Pes Etmeye Utanabilirsiniz: Sadece Gözünü Kırparak Kitap Yazan Felçli Adam, Umudunu Kaybedenlere İlham Olacak
Gerçekleşmesini istediğimiz hedefler için çaba gösterdiğiniz doğru. Fakat zafere giden yolda ne kadar ısrarcısınız? Birçok kişi, belki de en ufak engelde pes etmeyi tercih ediyor. Şimdi sizi 'Azmin elinden hiçbir şey kurtulamaz.' sözünün beden bulmuş hâli Bauby ile tanıştıracağız. Öyle ki bu adam, sadece sol gözünü hareket ettirerek kitap yazmayı başarıyor! İşte, Bauby'nin hayranlık uyandıran hayat hikâyesi...
İşinin ehli başarılı bir editördü.
Jean-Dominique Bauby, 23 Nisan 1952 tarihinde Fransa'nın Paris şehrinde dünyaya gözlerini açtı. Kariyerinde zamanla başarılı bir gazeteci hâline gelen Bauby, çeşitli gazetelerle çalıştıktan sonra 1991 yılında meşhur Elle dergisinin genel yayın yönetmeni olarak işe başladı.
Beyin kanaması geçirmesi sonucu hayatı birkaç saniye içinde değişti.
Theophile ve Celeste isimli iki çocuk sahibi Bauby, oğullarına bir hayli düşkündü. 8 Aralık 1995 tarihinde, 43 yaşındayken oğullarını tiyatroya götürdüğü esnada beyin kanaması geçirdi ve hayatı birkaç saniye içinde değişti. Apar topar hastaneye kaldırılan başarılı gazeteci, 20 gün sonra uyandığında doktorların 'İsminiz ne?' sorusuna yanıt veremedi.
Uyandığında yalnızca sol gözünü kırpabiliyordu.
Talihsiz adam, Locked-in Syndrome yani Türkçede Kilitli Kalma Sendromu olarak bilinen durumda felçli kaldı. Yoğun bakım sürecinde iyileşip eski hâline döneceğini düşünen adam için işler hiç de öyle olmadı. Yalnızca sol gözünü kırpıp hareket ettirebilen Bauby, azıcık da olsa kafasını çevirebilme yetisine sahipti. Fiziki olarak büyük bir çöküş yaşasa da onun zihni hâlâ aynıydı.
Bauby, felçli kalmadan önce bir yayıneviyle sözleşme imzalamıştı.
Sağlıklıyken kitap yazmak için bir yayıneviyle anlaşan Bauby, bu sözleşmeden caymadı. Bir dil terapistinin de yardımıyla ona özel bir alfabe oluşturuldu. Terapist, harfleri teker teker okudu ardından Bauby; istediği harf geldiğinde sol gözünü kırptı. Bauby günde ortalama üç saat boyunca bu şekilde çalışarak iki ayda 144 sayfalık bir kitap yazmayı başardı.
Eserine Kelebek ve Dalgıç Giysisi ismini uygun buldu.
Jean-Dominique Bauby, kitabına Kelebek ve Dalgıç Giysisi adını verdi. Kulağa bir hayli farklı ve özgün gelen bu adın altında insanı derinden etkileyen bir gerçek yatıyor: Dalgıç giysisi, Bauby'nin içinde hapsolduğu ve hareket edemediği bedenini yansıtıyor. Kelebek ise hâlâ özgürce dolaşabilen zihnini temsil ediyor. Sol gözünün hareketini ise bir kelebeğin kanat çırpışlarına benzetiyor.
Kitabı satış rekorları kırıyor.
Kelebek ve Dalgıç kitabı Türkçede dahil birçok dile çevrilmiş ve satış rekoru kıran kitaplardan biri olmuş. Dünya çapında büyük bir ilgi gören kitaptaki 'Özgürlükle aramda bir kapı varsa onu açmaya bile gücüm yok.' sözleri Bauby'nin aslında ne kadar çaresiz olduğunu da yansıtıyor.
Ne yazık ki yaşam savaşını kaybediyor.
Bauby, kitabı basıldıktan birkaç gün sonra 9 Mart 1997 tarihinde ne yazık ki yaşam savaşını kaybediyor. 28 bölümden oluşan bu kitapta Jean-Dominique Bauby; içinde bulunduğu duruma, hastanede yaşadıklarına, söyleyemediklerine yer veriyor. Yazar, bu kitabı sayesinde düşüncelerini bir kelebek gibi özgür bırakmayı başarıyor.
Bauby'nin hikâyesi beyaz perdeye taşınıyor.
Jean-Dominique Bauby'nin hikâyesi, 2007 senesinde beyaz perdeye taşınıyor. Julian Schnabel yönetmenliğiyle Kelebek ve Dalgıç adıyla bir film çekiliyor. Bu film sayesinde yönetmen Julian Schnabel, en iyi yönetmen ödülüne layık görülüyor. Ünlü yönetmen, kitaptaki gerçekleri filme daha iyi yansıtabilmek adına filmi orijinal dilinde yani Fransızca olarak çekiyor. Kelebek ve Dalgıç filmi ise en iyi film dalında ödül kazanıyor. Filmin en beğenilen yanı ise filmin Bauby'nin gözünden çekilmiş olması. Mathieu Amalric, filmde Bauby'e hayat veriyor ve oyunculuk performansı ile büyük bir beğeni toplamayı başarıyor.
Zoru başaran Bauby, insanlar için büyük bir ilham kaynağı oluyor.
Kitap ve film sayesinde Bauby, geniş kitlelere ulaşmayı başarıyor ve insanlara ilham kaynağı oluyor. O, bunları her ne kadar görememiş olsa da onun hayatı ve başarıları övgüyle anılıyor. Bauby'nin hikâyesi, aslında bizlere her şeyi başarabilecek gücümüzün olduğunu ve bunun için yalnızca içimizdeki azmin ve tutkunun alevlenmesi gerektiğini yediden yetmişe herkese fark ettiriyor.
Yorum Yazın
Gerçekten etkileyici, isteyen bir yolunu bulup başarılı olabilir
Her koşulda üreten insanlar gerçekten özel ve değerli insanlar ...
Çok etkilendim.. En kısa zamanda kitabı okuyacağım