Diziden Ayrılmıştı: Şevket Rolüyle Yıldızı Parlayan Caner Kurtaran'dan Yıllar Sonra Yaprak Dökümü İtirafı
Türk televizyon sektörünün en önemli yapımlarından birisi olan Yaprak Dökümü, yıllardır her sene tekrar bölümleriyle ekrana geliyor. Hala milyonlarca kişinin keyifle izlediği dizi, yer alan oyuncuların yıldızını da bir hayli parlatmıştı. Dizide Ali Rıza Bey'in oğlu Şevket karakterini canlandıran Caner Kurtaran da oldukça beğenilen dizi oyuncuları arasındaydı. 97. bölümde bir anda diziden ayrılan Kurtaran, yıllar sonra Sabah TV YouTube hesabında diziyle ilgili itiraflarda bulundu.
Detaylar içeriğimizde! 👇
Türk televizyon tarihinin rüştünü ispatlamış işlerinden birisi olan Reşat Nuri Güntekin'in aynı isimli romanından uyarlanan Yaprak Dökümü dizisi, günümüzde hala popülerliğini koruyor.
Biliyorsunuz ki Halid Ziya Uşaklıgil'in eseri Aşk-ı Memnu gibi Yaprak Dökümü de bizim bebeğimiz, efsanemiz!
İlk bölümü 2006 yılında yayınlanan Halil Ergün, Güven Hokna, Bennu Yıldırımlar, Gökçe Bahadır, Fahriye evcen, Deniz Çakır ve Caner Kurtalan'ın başrollerinde yer aldığı Yaprak Dökümü, Türk televizyon sektörünün en çok izlenen dizilerinden birisi.
Bir Oğuz için ailelerinin ağzının tadını kaçırmayı başaran iki kız kardeş rolüyle ekranlara damgasını vuran Gökçe Bahadır ve Fahriye Evcen gibi şimdilerde çok popüler olan iki kadın oyuncuyu hayatımıza katan dizi, bize hiçbir zaman büyük konuşmamamız gerektiğini öğretmiştir diye düşünüyoruz...
Ferhunde uğruna bankayı hortumlayan, elini neye atsa kurutan bahtsız Şevket'i canlandıran Caner Kurtalan ise Sabah Gazetesi'nin YouTube hesabında sunucu Yasemin Döngel ile bir röportaj yaptı.
Yıllar sonra Yaprak Dökümü ile ilgili açıklamalar yapan Kurtalan'ın röportajına sizler için göz atmak istedik!
Öncelikle Caner Kurtalan, dizinin hala bu kadar izleniyor olmasına bir hayli şaşırıyormuş. Sokakta gördüğü herkesin ona 'Aa sen Şevket değil misin? Yok yaşlanmışsın, değişmişsin' dediğini söylüyor. Kendisi ise bu serzenişe 'Dizi 15 yıl önce çekildi' cevabını veriyormuş.
Tabii her sene yayınlanınca insanların zaman algısı biraz karışıyor. 😂
97. bölümde 'Çekim saatlerini aksatması, sorumsuz ve disiplinsiz davranışları' sebebiyle kadrodan ayrılan Kurtalan'ın, yasaklı madde kullanımı sebebiyle diziden kendi isteğiyle ayrılmak istediği, diziden ayrıldıktan sonra ise tedavi gördüğü iddia edilmişti.
Diziden ayrılmasından sonra Şevket rolünü oynayan Hasan Küçükçetin'in sevilmemesi/beğenilmemesi hakkında da konuşan Kurtalan 'Hasan, canım benim. Benim 2 dönem altım oluyor kendisi. Ama şöyle bir şey var. Göz alışana kadar batıyor olabilir. Başkası Şevket olarak başlasaydı ve sonrasında ben devam ettirseydim ben de sevilmezdim' diyor.
'İnsanlar o aileye alıştı, sevdi. Bunun nedeni sanki benim oyunculuğumun müthiş olması değildi ki. Robert De Niro da gelseydi 'Ne alaka?' diyeceklerdi.' diye de ekliyor.
Yaprak Dökümü'nün kendisine ne kattığını cevaplayan Kurtalan, 'Sektör yeni başlıyor gibiydi. Ben de yeni mezun sayılırdım. Bu sektöre şöhret veya para için girmedik. Ben oyuncuyum. Bir anda para, ün ve şöhret yükseliyor. Çok şaşırıyordum. Ben sonuçta Caner'dim...'
