Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Test
Gündem
Magazin
Video
Karşınızdaki Kişinin Sürekli Sizi Düşünmesini ve Rüyalarında Bile Sizi Görmesini Sağlayacak 9 Davranış Biçimi
İnsanlar sevdikleri kişilerin de kendilerini düşünmesini ve karşı tarafın aklında yer edinmek ister. Sevdiği kişilerin kendisini düşünmesi için türlü büyüler ve bir takım başka şeylere başvurmak yerine Özgür Uysal'ın İnce İşler isimli youtube kanalındaki videodan yola çıkarak oluşturduğumuz içeriğe bakabilirsiniz.
Hoşlandığınız kişinin sürekli sizi düşünmesini sağlayacak taktikleri uygularken dozunu bilmek ayarını kaçırmamakta da oldukça fayda var. Ek olarak içerik Özgür Uysal'ın İnce İşler isimli YouTube kanalındaki Sürekli Seni Düşünmesini Nasıl Sağlarsın? başlıklı videosundan yola çıkılarak oluşturulmuştur.
İnsan ilişkilerinin yeterince karışık olduğu yetmiyormuş gibi bir de bunun içerisinde aşk girince her şey daha da karmaşık bir hal alabiliyor.
Tabii bu durumda karşı taraf sizi seviyor mu, aşık mı veya sizi düşünüyor mu gibi pek çok soru aklımızı kurcalayabiliyor.
Bu listede de 'Karşı tarafın sizi düşünmesini nasıl sağlarsınız?' sorusu üzerinden kişinin sizi düşünmesini sağlayacak bazı yöntemlere ve açıklamalarına yer verdik.
Mere Exposure Effect yani Salt Maruz Kalma Etkisi bir kişiyi, resmi veya nesneyi sürekli görerek ya da duyarak maruz kalma sonucu, maruz kalınılan şeyin göze güzel gelme durumudur.
Birçoğumuz sevdiğimiz kişileri sosyal medyadan da takip ederek onlar hakkında bilgi edinmek ve onlara maruz kalmak isteriz. Biz onlara maruz kalırken onlarında sosyal medya üzerinden bize maruz kalmaları ve bu şekilde akıllarına girebilmek de etkili bir yol olabilir.
Sosyal medyanın da etkisiyle artık her olaya ekranlardan hakim olduğumuz için ve insanlar hakkında daha fazla bilgi edinebildiğimiz için sanki dijitalde gördüğümüz kişileri tanır gibi oluruz.
Ekran etkisi ise karşı tarafa kendinizi sürekli hatırlatmak ve kendinizi ona maruz bırakmak anlamına gelir.
Sosyal medyada aktif olarak, hikayelerine yanıt vererek kendinizi hatırlatıp maruz bırakabilir, ekran etkisini sağlayabilirsiniz.
Bazı zamanlar sevdiğimiz kişi de bizi düşünsün diye karşı taraf ile aynı ortamlarda bulunarak kendimizi daha fazla maruz bıraktığımız durumlar da olur.
Aynı ortamda bulunmak veya ortak atmosfere sahip olmaz karşınızdaki kişinin size maruz kalmasını ve sizi düşünmesini sağlar.
Aynı arkadaş grubunda olmak ya da ortak alanlarda takılmak sizi karşı tarafın düşünmesini sağlayacaktır yani aslında bu da ekran etkisinin gerçek hayattaki uygulamasıdır.
Sanki onun nerede olduğunu bilmiyormuşuz da tesadüfen karşılaşmışız gibi yapmayan kaç kişi vardır acaba? Tesadüfi karşılaşmalar oluşturarak karşı tarafın aklında yer edinmeyi deneyen birçok insan var.
Hoşlanılan kişi ile ortak bir atmosfer kurduktan ve hakkındaki bazı bilgileri öğrendikten sonra bu sefer de onun gittiği sinema, konser veya bir kafeye gidip tesadüfi bir karşılaşma oluşturulabilir.
Bu karşılaşma esnasında yapay bir tavır sergilemek yerine kendiniz gibi olarak tesadüfi karşılaşmalar oluşturarak kendinizi karşı tarafa daha da maruz bırakmış olursunuz.
Yarım kalan şeyler çoğu zaman insanın aklında kalır bu yüzden de karşı tarafın aklına kazınmak için ucu açık cevaplar veren birçok kişi var.
