Kahraman Güler Yazio: İzmir Depremi ve Diğerlerine Gamsızlık
Diğergamlık, birlikte iyi olmaktan iyilik duymakla da ilgili. İyi olmak için başkasının kötü olmasına ihtiyacımız olmadığını bilmenizi isterim. Bu yazıyı bir grup canlı iyice anlasın diye tane tane ve basitçe yazacağım umarım bu kadarını anlarlar. Doğal felaketlerin birçoğu insanların tutum inanç, düşünce ve yaşam tarzlarından etkilenmez, insan kaynaklı felaketlerde aşağılık komplekslerinden kopamamış para ve hırs hedefli değer ve inanç kullananlardır. Özellikle deprem gibi bir felaket bu durumdan uzaktan yakından alakalı değildir. İnsanlık değerlerini bir miktar bilen kişiler başkalarının acılarına tanıklık etmeyi öğrenmiş kişilerdir. Tolstoy bunu en güzel “Acı duyabiliyorsan, canlısın. Başkalarının acısını duyabiliyorsan, insansın.” sözüyle açıklamıştır.
Bunu Ankara Gar Katliamında, Van depreminde ve en son İzmir’de yaşanan depremde de gördük.
İnsanı değerlerinden nasibini alamamışlar var ve onlar insanların acılarına tanıklık etmek yerine alayı ve ayrıştırıcı tutumu tercih ettiler. İçinde kendilerine de dahil zerre sevgi olmayan, hayatta bir kere bile olsun bir doğrunun yanında yer almamış kimselerdir bunlar. Eğer bunlar bilselerdi: O enkazların altında sabah namazını bugün kılmış insanların, dün cumhuriyetin doğuşunu mutlulukla kutlamış bir gencin, yavru kedilerinin olduğunu ve hepsinin can olduğunu belki azıcık utanırdı insanlıklarından. İnsanlarımıza en çok zararı farklı fikir ve inançtan olmak değil dengesini rant uğruna bozduğumuz yerlerden aldığımızı keşke bilseydiniz. Keşke:
1. En son yaşanan sel felaketi ve HES ler,
2. Yanan ormanlar ve yerine inşa edilen lüks mekanlar,
3. İktidar partilerine yalakalık edip niteliksiz inşa edilmiş binaları inşa edenlerin halen başka binalar inşa diyor olmaları,
4. Soma ve diğer madenlerde ölen işçiler,
5. Öldürülen kadınlar,
6. İstismar edilen çocuklar,
7. Bütün saydıklarımın karşısında duran insanların herkes için iyi şeyler peşinde olduklarını ve en çok sevmeyi ve saymayı bilmeyenlerin kendilerini bilmeleri için bedel ödedikleri hakkında da iki şey söyleyebilseydiniz. Söylenecek çok şey var.
Sevgisizliğiniz başkalarından nefret etmekle geçmez, nefretinizle kimse yok olmaz, sizden yardım isteyen yok gidin nefretinizi bir köşede içinizde tutun, acımız geçince yine söyleyin düşünce özgürlüğü deriz biz ona gerçi o kadarını anlıyor olsaydınız ben bu yazıyı yazmazdım. Lütfen deneyin;
Anlamayı deneyin
Sevmeyi deneyin
Sevilmeyi deneyin
Haklı olmayı değil haktan yana olmayı deneyin
Korkutmayı değil anlatmayı deneyin.
Başkasının iyi olmasından iyilik duymayı deneyin
Canlı olmayı değil insan olmayı deneyin
Deneyin işte iyi bir şeyler deneyin vallahi billahi ilk ışıkta o çabayı görecekler, lütfen deneyin.
Yorum Yazın