeki sorunlarını eşlerine anlatmak istemediğini, bir kısmının ise anlatmaması gerektiğine inandığını söylüyor. Bu durumun sebebi, çocuklukta zihne yerleşmiş kalıplardan kaynaklanıyor. Yani bu durumlarda 'Kadınlara güvenilmez.' algısı ortaya çıkıyor ancak bu düşünce elbette çok yanlış. Siz yaşantınızdaki sorunları eşinize anlatıp rahatlayamayacaksanız eşiniz neden var ki? Evlilik; dertleşmeye, duyguları paylaşmaya dayanır. Bunu yapmazsanız aynı evde yaşayan iki yabancı gibi olursunuz.
Akıllı telefonlar, evlilikte şeffaflığa gölge düşürüyor.
Evliliğin en önemli unsurlarından biri şeffaflık. Ne yazık ki günümüzde cep telefonları eşler arasındaki şeffaflığı zedeliyor. Eş; telefonuna koyduğu şifreyi partneriyle paylaşmıyor, telefonunu ısrarla cebinde taşıyor hatta tuvalete bile telefonla giriyor. Bu durum da eşler arasında güvensizliğe neden oluyor ve kuşkular gün yüzüne çıkıyor. Oysa Dr. Ferhat Aslan'a göre telefon, eşler arasında 'özel' kategorisine girmemeli çünkü sağlıklı bir evlilikte eşler, birbirlerinin telefonlarını zaten kurcalamaz.
Erkekler, eşlerinin kilosunu eleştiriyor.
Bazı erkekler, eşlerinin kilosuna kafalarını takar ve onları sürekli eleştirir. Bu durumda kadın, kendini değersiz hissetmeye başlar ve beğenilmediğini düşünür. Sonrasında kadının öz güveni kırılır. Dolayısıyla eşlerinizi kırıcı bir dille eleştirmemelisiniz. Dr. Ferhat Aslan, böyle durumlarda sandviç metodunu öneriyor. Bu durumda önce eşiniz hakkında güzel şeyler söyledikten sonra eleştirinizi kibar bir dille yapabilir, ardından konuşmanızı tekrar güzel sözlerle tamamlayabilirsiniz.
Kadınlar cinsellikten uzak duruyor.
Evlilikte şüphesiz cinselliğin yeri büyük ancak cinsellik beş dakikalık biyolojik bir süreç olmamalı. Erkekler, eşlerini sadece fiziksel ihtiyaçları olduğunda hatırlamamalı. Aksi takdirde kadınlar kendini geri çekiyor. Çünkü cinsellikte duygu, romantizm ve şefkat bulunmalı. Bu durumda erkekler eşleriyle duygusal bir bağ kurmalı, mekanik bir ilişki yerine eşinin varlığını her an hatırlamalı.
Eşler, birbirleriyle vakit geçirirken sadece fiziksel olarak ortamda bulunuyor.
Kadınlardan şu şikayeti sık sık duyabilirsiniz. 'Eşimle beraber dışarı çıkıyoruz ama eşim bir türlü memnun olmuyor hatta bu duruma tepki gösteriyor.' Peki, bunun sebebi ne? Erkekler; aslında eşiyle gezmiyorlar, onları gezdiriyorlar. Kadınlar eşlerini yanlarında görmek istiyor ancak erkekler aslında sadece fiziksel olarak orada bulunuyor. Kafaları ise bambaşka yerlerde...
Eşler, birbirlerinin ailelerine küfredebiliyor.
Ne olursa olsun, eşinizin ailesini aşağılamayın ve onlara küfür etmeyin. Aksi takdirde kendinizi, eşinizi ve ilişkinizi yıpratırsınız. Bu tavrınızın ardından eşinizden size ilgi göstermesini, sizi sevmesini beklemeyin. Dolayısıyla eşinizin ailesi ile sorunlarınız varsa onları konuşarak çözmeye çalışın.
Tek taraflı fedakârlık yapmak tükenmişliğe sebep oluyor.
Bazıları evliliğin en başında çok baskıcı, dayatmacı ve çok sorgulayıcı olabiliyor. Diğer eş bu durumda sınırını çizmek yerine sürekli alttan almayı tercih ediyor çünkü 'El alem ne der?' ya da 'Evliliğim dağılır mı?' gibi kaygılar kafasını kurcalıyor. Yani aslında farkında olmasa da tek taraflı fedakârlık yapıyor. Bu durum da tükenmişlik sendromuna neden olabilir. Alttan alan eş depresyona girebilir veya eşine karşı agresif tavırlar sergileyebilir.
Eşler birbiriyle sohbet etmiyor.
Kaliteli evlilik elbette kaliteli sohbete bağlı. Bazı eşler konuşacak konularının olmamasından yakınır. Bu nedenle sohbet edemediklerini söyler ancak seven insan sevdiğiyle konuşmak için konuya ihtiyaç duymaz ve konu arayışında olmaz. Sohbet edemiyorsanız aranızdaki duygusal bağ zarar görmüş demektir. Dolayısıyla önce bu sorunu gidermelisiniz. Yoksa her geçen gün birbirinizden uzaklaşmaya devam edersiniz.
Evlenir evlenmez çocuk yapmak, duygusal bağı zedeliyor.
Evliliğin ilk bir yılı, eşlerin birbirleriyle kaynaşma dönemi. Bu dönemde eş olmanın tadını çıkarmak gerekir. Dr. Ferhat Aslan, 'Anne babadan önce eş olmak önemli.' sözlerinin altını çiziyor. Bu sayede kaynaşma dönemi başarıyla tamamlanabiliyor ve eşler arasında sağlam bir bağ oluşuyor.
Yorum Yazın
evlilik diye bir kavram kaldımiki hiamanianaa