13 Yaşında Evlendirilip Kocası Tarafından Zorla Geneleve Satılan Cansu'nun Acılarla Dolu Hayat Hikayesi
Sizleri 13 yaşında evlendirilip sonrasında geneleve satılan Cansu ile tanıştıracağız. Kendisi Katarsis X-TRA’ya katılarak Uzman Psikolog Gökhan Çınar’a hayat hikayesini anlattı, biz de sizlerle paylaştık. Buyurun içeriğe...
Kaynak: Bana Göre TV
Geçtiğimiz günlerde Bana Göre TV adlı YouTube kanalında Uzman Psikolog Gökhan Çınar’ın sunduğu Katarsis X-TRA’ya ömrünü zorla satıldığı genelevde geçiren Cansu konuk oldu.
Hayat kadını olan Cansu Yetiştirdim’i dinliyoruz bugün. Cansu yalnız bırakılmış ve çocukluğunda taciz görmüş bir kadın. Bir ömür sesini kimseye duyuramadığı için artık hayat kadınlarını ve kadınları herkes duysun istiyor.
“Ben hayat kadını olmak istemedim, zorla edildim. 17 yaşındaydım ben eşim tarafından geneleve satıldığım zaman.”
Cansu Yetiştirdim kanser tedavisi görüyor, tek memesi alınmış ve bu hastalığın yaşadıkları nedeniyle, çektiği acılar yüzünden olduğunu söylüyor.
55 yaşında olan Cansu Almanya’da dünyaya gelmiş, annesi 2 buçuk yaşındayken Türkiye’ye getirmiş. Babaları kabul etmediği için annesi kardeşini evlatlık verip kızını da üvey babasına bırakmış ve Almanya’ya dönmüş. Annesi daha sonra Türkiye’ye dönmüş. Üvey babası Cansu 11 yaşındayken verem hastası olmuş ve ona bakıyormuş. Bu süreçte de Cansu’yu fiziksel olarak taciz etmeye başlamış. Korktuğu için annesine asla anlatamamış Cansu çünkü üvey babası tehdit ediyormuş.
“Tacizin ne olduğunu bile bilmiyordum ben. Bir baba çocuğunu sever ama yatağına alması çok başka, kötü bir şey. Onun elleri benim vücudumda dolaştığı zaman hep ağlıyordum çünkü korkuyordum.”
Evden kaçtığını anlatan Cansu inşaatlarda yattığını söylüyor, gece kendisini biri bulup bir şey yapar diye korktuğu için de sesini çıkartamıyormuş. Annesi bulup dövüp bağlıyormuş kaçmasın diye. Yaşıtları dışarıda oynarken, yemek yaptığını, çamaşır yıkadığını, ev temizlediğini ve üvey babasına baktığını söylüyor.
Çocuk yaşta evlendirilme kararını ise annesi vermiş, 13 yaşına geldiği zaman annesinin halası ve eşi de onlarla yaşıyormuş.
Sigara içmeye başlamış ve dede dediği eniştesi alıyormuş sigarasını. Ama tabii bunun karşılığı olarak taciz ediyormuş. O dönemde de annesi Cansu’yu evlendirmiş.
Annesinin halasının kızının oğlu ile evlendirilmiş. 13 yaşında olduğu için nikah falan da kıyılmamış.
“Bana bir gelinlik giydirdiler o kadar büyüktü ki. Bana düğün yaptılar. Evlendik 10 gün sonra askere gitti bir daha da görmedim onu.”
Cansu o sırada da eşinin ablası ile yaşamaya başlamış. Ablası da pavyonda çalışıyormuş. Ablasının pavyonun sahibi ile dost hayatı yaşadığını söylüyor Cansu. Sonrasında ise hamile olduğunu öğrenmiş zaten.
Görümcesi kayınvalidesi ile anlaşmış ve kürtaj yaptırmaya karar vermişler. Doktora gittikleri zaman öğrenmiş Cansu. İstememiş bebeğini aldırmak. Evden kaçmış, annesine gitmiş. Ama annesi görümcesine inandığı için geri göndermiş. Bu sefer de görümcesinin dostu taciz etmeye başlamış, görümcesi gelip yakaladığında ise dövmüş Cansu’yu ve dışarı atmış.
