Metaverse Evreninde Yaşam Adeta Bir Matrix Filmini İzlemeye mi Benzeyecek?
Sanal gerçeklik teknolojilerinde yaşanan gelişmeler ile birlikte insanoğlunu yeni bir 'öte evren'in beklediğini görmekteyiz. Her ne kadar bu yeni evrene, yani Metaverse'e, arttırılmış gerçeklik sunan cihazlarla bağlanacağımız söylense de eğitimimizin, işimizin ve hatta özel hayatımızın artık buraya taşınacağını düşünürsek yaşamımızı oldukça etkileyecek bir faktör olduğunu anlayabiliriz.
Hayatımızı taşıyacağımız yeni yuvamız Metaverse'de bizleri bekleyen sınırsız imkan bulunmasının yanı sıra teknoloji şirketlerini ve araştırmacıları endişelendiren bazı karamsar düşünceler de bulunuyor. Metaverse evreninin olumlu ve olumsuz sonuçları hakkında tartışmalar sürüp giderken onu bir çeşit bilim kurgu filmine benzeterek insanların aklındaki şüphe azaltılmaya çabalandı. Ancak yorumlar gösteriyor ki Metaverse gerçekten Matrix serisini yeniden izlediğimizi hissettirebilir.
Metaverse bizleri bir bakıma teknolojiyle birebir temas halinde olacağımız bir konuma sokacak. Ancak Matrix filminde insanlara kablolar bağlanıyor, gerçekle bağları tamamen koparılıyordu.
Aslında Metaverse hakkındaki ilk akla gelen soru bu. Evrene dahil olmak istediğimizde dünyayla bağlantımız tamamen kopacak mı? Bu soruya araştırmacılar iki türlü yanıt veriyor:
1- 'Hayır, Metaverse VR gözlükler aracılığıyla bağlandığınız bir yer. Telefonunuzu kapattığınızda buradasınız, eğer Instagram'ı açarsanız değilsiniz.'
2- 'Evet, evren artık burada yaşamamızı sürdürdüğümüz bir yer haline gelecek. Metaverse'e bağlanmak güne gözlerinizi açmanız ile aynı şey.'
Bu iki cevabın da doğruluğu tartışılır ancak benzer bir durumun Matrix'te de yaşandığı reddedilemez. Filmde karakterin ensesinden bağlanan kablolar ile madden ve ruhen gerçek dünyadan koparılmış sanal bir dünyaya ışınlanma söz konusuydu.
Eğer Metaverse iddia edildiği gibi filme benzer bir evren olursa elbette bu sistemin denetiminin yapılması gerekecek.
Böyle bir durumda da yine filme benzer bir atıfta bulunuluyor: Dijital bir polis devleti. Metaverse evrenine sinir sistemimiz üzerinden bağlanırsak bunun güvenli yollarla olması gerekecek. Bu durumda tüm işlemleri denetleyen ve dünya içerisinde de güvenliği sağlayan bir yapı olmalı. Yine de bu durum çoğu kaynak tarafından hala bir çeşit bilim kurgu fantezisi gibi görülmeye devam ediyor.
Üstelik enseden kablo bağlantısı yapmak için de biraz erken olduğu söyleniyor. Öte yandan bilim birden fazla kanıtı ile karşınızda!
Şimdiye beyin kısmında bulunan nöronları uyarılarak bir maymuna okuma yazma öğretildi. Bu demek oluyor ki aslında işlemi gerçekleştirmek insanoğlu için çok da zor sayılmaz ancak işlemin insan için geçerli olup olamayacağını bilemeyiz. Diğer bir deyişle nöronlar uyarılarak zihnin ön duvarına bir görsel getirmek ya da işitsel fonksiyonlar karşısında tepki almak biraz karmaşık görünüyor. Yine de yeni teknolojilerden ve nörolojiden umut kesilmez!
