Ormanda Hayvanlarla Birlikte Büyüyüp Daha Sonra Normal Hayata Alışmaya Çalışan Dina Sanichar'ın Filmlere Konu Olacak Hayatı
Gerçek hayattaki orman çocuğunu bulduk resmen.
Dina, Hindistan'da yabani hayat yaşayan çocuklardan yalnızca bir tanesi. Hatta Hindistan tarihinde pek çok çocuğun panter, köpek, tavuk gibi farklı türde hayvanlar tarafından yetiştirilmesi yatıyor.
Dina Sanichar 1872 yılında Uttar Pradeş bölgesinde bir grup avcı tarafından bulunuyor. 4 yaşında olmasına rağmen kurt sürüsüyle beraber geziyor.
Daha sonrasında avcılar onun yol arkadaşlarıyla beraber bir mağaraya girdiğini görüyor. Bu durum avcılara aşırı tuhaf geliyor ve aynı zamanda dikkatlerini çekiyor. Çocuğu çıkarmak için avcılar mağarada yangın çıkarıyor ve kurtları öldürüp çocuğu da yanlarına alıyorlar.
Çocuğun altı yaşında olduğuna inanıyorlar.
Avcılar çocuğu kurtarıp çocuk esirgeme kurumu benzeri bir yere götürüyorlar. Burada 'Sanichar' ismini alıyor. Bu isim Urdu dilinde cumartesi anlamına geliyor. Çünkü genellikle öksüz çocuklar cumartesi günü kuruma getiriliyor o dönemde.
Sanichar bu dönemde çok fazla zorluk çekiyor ve düşük IQ'lu olarak nitelendiriliyor. Yurt müdürü Erhardt notlarında onun geri zekalı ve aptal olduğunu ama yine de zeka belirtisi gösterdiğini söylüyor. Bunun yanı sıra yurtta hiçbir zaman konuşma, okuma ve yazma öğrenemiyor.
Sanichar sadece hayvan sesleriyle konuşup anlaşmaya çalışıyor ve dört ayaklıymış gibi yürümeye devam ediyor.
Normal bir şekilde yürümeye başlasa da kıyafet giymekten hoşlanmayıp çıplak gezmeye devam ediyor.
Yetimhaneye ilk geldiğinde yiyecekleri pişmiş yemeyip dişleriyle etini ve kemiğini ayırıyor.
Hiçbir insani belirti göstermemesine rağmen arkadaş edinmeyi başarıyor. Çünkü aynı yetimhanede onun gibi hayvanlar tarafından büyütülen başka bir çocuk daha bulunuyor. Yaban hayata alışan bu iki çocuk normal yaşama adapte olmakta çok büyük sıkıntılar çekiyorlar. Birbirleriyle çok iyi anlaşıyorlar buradaki temel sebep iki taraf arasındaki doğal bağ olabilir.
Sanichar'ın insani olan alışkanlık olarak hayatına aldığı şeylerden biri de sigara içmek.
Çoğu kişi sigara içtiğinden dolayı tüberküloza yakalandığını düşünmekte.
Yıllar süren değişimin ardından Dina'nın gelişimi anormal bir şekilde ilerliyor. 10 yıl insanlarla beraber yaşadığı halde boyu uzamıyor, ön dişleri aşırı büyük ve kafası basık bir şekilde şekilleniyor. Sürekli gergin bir şekilde gezip oradan oraya zıplıyor.
Dina 1895'te 29 yaşından tüberkülozdan dolayı hayatını kaybediyor.
Yıllar içerisinde Hindistan'da yabani çocuklarla ilgili hikayeler artıyor.
Dina'nın bulunduğu zamanlarda ormanda yaşayan başka çocuklar da varken bu sayı git gide artıyor. Bu olayların bir örneği olarak 1920'de ormanda Amala ve Kamala isimli iki küçük kız bulunuyor. Onlarda dört ayaklı olarak yürüyüp, çiğ et yeyip, dolunayda uluyorlar.
Hayvanlar tarafından büyütülen yabani çocukların hikayeleri şair ve yazarları da etkiliyor.
Bunlardan biri 'Mowgli' kahramanıyla ünlü olan Orman Kitabı'nı yazan Rudyard Kipling. Yazar Mowgli karakterini Dina Sanichar'dan esinlenerek yaratıyor. Karakter Dina gibi hayvanlar tarafından büyütülse de kitap bu olaylardan 20 yıl sonra yayınlanıyor.
Mowgli'nin aksine Dina, ormanı kendi isteğiyle değil başkaları tarafından zorlanarak bırakıyor.
Topluma zorla getirilse de, onların beklentilerini asla karşılayamıyor. 6 yılını ormanda geçirdikten sonra beynini normal bir insan gibi şekillendirilmesi gerçekten imkansız. Bu yüzden yaşamının geri kalanı en az önceki kadar trajik ilerliyor.
Bir bakıma Dina psikolojik ve gelişimsel açıdan hayatını ormanda kalmış gibi sürdürmüştür.
Yorum Yazın
Insan ne tuhaf her ortama uyum saglayip alisiyor.
böyle bişeyi gördükten sonra, gelde inan din iman :) bu adama ne soracaklar öteki tarafta, cevaplar gelir şimdi, ya bu günahsız direk geçecek :p