Michael Jordan'ın Başarısını Perçinlemesine Rağmen NBA'in Yıllarca En Az Kazanan Yıldızı Olan Scottie Pippen
Geçtiğimiz günlerde Netflix'te 'Last Dance' isimli bir mini belgesel dizi yayınlanmaya başladı. (SPOILER İÇERİR!)
Dizide Chicago Bulls takımında efsane olan Michael Jordan, Scottie Pippen ve Dennis Rodman'ın başarıları ve takımda yaşadıkları anlatılıyor.
Bu üçlünün etkili isimlerinden Scottie Pippen'ın kariyerinin başlangıcına ve yaşam hikayesine gelin birlikte bakalım;
Scottie Pippen 25 Eylül 1965'te Hamburg, Arkansas'da doğdu.
Basketbola buradaki evinin bahçesinde bulunan toprak sahandaki potada başladı. Ailesi tarafından her zaman desteklendiği için özgüveni son derece yüksek bir çocuktu. Hayatı boyunca da böyle oldu.
Etrafında basketbol oynayan çok insan vardı. Onların yaşadıklarından yola çıkarak kendini bekleyen gelecek hakkında da fikir yürütüyordu. Büyük bir kolejden burs kazanacak ve ardından NBA’de oynayıp en iyi basketbolculardan biri hâline gelecekti.
Fakat hiçbir kolejden burs kazanamadı.
Fakat yine de bu durum onun istediğini kaybetmesine sebep olmadı. Ne istediğini biliyordu ve hayallerine daha çok odaklandı.
'Asla havlu atmadım. İnandığım şeylerden hiçbir zaman vazgeçmediğim için sonunda hayatım değişti.'
Doğduğu yer olan Arkansas`da bulunan Central Arkansas Üniversitesi'ne başladı.
Başladığı sene boyu 1.85'ti. Lisede oyun kurucu olarak oynamış ve büyük başarılar elde etmişti. Bu yüzden o sene boyu bir anda uzadı ve 2.03 metre oldu. Fakat o, bu bir anda gelen değişimi oyun tarzıyla entegre etti ve uzun kollar, bacaklar, dev bir fizikle oldukça iyi bir oyun sergiliyordu.
Normalde alt liglerde oynayan bir kolejdeydi.
Fakat bu fiziksel durumunu avantaja çevirmesiyle, başarılar da onu takip etti ve kısa sürede dikkat çeken bir oyuncu oldu. Her istatistikte etkiliydi. Sayı, top çalma gibi her istatistikte iyiydi. Sonunda bir kolejden bursu da kazandı.
'Özgüven ve hazırlıklı olmak; büyük bir oyuncu olmak için olmazsa olmazlar.'
Bu çok yönlü oyunculuğu NBA'de yıldız olmasının da en önemli sebeplerinden biri olacaktı.
Farklı pozisyonları oynayabiliyordu. Bu o dönem NBA’de çok yaygın bir durum değildi. Oyuna her yönden etki etmek gibi bir yaklaşımı olduğunu, çok yönlülük ve çeşitlilik kattığını kendisi de dile getiriyordu.
1987 NBA Seçmeleri'nde 5. sıradan Seattle SuperSonics takımı tarafından seçildi.
Fakat ardından, Olden Polynice karşılığında Chicago Bulls takımına takas edildi. Bulls'da Michael Jordan rüzgarı devam ediyordu. 1988 senesinde Chicago Bulls 10 seneden uzun bir zamandır ilk defa konferans yarı finallerine çıktığında, bu başarıda Michael Jordan'dan sonra en büyük paya sahip olan Scottie Pippen'dı. Böylelikle yerini sağlamlaştırmış oldu.
1995-1996 sezonunda bu ikiliye ligin en iyi ribaund alan oyuncularından birisi olan Dennis Rodman dahil oldu.
Böylelikle efsane üçlü tamamlanmış oldu. Pippen basketbolu 2003 yılında Chicago Bulls takımında bıraktı. Pippen Chicago Bulls takımından ayrılmadan önceki son maçında Utah Jazz ile oynamıştı.
Bu efsane üçlünün fırtına gibi estiği dönemi ve daha fazlasını The Last Dance isimli mini belgesel dizide bulabilirsiniz.
Hem oyuncuların anlatımlarıyla hem de geriye dönüşlerle oluşturulmuş belgeselin henüz 6 bölümü yayınlandı. Her hafta yeni bir bölüm geliyor.
Yorum Yazın