Amerikan Ulusal Parklarının Ardında Kanlı ve İnsanlık Dışı Bir Tarihin Yattığını Biliyor musunuz?
ABD'nin bugün turistler tarafından ziyaret edilen ulusal parklarının ardında pek çoğumuzun daha önce hiç duymadığı kanlı bir tarih yatıyor sevgili dostlar. Ayrıntıları sizler için derledik:
ABD'nin ulusal parkları Başkan Roosevelt zamanında kurulmuştur.
Konservatif bir insan olan ve konservatif bir çağda yaşayan Roosevelt, yanında bulunan insanlarla birlikte ülkenin ulusal parklarını ve ormanlarını şekillendirmek ve korumak için çok fazla iş yapmış, bir ülkenin iyileşmesinin yolunun doğanın ve vahşi yaşamın korunmasından geçtiğine inanmıştı.
Buraya kadar her şey normal görünüyor.
Olayın ilginçleşmeye başladığı nokta ise Başkan Roosevelt'in ulusal parkların inşası için görevlendirdiği Madison Grant'in amansız bir ırkçı olması. Çünkü Grant, bugün bile ülkenin doğal alanlarının korunmasına yaptığı katkıdan çok, 1916 yılında yazdığı 'Mükemmel Irkın Ölümü' isimli kitapla tanınıyor. Sözde bilimsel bu eserde Grant, beyaz ırkın üstünlüğünü kanıtlama ve insanları 'Kuzeyli' ırkların yok oluşuna karşı uyarma amacı güdüyor.
Grant, yazdığı bu kitapla daha sonraları Hitler'e de esin kaynağı oluyor.
Grant'in kitaptaki teorisine göre Kuzeyli insanlar doğuştan aristokrat ve soyludur, ancak Alpler'de ve Akdeniz'de yaşayan insanlar Kuzeyli ırklara üstünlük sağlayarak onları yok etmektedir. Kitap o zamanlar büyük başarı göstererek '1924 Göçmenlik Yasası'na önayak olmuş, bu yasaya istinaden Doğu ve Güney Avrupa'dan ve Afrika'dan ABD'ye yapılan göçler kısıtlanmış, Orta Doğu ve Asya'dan gelen göçlerin ise tamamen önüne geçilmiştir. Ayrıca Adolf Hitler yazdığı bir mektupla Grant'e hayranlığını belirtmiş, kitap için 'benim İncil'im' ifadesini kullanmıştır.
Kitap, Başkan Roosevelt tarafından da takdirle karşılanmıştır.
Hatta başkan, kitap hakkında, 'kusursuz bir kitap; amaç ve vizyon açısından tam da insanımızın öğrenmesi gereken bilgileri içeriyor' ifadesini kullanmıştır. Böylelikle Amerika, bugün adlarından yalnızca doğal güzellikleriyle söz ettiren ulusal parkların oluşturulması için adımı atmıştır.
Bugün muhteşem doğasıyla görenleri büyüleyen Yosemite Ulusal Parkı, o dönemde büyük bir vahşete sahne oldu.
1864 yılında başlayan ve Grant önderliğinde gerçekleştirilen Yosemite'yi koruma hareketi ile bölgede 6,000 yıldır barınan Kızılderililer işgalci edilmiş, kullandıkları avlanma teknikleri yüzünden tembel, hazıra konan ve saygısız insanlar oldukları iddia edilmiştir. Ancak gerçekte Yosemite yerliler tarafından şekillendirilmiş, tarım yapılan ve geniş biyolojik çeşitliliğe sahip bir bölgedir.
Ancak o zamanın bakış açısı, askeri görevlendirerek yerlileri bölgeden temizlemeyi uygun görmüştür.
Ve yerliler, bugün Amerikan Ulusal Parkları olarak bilinen bu alanlardan dayak, işkence ve cinayetle çıkarılmıştır. Sistematik şekilde yürütülen gaddarlık ile yerlilerin bölgeden tamamen silinmesi amaçlanmış, ancak bu da direkt olarak yapılmayarak aç ve susuz bırakma, yakma, tecavüz etme gibi işkencelere başvurulmuştur. Bu kıyımın ardından Yosemite'de yalnızca birkaç Kızılderili kalmış, bunlar da yıllar boyunca Ulusal Parkı ziyaret eden turistleri eğlendirmeye zorlanmıştır.
Yaşanan vahşet bugün ise hafızalardan silinmeye çalışılmaktadır.
Her ne kadar bugünkü akademisyenler bu tarihi gerçeğin az çok gizlenmeye çalıştığını belirtiyor ve yaşanan olaylara dikkat çekiyorsa da, bu ve benzeri kıyımlar geçmişte kalmış değildir. Bugün Afrika ve Asyalı insanlara yerlerinden etme amacı güdülmüyor ve daha dolaylı yoldan zarar veriliyor olsa da, dünyamızda hâlen beyaz ve Avrupa kökenli insanların egemenliği hüküm sürmektedir. Umuyoruz ki gelecekte bu günlere bakıp 'O zamanlar iyi ki geride kalmış!' deriz...
Yorum Yazın
Eğer gerçekleştirmek istediğiniz terörü bu örnekte olduğu gibi süsleyip püslerseniz kimse size terörist demez. Bilakis saygı duyar.
Yalnızce park değil ülke böyle kurulmuş ama neyse
Amerika full ülke olarak zulüm ve kanın üstüne kurulu zaten ne ulusal parkı siz hayırdır xnmcbnxm