Size sorulan sorula daha açık uçlu cevaplar vermek karşı tarafta size karşı bir merak uyandırır.
Cümle ya da sorunun yanıtı tamamlanmadığında karşı tarafın beyni istemsiz bir şekilde bu yarım kalan cümleyi tamamlamak ister dolayısıyla da karşı taraf sizi düşünmeye başlar.
Bazen bir koku insanı alır geçmişe götürür bazense birini anımsatır. Tam da bu anımsatma kısmında kokunun hafızaya kazınma gibi bir özelliği var. Bu yüzden de koku sayesinde karşı tarafın aklında yer edinen bir sürü insan var.
Koku diğer duyu organlarının aksine daha etkili bir araçtır çünkü konu direkt hafıza ile ilişkilidir. Dolayısıyla koku karşı tarafın sizi hatırlaması ve düşünmesini sağlar.
Sabit bir koku kullanıp bu kokuyu kişinin hafızasına kazımak karşı tarafın sizi düşünmesi için önemli bir detaydır.
Genellikle bir kişi ile konuşurken ilk önce onun dış görünüşüne bakarız. Onun giyim tarzı, jest ve mimiklerini kullanış tarzı dikkatimizi çeker. Hem konuşma hem de giyim tarzı karşı tarafın aklında yer edinmekte önemli bir yere sahip.
Tarzınız ile farkınızı ortaya koymak yalnızca kıyafeti değil aynı zamanda hal ve tavırlarınızı da kapsar. Duruşunuzu bozmamak sizin farkınızı ortaya koyar.
Nasıl konuştuğunuz, oturup kalkma şekliniz bunların hepsi tarzınızdır ve kendiniz olarak farkınızı ortaya koyarak karşı tarafın aklında yer edinirsiniz.
Çoğumuzun bazı objeleri görünce otomatik olarak aklımıza gelen birileri vardır. Mesela lale gördüğünüzde aklınıza belirli birisinin gelmesi gibi.
Çok sevdiğiniz ve görünce sizi hatırlayız sizi özdeşleştirebileceği bir şeyin olması önemlidir.
Bir kafe, çiçek, film veya yemek gibi durumların birisiyle sizi özdeşleştirmesi ve her o çiçeği, filmi veya bir diğer şeyi gördüğünde aklına düşmeniz sizi karşı tarafın hafızasında tutar ve sizi düşünmesini sağlar.
Mesela sarı rengi gördüğünde sizi hatırlaması da buna bir örnektir.
Çoğumuz bir kişiyle derin mevzulara indiğimizde ister istemez o kişi ile aramızda bir bağ oluşur. Bu ister arkadaşlık ister aşk ilişkileri için geçerli, bu yüzden de sevdiğimiz kişilerin aklında kalmak için daha derin konulara da ineriz.
Genel geçer konulardan, havadan sudan bahsetmek yerine daha hafızada kalacak konular hakkında konuşmak sizi karşı tarafın aklında yer edinmesini sağlar.
Havadan sudan konuşmak hatırlanmayacağı için daha derin konulara yönelmek hem arazındaki bağı daha farklı bir yere taşır hem de sohbetinizin unutulmasını engeller.
Daha derin konulara inmek aynı zamanda sizi karşı tarafın gözünde fikirlerine değer veren, dinlemeyi seven bir kişi konuma getirecektir.
Bir çoğumuz karşı tarafın da bizi düşünmesini isterken kişilere düşünme zamanı vermeyi unutabiliriz.
Karşı tarafa sürekli mesaj atmak, sürekli karşısına çıkmak da iyi değildir bunların dozunda yapılması ve sınırını aşmaması gerekir. Aksi takdirde bu mesaj atmak ya da karşısına çıkmaktan öte karşı tarafın kişisel alanını gasp etmeye girer ve kişileri rahatsız eder.
Durmadan o kişiyle iletişim halinde olmaya çalışmak ise hem karşı tarafı rahatsız eder hem de karşı tarafın sizi düşünmesine engel olur.
Yukarıdaki maddelerde yazanların dozunu kaçırmak hem karşı tarafı rahatsız eder hem de sizi düşünmesine bir alan kalmaz bu yüzden de ayarını kaçırmadan, kişisel alanlara saygı göstermekte fayda var.
Yorum Yazın
Niye,manyak mı bu sürekli beni düşünecek? Yok mu başka hayatı?
Aşk açısı yaşıyordum bunları yeni flötüme uyguladım harikaaaaa