Tane Tane Anlattı: Barış Atay'dan Susup Kenara Çekilen Meslektaşlarına "Konuşursak Ne Değişir?" Dersi
4 Ekim'de yaşanan korkunç olayın tetiklemesiyle beraber kadın cinayetlerinin gündemden bir an olsun düşürülmemesi gereken zamanda sessiz kalan ünlülere bir tepki de oyuncu ve siyasetçi Barış Atay'dan geldi. 'Biz konuşursak ne olur ki?' kafasıyla susan meslektaşlarına nelerin değişebileceğini tane tane anlatan Barış Atay takdir topladı.
4 Ekim'de İstanbul Fatih'te iki genç kızımız İkbal Uzuner ve Ayşenur Halil, cani Semih Çelik tarafından katledilerek hayattan koparıldı.
Cinayetin her bir detayı tüylerimizi ürpertirken ülkede bir an olsun tetikte olmadan yürümeyen kadınların yaşadığı zulüm yeniden yüzümüze tokat gibi çarptı.
Halkın tepkisi çığ gibi büyürken ve korku, ülkenin her bir metrekaresini sarmışken birçok ünlü isim de yaşanan kan dondurucu olaylarla ilgili konuştu.
Kiminin tepkisi 'helal olsun' dedirtirken, kiminin tepkisinin yüzeyselliği de 'keşke hiç konuşmasaydınız' dedirtti. İnanır mısınız bazıları da hiç konuşmamayı tercih etti ve bunu da açık açık söyledi. Konunun bireysel bir tepkiyle çözülemeyeceğini vurgulayarak kenara çekildiler.
Hem oyuncu hem siyasetçi, 2018 yılından 2023 yılına kadar TİP milletvekili olarak görev yapmış Barış Atay, geçtiğimiz dakikalarda X hesabından oldukça takdir toplayan, uzunca bir mesaj paylaştı. "Bence öncelikle “biz konuşsak ne değişir ki” düşüncesinin terk edilmesi gerekiyor" diyerek söze başlayan Atay, sus pus kalmayı seçen meslektaşlarına konuşunca nelerin değişebileceğini anlattı.
'Kamuoyu tarafından tanınan, hayranlık duyulan, tek hareketi ya da bir tek cümlesi dahi milyonlarca insana değen popüler meslektaşlarımızın konuşması, kısa vadede köklü bir çözüm getirmeyebilir ve tabi ki çözmek onların işi de değildir ama çözmesi gerekenler üzerinde baskı yaratacağı kesin. Bu öz farkındalığa ulaşmak çok şeyi değiştirecektir.
“Bir şeyler yapılmalı ” serzenişi doğru ama öznesi olmayan bir çağrı ya da talep karşılık bulmaz. Kim bir şeyler yapmalı, adını koymak zorundayız. Yasa yapıcılar ve uygulayıcılar yani hükümetse bunun birincil sorumlusu, çağrıyı isim vererek yapmak gerekir.
Zira yaşadığımız ülkede yapılması gereken bir çok şey yapılmadığı için durmaksızın bir mücadele veriliyor. Halkın, kamuoyu yaratma gücü olduğunu bildiği insanlardan bu mücadeleye asgari bir destek vermeleri talebini düşmanca görmemek ve bu kadar kırılgan olmamak lazım' açıklamasında bulundu.
Yorum Yazın