Yerden, Havadan, Beşiktaş’a Goller Hep Ortadan
Geldik ikinci Şenol Güneş döneminin ilk derbisine.
Evet yıllar önce Şenol Güneş’in ilk maçı Mersin İdman Yurdu 2-5 Beşiktaş galibiyetiyle başlamıştı. Yine 5-2’lik Ümraniyespor galibiyeti ile işaretler devam ediyordu.
Sadece derbi kazanan teknik direktörler mi “adam”dır? Bir kişinin bir kulüpteki değerini ne belirliyor diye düşünürken hiçbir konuda veda kültürümüzün bana yetmediğini anımsadım. Öyle ki doğru düzgün jübile bile yapamadığımız Quaresma’dan haber beklediğimizin haberine bakıyoruz şimdilerde…
Şenol Güneş’in gelmesi belki çok iyi olacak, belki futbola ve oyuncu değişikliğine susamış Beşiktaşlılara yağmur olacak ancak eskinin tekrarından başka bir yönetim şekli bilmeyen Beşiktaş Jimnastik Kulübü yönetimi yine günü kurtarmış olacak.
Tahminimce herkes gibi geriye yaslanılan, beklenen, tüm stratejiyi rakibe göre kuran derbiler benim de çekindiğim ve sıkıldığım derbiler. Derbi de tam olarak böyle başladı.
Ev sahibi ve deplasman takımının ayrımı gayet netti.
Umut Meraş’i ilk 11’de görünce umudumu kaybettiğimi söylemek zorundayım.
Galatasaray’ın ilk 17 dakikada bulduğu dört kornerin biri Umut’un hediyesiydi derken beklenen oldu, ilk golü Icardi kaydetti.
Fernandes’in Muslera’ya daha önce gol attığı bir noktadan fırsat mı geldi, korner sırası Beşiktaş’ta derken dakika 22, golsüz geldi geçti bile.
Dele Alli, beklenen başlangıcı yapmayınca tüm yüklenici Salih Uçan oldu. Neredeyse Beşiktaş’a uygun bir futbolcu değil düşünenler olsa da; tribünden çıplak gözle Salih’i izleyenler hakkını teslim eder. Elinden gelenin tamamını yaptığını bilir ve “bu Salih daha ne yapsın!” derler. Tüm bu performansın tüm beklentileri karşılaması dileğimi de şuraya bırakayım.
İlk 11’de çıkmanın Cenk Tosun’a maneviyatı ve Beşiktaş’a skorları güven veriyor. Beşiktaş taraftarı, her zaman olduğu gibi Cenk’in huzurunu gözetmekte haklı çıktı.
Elle oynayanın Umut olduğunu hatırlatmak zorundayım. Umut Meraş ile ilgili korkum, kendini gerçekleştiren kehanet olmuştu resmen. Mert’in kurtarışı hediyesiyle de böyle karşılaştık ve Beşiktaş taraftarı bakımından güven tazelendi. İlk 11 açıklandığında kalede Mert’i görüp endişelendiğimi sizden saklayacak değilim ancak dakika 90’da teşekkür ediyordum.
İkinci yarının ilk dakikalarında Salih’in şut denemesi yetersiz kalınca Beşiktaş taraftarı için oyuncu değişikliği düşünme antrenman dakikaları başlamış oldu.
N’koudou-Muleka (Muleka’yı niye kestiler değil mi?) ve Salih-Redmond değişikliği için niyetler tutuldu.
Beşiktaş savunması vizesiz geçiş hakkı verirken Galatasaray’a tabii düşünmek için oldukça zamanım oldu acaba Aboubakar olsaydı ne olacaktı?
Aboubakar’a vermekten çekindiği paranın oldukça fazlasını Batshuai’ye verdi, örneğin Beşiktaş yönetimi. Aboubakar tüm yaşamını İstanbul’a göre şekillendirmiş ve Beşiktaş’ta kalmaya can atarken bu derbide oynasa ne mi olurdu? Beşiktaş ilk yarı galip şekilde soyunma odasına giderdi.
Şenol Güneş’in yapabileceğini yaptığını görmek zor değil. Oyuncu değişmezlik serisinden sinirleri yıpranan Beşiktaş taraftarı için gol yendikten sonra oyuncu değişiklikleri akıl edebilmek, oyunun tadını kaçırdı.
Beşiktaş’ın serbest vuruşu öncesinde Galatasaray’ın bir koreografi eşliğinde kendini nazikçe (!) yere bırakarak oyuncu değişikliği fazına geçişini ilgiyle izledim. Böyle de olabileceğini öğrendim.
Üzerinde Beşiktaş forması olan Tayfur’un top toplayıcı çocuğu itmesinin de hayal kırıklığını yaşarken Weghorst’un yüksek tansiyonu yönetemeyişini izledim ve maç sona erdi.
Orta sahada serbest dolaşım hakkı verirken Beşiktaş tüm rakiplerine; goller de yerden ve havadan, hep ortadan!
Yorum Yazın