'Her şey çok hızlı gelişti. Şımarmak demeyelim de bir farklı oluyor insan.' diye de ekledi.
Fahriye Evcen ve Gökçe Bahadır kadar büyük bir çıkış yakalayamaması hakkında ise 'Yaprak Dökümü çok izlendi, çok ünlendi. Bir oyuncu için hem avantaj hem de dezavantaj olabilecek bir şey geldi başıma. Ne iş yaparsam yapayım çıta hep Şevket oldu benim için' dedi.
'Ama bunun için hiç ego yapmadım. 'Ben Şevket'i geçeceğim' demedim. Elimde ne rol varsa onu yapacağım, o olacağım. Her rolün keyfi farklıdır. O an elimde hangi rol varsa onun keyfini alacağım'
Kurtalan'a, geçtiğimiz haftalarda 2. Sayfa'da sette Fahriye ve Gökçe'nin arasında huzursuzluk yaşandığını söyleyen dizinin Neyyir Hanım'ı Bedia Ener'in sözleri hatırlatıldı.
Tabii bu hatırlatmanın ardından 'Sizin sette anlaşamadığınız birisi var mıydı?' sorusu soruldu.
Burada bahsetmiştik 👇
'Aslında öyle huzursuzluk yaşadığım birisi yoktu. Benim için önemli olan sete gelip rolümü yapmak, set arkadaşlarımla eğlenmekti.' diye cevap verdi.
Ener'in iddialarına ise 'Aslında benim gözüme çarpmadı öyle bir huzursuzluk. Her sette olan gerginlik kadardı. Neredeyse 20 saat birlikte çalışıyorsun. Şimdi olduğu gibi 5-6 farklı karavan yoktu. Hatta ilk bölümlerde Sultan Ahmet'te sahne çekerken taburelere oturup insanların içinde makyaj yapılırdı. Sonradan düzen getirildi tabii' diyerek cevap verdi.
Bedia Ener'in iddiaları sorulur da Seda Demir'in açıklamaları sorulmaz mı? Hemen Seda Demir'in sette dışlandığını ve Bedia Ener yüzünden bunalıma girdiğini söylediği açıklamalar soruldu Caner Kurtalan'a...
Detaylar burada 👇
'Benim dikkatimi öyle bir şey çekmedi. Seda çok tatlı, çok iyi bir insandı. Yanlış hatırlamıyorsam başka bir bölümde okuyordu o. Belki o kendi çekingen davranıyordu.' diyen Kurtalan, Bedia Ener'in, Seda Demir'in sesi ile ilgili söylediklerine ise 'Dublaj vardı o zamanlar. İlk bölümlerde Fahriye'ye de dublaj yapılıyordu.' dedi.
Dublajda ise çok zorlandığını söyleyen Kurtalan, dublajın sahnedeki duyguyu azalttığını söylüyor.
Son olarak diziye ait bir kırgınlığı veya kızgınlığı olup olmadığı sorulan Kurtalan, 'Ben 97 bölüm oynadım. Şimdi aradan 15 yıl geçti. Çok spekülasyon oldu tabii o dönem... Anlattığım gibi o yalnız kalma dönemlerinde bazı talihsizlikler oldu.'
'Konservatuvarda çok disiplinliydik. Bazı kaçış yerleri oldu, normalde benim yapıma hiç uymayan şeyler oldu. Bazı şeylere doğru kaçtım. O kaçtığım şeyler beni çok dibe doğru götürdü. O dipten geri dönüşüm 3-4 yılımı aldı. Ama sonra ne oldu dersen benim için çok iyi şeyler oldu sonrası.' diyerek sonrasında yaşadığı zorlukları anlattı.
Ama yine de geriye baktığında çok sevilen bir iş bıraktığı için mutlu olduğunu söyleyen Kurtalan, 'İyi dizi oldu mu bilmiyorum ama Türk dizi tarihine tatlı bir hatıra bıraktık. İzleyen bir ailenin topluca izleyip fikirlerini belirtebildiği ve bazen de geyik yaptığı bir iş bıraktık' dedi.
İçinde bizlerin de bulunduğu milyonlarca kişinin heyecanla izlediği bir işti gerçekten... Türk dizi sektörüne böyle bir eser bıraktıkları için tüm ekibe teşekkür etmeyi borç biliriz!
Yorum Yazın