Moda Sektörü Bizlerden Birer Katil mi Yaratıyor? Tüketim Çılgınlığının Tüm İnsanlara Etkileri
Fast Fashion, yani sürekli yeni modellerin çıktığı ve tüketildiği bu akım aslında ne kadar masum görünürse görünsün, hem insanların sağlığıyla hem de hayatlarıyla oynuyor. Biz de tüketim çılgınlığına katkı sağladıkça aslında birer katile evriliyoruz...
Geçtiğimiz senelerde dört mevsim için çıkan sezonlar artık aldı başını gitti. Her hafta yeni bir sezon çıkıyor.
Bu sezonlar da sürekli olarak değişiyor, yeni ürünler geliyor. Bitmek bilmeyen indirimlerle tüketicileri yani bizleri içine çekmeye devam ediyor.
Oldukça uygun fiyata alınan bu ürünler nerelerde ve hangi şartlarda üretiliyor?
Üçüncü Dünya ülkeleri, gelişmemiş durumda oldukları için çok ucuza tekstil işçileri çalıştırıyor ve bu işçiler canlarını hiçe sayan yöneticilerin altında çalışıyor.
Rana Plaza katliamını hatırlarsınız belki, hatırlamayanlar için ufak bir özet geçelim;
Rana Plaza, Bangladeş'te bulunan tekstil işçilerinin çalıştığı bir yerdi...
Zaman içerisinde bu bina eskidiği ve çatlaklar oluştuğu için çalışanları rahatsız etmeye başladı ve tahliye talep ettiler.
Fakat, yöneticileri bunu önemsemedi.
Yönetici, binanın durumunu önemsememeye ve ucuza işçi çalıştırmaya devam etti.
Daha az maliyet için bin kişi yıkılan binanın altında hayata gözlerini yumdu. Hem de günlüğü 1 dolara bile denk gelmeyen maaşlarıyla beraber.
Rana Plaza büyük bir örnekti. Büyük bir katliamdı! Direkt olarak insanların hayatlarını hiçe sayan bir durumdu. Şimdi gelelim diğer konulara;
Moda sektörünün büyük şirketleri, ucuza pamuk alabilmek için organikten kaçınmaya, bol böcek ilacı içeren kimyasalları tarlalara sunmaya başladı.
Böylelikle, çiftçiler kanser oldu ve hayatlarını kaybetti. Hatta borçlu çıkarıldıkları için bir dizi çiftçi böcek ilaçlarını içerek hayatlarına son verdi.
Çevrede yaşayan insanlar kanser olmaya, hasta olmaya ve hayatlarını kaybetmeye devam etti...
Ucuz deriler, ucuz kumaşlar için kullanılan ilaçlar, halkın doğal kaynak sularına bırakıldı.
Bu sular ile ihtiyaçlarını gidermekten başka çaresi olmayan insanlar, çocuklar hastalanmaya başladı. Yeni doğan bebekler engelli doğdu.
Çalıştığı yerde biraz daha fazla ücrete çalışmak istediği için protesto düzenleyen kadınlar odalara kapatılarak darp edildi. Göstericilere gerçek mermiler sıkıldı.
Hepsi asgari ücretle çalışmak istedikleri içindi.
Yani gidip aldığımız, ihtiyacımız olmadığı halde sadece biraz daha ucuza ve indirimde diye gördüğümüz bu 'Fast Fashion' ürünleri bunlara mâl oldu. Hatta olmaya devam ediyor.
Yetinmeyi bilmediğimiz için, kadınlar hayata bu bakışları atmak zorunda kalıyor. Fast Fashion markaları bu insanların hayatlarına mâl olurken bizlerin paralarını kullanıyor.
Az bir maaşla çalışan toplum, gündelik hayatlarını, giderlerini karşılamakta bu kadar zorlanırken, indirimle tüketebildiği ürünleri alarak kendilerine yetebildiklerini sanmaya ve hatta kendilerini zengin hissetmeye başladı.
Aslında giderek fakirleşiyorlardı.
Bu çarkın içinde kazanan tek insanlar büyük markalar oldu. Kaybeden ise diğer tüm insanlar...
Bonus: Konuyu ele alan 'True Cost' belgeselini de izleyebilirsiniz.
Yorum Yazın
Apple montaj fabrikasında bildiğim kadarıyla intihar edenleri tutmak için bina etrafında fileler gerili.
Şimdi bu insanlara komünizmi anlatsak gider bizi ihbar ederler "efendilerine". E ne yapalım şimdi, tüketen sınıf burjuvazi, aç bırakılmakla, işsizlikle tehdi... Devamını Gör
Bir ürünün fiyati o ürünün üretim maliyetinden dolayı degil satıcı ve firmanın kahpeligi yüzünden o gördügünüz fiyattır. Ne yazık ki kapıtalist dünyanın en a... Devamını Gör