Eşi askerden döndüğü zaman ona çocuğun eniştesinden olduğunu söylemişler. Bebeği doğmuş, 8 aylık olmuş ve o dönemde hayatına biri girmiş.
Aşık olmuş aslında çok da sevildiğini düşünmüş, evleneceğini hayal etmiş aslında. Evlenmişler de, 1 sene sonra zorluklar başlamış. Dayak, şiddet, aldatılma da hemen arkasından gelmiş.
Eşi taksiciymiş, ayda 1 eve geliyormuş. Hamile kalmış, eşinin bıraktığı para hiçbir şeye yetmiyormuş. Şişe toplayıp bakkala götürüp karşılığında ekmek, yumurta alarak bakmış diğer kızına.
Kocasının bir eşi ve bir kızı daha olduğunu öğrenmiş Cansu, gözünü boyamak için sık sık eve gelmeye başlamış. Bir gün Cansu’yu geneleve satmaya karar vermiş. Bursa’ya götürmüş ve bir kadınla tanıştırmış. Tanıştırdığı kadın ise genelevin patronuymuş.
Bir bahçenin içerisinde küme küme evler olduğunu, renkli renkli ışıklar ve çıplak kadınlar olduğunu söylüyor Cansu.
“Hayvanat bahçesi gibi düşünün bir cam var arkasında kadınlar dans ediyor, diğer tarafında ise insanlar izliyor. İğne atsanız yere düşmez ama hepsi erkek.”
Yemek ikram ettiklerini ve gözünü ertesi gün açtığını söylüyor, gecesini hatırlamıyormuş. Birkaç gün kocasını bekliyor ve bir hafta sonra yemeğini ne katıldığını bilmiyor. İnsanların kendisi ile ilişkiye girdiğini biliyor ama hatırlamıyor.
Her gün ilişkiye girdiği insan sayısının arttığını söyleyen Cansu gitmek istediği zaman dayak yediğini, odalara kapatıldığını söylüyor. Uyuşturucu verdiklerini ve bir günde 50 60 kişi ile birlikte olduğunu anlatıyor.
“Akşam olup duş aldığım zaman bedenimde koku varmış gibi geliyordu dönüp dönüp tekrar duş alıyordum.”
Eşi kendisini satarak genelevden borç bir para almış ve o parayı Cansu’yu orada çalıştırarak ödemiş.
“Benim savcı müşterim vardı. Her kesimden insan geliyor oraya, benim baba-oğul müşterim vardı. Aynı kadınla grup yaptıklarını gördüm ben. Bir keresinde bir psikopat geldi kravatı ile boğazımı sıktı. Güvenlikler ve diğer işçiler geldi zar zor kapıyı kırıp aldılar beni.”
Şu anda kızları ve torunları ile çok iletişim kurmadığını çünkü damatlarının istemediğini söylüyor. Damadı ile İstanbul’da genelevde karşılaştığı zaman öğrendiklerini söylüyor.
Pandemi döneminde genelevlerin kapatılması ve Cansu’nun kansere yakalanması ile kurtulmuş oradan. Tek başına ayakta durduğunu anlatan Cansu kimsenin kendisine yardım etmediğini söylüyor.
“Ölmek istemiyorum, yaşamak istiyorum. Hayat ne kadar kötü olursa olsun nefes almak yine güzel.”
Yorum Yazın
ahlak namus kadına has değil. bu tecavüz edenler, geneeleve gidenler erkekler değil mi?
hayvan bile yapmaz bunu. zorlanan seni sevmeyen istemeyen bir kadın karşında. para gerip seks yapmak... Yok ama olur mu öyle şey iki sevgili el ele tutuşup ... Devamını Gör
erkeklerin çoğu saldırgan hayvanlardan farksız
Çoğu lafını kaldırırsak "Erkekler saldırgan hayvanlardan farksız" oluyor... Sana göre bu tabir daha doğru galiba🤔
Damad kendisini istemiyormus ama evli olmasina ragmen geneleve gitmesini biliyor
çünkü damat lağım faresinin kıçındaki boktan değersiz bir orospu çocuğu