İngilizcenizi Keyifle Geliştirmeniz İçin 5 Yöntem
Kim demiş İngilizceyi geliştirmek sıkıcı diye! Gelin hep beraber bunun aslında nasıl zevkli ve insanı sıkmayan bir uğraş haline gelebileceğine bakalım...
1. Görsel hafızanızı kullanın.
2. İngilizce altyazı hayat kurtarır!
Hemen hemen hepimiz televizyonlardan kopup, internet üzerinden yabancı dizi izleme akımına kapılıp gittik ve hala o akımda süzülmeye devam ediyoruz. Bunu sadece zevk,dinlenme ya da hobi için yapmak yerine , neden aynı zamanda kendimize yarar sağlayacak bir eyleme dönüştürmeyelim? İlla ki hepimizin müptelası olduğu yabancı diziler vardır, hatta çok fazla sayıda. Bunları izlerken mi daha çok sıkılırız, yoksa kağıtlarda Türkçe karşılıklarını yanlarına yazdığımız kelimelerin olduğu kağıda aval aval bakarak mı? Cevap basit. O zaman bu aşamada kağıdı kalemi bir kenara bırakıp ekran başına geçelim! Vakit bulduğunuz zamanlarda en sevdiğiniz dizinin, en sevdiğiniz bölümünü ilk önce Türkçe, daha sonra İngilizce ve en sonunda da altyazısız izlemek bir diğer etkili yollardan birisidir. Eğer izlediğiniz dizi uzunsa ve bunun için çok fazla zaman ayıramayacağınızı düşünüyorsanız, bir bölümden en sevdiğiniz 10 dakikayı seçmeniz, bu yöntemi uygulamak için yeterli olacaktır. Ve bir süre sonra, artık dizileri altyazılarına bakmadan da anlayabildiğinizi fark ettiğinizde, bundan çok büyük keyif alacağınızı tahmin etmek hiç zor değil!
3. Birisi üzerime TED Talks atsın!
Sırada her yönden size bir şey katacak bir yapıya sahip kocaman bir nimet var.. TED Talks. ' https://www.ted.com/talks ' linkini verdiğim bu güzel site, inanılmaz bilgi birikimine sahip ve hayatta çeşitli başarılara imza atmış, çeşitli alanlarda uzman kişilerin konuşmalarını yaptıkları videoların bulunduğu bir sitedir. Tabi sadece video bulunsaydı bu kadar faydalı olmazdı. Asıl güzel yanı, tüm videoların altyazılarının bir çok dilde çevirisinin bulunması ve bunun yanında tüm konuşmanın yazılı halini videonun hemen altındaki 'transcript' kısmında bulundurmasıdır. Sitede bulunan kategoriler sayesinde ilginizi çeken her konudaki konuşmayı kolayca bulabilir ve istediğiniz şekilde izleyebilirsiniz. Bu sadece İngilizcenizi geliştirmenize yardımcı olmakla kalmayıp, aynı zamanda çeşitli alanlardaki bilgilerle tanışmanıza vesile olacaktır. İlginizi çeken konuların izlenmesindeki önemin nedeni ise , ne kadar ilginizi çekerse o kadar aklınızda kalmasına ve kolay hatırlanmasına yardımcı olmasıdır. O zaman ne duruyoruz?
4. İngilizce kitaplara sarılın!
Tabi ki bu da sık sık duyduğumuz tavsiyelerden birisi. Sanırım bize en zor ve en zahmetli gelen şeylerden olsa gerek. Fakat, bunu daha cazip ve okunası bir hale getirmek tabi ki yine bizlerin elinde. İngilizce kitapları okumaya, en alt seviyede olsa bile, ilginizi çekmeyen konulara sahip olanlarından başlamayın. Popüler olan ve günümüzde karşımıza çıkan çoğu İngilizce romanın dili fazla ağır değildir. Öyle ki ben sırf merakla beklediği için, istediği kitabın İngilizcesini alıp okuyan 15 yaşında bir erkek çocuğu gördüm. En iyisi siz de adını sık sık duyduğunuz ve okumak istediğiniz bir kitabı Türkçe almak yerine bu sefer İngilizce dilinde olanını alın. Bu izlediğiniz bir dizinin veya filmin kitabı da olabilir. Bu sayede film ve dizi ile birlikte içindeki konuya da hakim olduğunuzdan, her sözcüğe sözlükten bakıp kendinizi daraltmak yerine, metin içinde anlamlarını tahmin ederek ve aşina olduklarınızdan emin olarak daha keyifli bir okuma yaratabilirsiniz. Bu da okudukça ve anladıkça sizi daha çok okumaya ve anlamaya istekli bir bireye dönüştürecektir. Sonrasında sizi tutabilene aşk olsun...
5. Konuşun!
Dünyanın en delice gözüken ama en zevkli şeyi kendi kendine konuşmaktır. Arkadaşlarınızla, ya da internette tanıştığınız yabancı birisi ile konuşmak bir yana dursun, bir de kendi kendinizle konuşmayı deneyin. Gün içinde yaptıklarınızı, bir konu hakkında kafanızdan geçenleri ve bu konu hakkında ne düşündüğünüzü ya da o anlık aklınızdan geçen her şeyi sesli bir şekilde İngilizce olarak kendi kendinize anlatın. Hem zaten insanın en iyi dostu kendisidir sözü de mevcutken bırakında biraz size yardımcı olsun. Yalnız olduğunuz, yolda yürüdüğünüz ya da bir işle uğraştığınız zamanlarda istediğiniz kadar kendi kendinize İngilizce konuşma gücüne sahipsiniz. Hem de bunu içinizden de yapabiliyorken, daha da iyi pratik imkanı ne olabilir ki!
Sonuç olarak:
Bir şeyi başarmanın ve karşılığını almanın ilk adımı elinizden geleni ardınıza koymamaktır. O zaman 'Amaan bir ara yaparım' klişelerini bir kenara bırakıp bir yerden başlasak hiç fena olmaz değil mi ?
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın