Dünyayı Kıskandıran (!) Ekonomimizin Tatlı Belası Önlenemeyen Akaryakıt Fiyatları
Strateji oyunlarındaki gibi sınırsız para şifresi girmediyseniz veya aşırı Pollyannacılıktan kıçınızda papatya yetişmeye başlamadıysa son aylarda coşan akaryakıt fiyatlarının zaten ülkece ufacık olan kişisel bütçelerimize nasıl girdiğini fark etmişsinizdir. Peki akaryakıt neden bu kadar pahalı, A noktasından B noktasına gitmek son yıllarda neden lüks haline geldi tek tek cevaplayalım. Hatta bizden aldıkları milyar Euroluk ballı ihalelere rağmen, yeni 'proceleri' kıskanan, bizi çekemeyen Avrupa'da durumlar nasıl.
İçeriğe ünlü vergi uzmanı Ozan Bey'in paylaşımıyla başlayalım. Benzin şu an 5 lira 85 kuruş.
Ve ödediğimiz ücretin litre başı 3.26 lirası vergi.
"Vergiler yol, köprü olarak geri döner." diye bir söz vardı Eski Türkiye'de. Yenisinde köprüye ve yola da fahiş ücretler veriyoruz.
Şimdi son yıllarda gelen zamlara bakalım.
Korkutan açıklamanın güzelliğine bakar mısınız?
3 yıl önce bu zamanlar benzin ortalama 4.15 TL, motorin de 3.64 TL imiş.
2016'ya baktığımızda fiyatlar pek yükselmemiş.
Geçtiğimiz yıl da motorin dahil 5 TL sınırını bağıra çağıra geçmiş, benzin 6 TL'ye dayanmış.
Brent petrol fiyatları ve döviz kurlarının artması elbette fiyat yükselmesinde büyük bir etken ama hakikaten ulaşım için, ürünlerin hizmetlerin bir yerden bir yere taşınması için gerekli olan bu sıvılara neden lüks ürün muamelesi yapılıyor?
Çünkü zaruri ürünlerden dolaylı vergi toplamak dünyanın ennn kolay işi.
Dış politikada başarısız mı oldun? Daya vergiyi.
Ekonomi yönetmeyi beceremiyor musun? Bas vergiyi.
Canımız sıkıldı. Koca bir şehri ortadan ikiye yarmak istiyoruz. Bas vergiyi.
Veee A noktasından B noktasına gitmek veya bir ürün taşımak için aldığımız 100 TL'lik yakıtın yaklaşık 62 TL'si vergi.
Ve KDV'den ÖTV almak gibi dahiyane bir çözümümüz olduğu için birkaç yıl içinde bu oran daha da artacak.
Pekiii, hep 50 Liralık alanlar son yıllarda kaç litre benzin alabiliyor?
2015 yılında hep 50 TL'lik benzin alan arkadaş 12 litre yakıt alabilirken, 2016'da 11,7 litre alabiliyormuş. Geçtiğimiz yıl 9 litre yakıt alabilen bu 50 Liracı arkadaş şu an 8.5 litre benzin alabiliyor.
Anlamayanlar için şu şişe üç yıl önce 50 TL'ye dolup taşarken şu an şişede epey bir boşluk kalıyor.
Peki en pahalı benzini mi kullanıyoruz? Bunun cevabı hayır. Ancak burada da acı bir gerçek yüzümüze çarpıyor.
O da alım gücü. Dünyanın en pahalı benzinini kullanan Monacolu bir asgari ücretli ayda 850 litre benzin alabilirken asgari ücretli bir Türk 270 litre benzin satın alabiliyor. Yine Almanya'da çalışan bir asgari ücretli de maaşıyla 877 litre benzin alabiliyor.
"Benzin pahalı ama her yerde araba var." diyenler çıkacaktır ama bu da büyük bir yalan çünkü kişi başına araç sahibi olma oranlarında epey alt sıralardayız.
Trafiğin ve park yeri sorununun sebebi de berbat şehircilik anlayışımız.
Özetlersek dünyanın en pahalı benzinini kullanmasak da vergiler ve paramızın alım gücünün yerlerde olması yüzünden ulaşım artık bir hak yerine bir lükse dönüşüyor.
Hala onlardan kaldı mı bilmiyoruz ama 'Arabası olan düşünsün.' diyenler için de bu fiyatların taşınabilen veya kullanılabilen her ürünün maliyetini arttırdığını da ekleyelim de onlar da kendilerini yalnız hissetmesinler.
Yorum Yazın
hala arabası olan düşünsün gibi bir düşüncesi olan varsa zaten tescilli gerizekalıdır plaket verilmelidir.şöyle örnek vereyim,senin marketten alıp sofrana ko... Devamını Gör
Trafik cezalarına katılmıyorum, mümkünse 5'e falan katlasınlar cezaları.
Egonomi çoh eyi yavv. Batı bizi gısganıyo. Siz de onların acanlarısınız. Ehonomiden darbe vurmak için hep böyle heber yabıyonuz.
Yetmez ama devam 🤣😂