İnsanlık Tarihinin Gelmiş Geçmiş En Kötü Yılları Olan 536 - 537 Seneleri Arasında Neler Yaşandı?
Eğer tarihin karanlık çağlarını düşündüğünüzde aklınıza ilk olarak ortaçağ geliyorsa, milattan sonra 536 ve 537 yıllarını bilmiyorsunuz demektir. İnsanlık tarihinin karşılaşmadığı ne kadar zorluk ve kötülük varsa, resmen bu iki yılda toplanmış gibi... 😨
Neler yaşandığına buyurun birlikte bakalım. 👇
Milattan sonra 536 yılının ilk aylarına dek her şey normal gidiyordu, ta ki nereden geldiği bilinmeyen kara bir bulut tüm gökyüzünü kaplayana kadar...
Bu bulut tek bir bölgeyi değil Avrupa'dan Asya'ya kadar neredeyse tüm dünyayı örtmüştü.
İnsanlık tarihinin en kötü dönemleri olarak anılan bu zamanlar 536 senesinin ilk aylarını ve 537 senesinin son aylarını kapsıyordu.
Bu dönem zaman zaman 'Karanlık Çağ' olarak da anılıyor. Bu öyle bir buluttu ki dünyayı karanlığa boğmuştu, gündüzler bile karanlıktı. Dünyanın büyük bölümü tam 18 ay süren bir karanlığa büründü.
O dönemin tarihi kayıtlarına baktığımızda Bizans İmparatoru Belisarius döneminin tarihçisi Prokopius ve ressam Michael the Syrian bu olağanüstü olayı anlatmışlardı.
''Karanlık bir anda başlamıştı, tıpkı bir güneş tutulması gibiydi ama aylarca sürmüştü ve etraf tamamen karanlıktı.''
Bizanslı tarihçi Prokopius günlüğüne 'Bugün 18. aya girdik, Güneş hala Dünya'yı bir Ay ışığı kadar aydınlatıyor.' şeklinde yazmış...
Bu zamanda hava sıcaklıkları düştü ve yaz aylarında 35 derece olması gereken yerlerde kar yağdı.
Gelmiş geçmiş en soğuk yıl yaşanmaya başladı. 2300 yılının en soğuk 10 yılı böylece başlamış oldu.
Bu dönemde Çin'e yaz ayında kar yağdı, ekinler dondu ve insanlar bu yüzden hiçbir şekilde yiyecek bulamaz oldu, açlıktan öldüler...
İrlanda resmi belgeleri de bu durumu kanıtlıyor. Belgelere göre 536 ile 539 yılları arasında yiyecek ekmek bulunamamıştı.
Ayrıca hiçbir hasadın gerçekleşmemesiyle aç kalan insanlar arasında yamyamlık bile başlamıştı... Ancak Bizans imparatoru Büyük Jüstinyen, tahta gelir gelmez bir yasa çıkartarak yamyamlığı yasakladı.
Meyve ve sebzelerin güneş görememesi kadar önemli başka bir şey daha vardı: İnsanlar güneşten gelen D vitaminini alamıyordu çünkü her yer karanlıktı.
Hal böyle olunca da insanların bağışıklığı iyice düşmeye başladı. Öyle ki, attan normal bir şekilde inen bir adamın bacağı kolayca kırılacak hale gelmişti... Bu durum da virüs ve bakterilerin çoğalmasına yol açtı.
Bu dönemde ekonomi de bir hayli etkileniyor: Para artık yiyecek için kullanılamayınca değerini kaybediyor.
Altın veya paranın hiçbir değeri kalmıyor. Artık değerli olan takas ürünleri kurutulmuş et, yumurta, buğday, vb. oluyor...
18 ayın ardından karanlığın bitmesi ile hayatta kalmayı başarmış insanları daha büyük zorluklar bekliyordu çünkü 540 yılında dünya yeniden karanlığa gömüldü.
Açlık ve karanlık birleşince bu sefer insanları çok daha kötü bir şey bekliyordu.
Güneş ışığından yoksun kalan bedenleri kahredecek olan bir virüs Mısır'da başlamıştı: Hıyarcıklı Veba
Bubonik Veba olarak da bilinen bu virüs Nil Nehri kıyısında başlamış ve Ticaret gemilerinde pire taşıyan sıçanlar sayesinde İstanbul başta olmak üzere Akdeniz ve çevre ülkelerde görülmüş.
Tahminlere göre 100 milyon kişinin hayatını kaybettiği bu karanlık dönemde yaşanan bu salgın insanlık tarihinin karşılaştığı en büyük salgınlardan biri.
Bu salgın tam 200 yıl boyunca tedavisi bulunana kadar devam etmiş... Hatta bu dönemde hayatını kaybedenlerin sayısı o kadar fazlaydı ki insanlar gömmek yerine onları toplu şekilde denizlere atıyordu...
2. karanlık bitene kadar Avrupa salgın ile birlikte oldukça kötü duruma düşmüştü, herkes ölüyordu. İkinci karanlık bittikten sonra da insanlar sevinemedi çünkü 546 yılında sonuncu olacak 3. karanlık geldi.
10 senelik zaman diliminde ortaya çıkan karanlık bulutun korkunç etkileri 640 yılına kadar sürdü. 100 yıllık bu korkunç dönem korkunç sonuçlara yol açmıştı...
Peki o dönemin insanlarının asla bilemediği bu kadar korkunç etkiler doğuran kara bulut tam olarak neydi?
Harvard Üniversitesi İnsan Tarihi Bilimi için Girişim Grubu'nda yer alan bilim insanları ve araştırmacılar bu durumu araştırmaya başladı ve çeşitli çalışmalar yürüttü.
Bunun sonucunda da 536 yılında başlayan bu korkunç olayların ve kara bulutun sebebinin 3 büyük volkanik patlama olduğunu keşfettiler.
İzlanda ve Kuzey Amerika'da yaşanan bu volkanik patlamalar Avrupa'yı da etkisi altına almıştı. Gerçekten korkunç!
Dünya nüfusu 535 senesinde yaklaşık 190 milyon iken, bu sayı 537 senesinde 100 milyona kadar düşüyor...
2020 yılında yaşadıklarımız bunların yanında bir hiç kalır desek yeridir...
Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorumlara buyurun...
Yorum Yazın