Bilim ve nöroloji alanında Metaverse'e adaptasyon başlamış durumda. Teknoloji alanında ise Elon Musk işin peşini bırakmıyor!
Elon Musk'ın kurucusu olduğu Neuralink şirketi geçtiğimiz günlerde beyne yerleştirebilen bir çeşit kablo üzerinde çalıştığını duyurdu. Bu yeni robot cerrah daha ince ve daha esnek implantlardan oluşacak. Metaverse ile birlikte piyasada kablosuz olarak ağa bağlı mikroçipler veya 100 milyon elektrotun gömülü ince tabakalar görmemiz mümkün.
Metaverse teknolojisi tüm bunlarla kalmayacak Matrix'te olduğu gibi eylemlerimizle üretebileceğimiz, yıkabileceğimiz ve yaratabileceğimiz bir takım inşa etme unsurları da içeriyor.
Metaverse'ün yaratım olanağını fark edenler önce bunu VR gözlüklerle oynanabilen birinci şahıs oyunlarına daha sonra Second Life oyununa şimdi ise Matrix'e benzetiyorlar. Bu üçünün en önemli ortak yanı yeni şeyler inşa edebilmek, üretim yapabilmek, oluşturmak ve dilediğinde silmek ya da yıkmak olarak özetlenebilir.
Tıpkı bir ışığı söndürüp açmak gibi, nöronlarımızı açıp kapatabileceğimiz bir dünyaya gözlerinizi açacaksınız.
İlk kez 2000'li yıllarda omurgalıların retina hücrelerinden alınan moleküller ile nöronların kontrolünün yapılabildiği keşfedildi. Bir çeşit beyin kontrol teknolojisi olan bu uygulamanın adına 'holografik optogenetik' deniyor. Bu elbette Metaverse'de kullanılabilecek bir keşifti. Araştırmacılar bir fare üzerinde burnu ile korteksi arasındaki nörobiyolojik bağlantıya optogenetik deneyi yaptılar. Yani bir şekilde beyin dışındaki bir alanda çalışma yapmak ve tepkiyi görmek istediler. Farenin deney sırasında yoğun ve garip bir koku aldığı saptandı. Elbette kendisine soramadıkları için bu kokunun nasıl bir şeye benzediğini bilemiyorlar.
Uygulama şu an daha da ileri taşınabilir durumda bulunuyor.
Bir canlının beynine bağlanan kablolar ile fiziksek duyularının nasıl çalıştığı tespit edilebiliyor ancak bu denek ile görüşülemediğinden biraz havada kalıyor, denebilir. Teknoloji bu evrede olduğu için araştırmacılar Metaverse evreninde yaşanması muhtemel Matrix benzerliğini olumlu görüyor.
Öte yandan insanlar bir film karakteri ve fare deneyi ile yargıda bulunmak için oldukça karmaşık bir ırk...
Araştırmacıların bir kısmı hala bu gibi deneylerin Metaverse ya da diğer öte evrenler için denk görülemez olduğunu savunuyor. Çünkü insanoğlu çip bağlantıları, duyuları ve sinir sistemi bakımından oldukça karmaşık bir ırk olarak kabul ediliyor. Bir simülasyon yaratmak için yeterli olsa bile uyum sağlamak için üst bir bilince sahip kalabilir.
Bunlar da ilginizi çekebilir:
Geleceği Öngörme Konusunda Bol Keseden Atmış 15 Nostaljik Haber Başlığı
Yorum Yazın
Metaverse için en uygun film Matrix değil, 2009 yapımı, Bruce Willis 'in oynadığı Suretler (Surrogates) filmidir. O filmi izleyin, metaverse hakkında sağlıkl... Devamını Gör
Suretler filmini izlemiştim. O dönem çok hayali gelmişti. Ama şuan böyle birşey olacağına inancım tam. Ayrıca başlat:ready player one filmini de tavsiye eder... Devamını Gör