Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Medeniyetini Siler Atarsan Başkalarının Uzaya Gidişini İzlersin'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Diliniz neyse, dünyanız da odur. Dil medeniyettir, gönüldür, hafızadır. Dil millet olmanın ana vasfıdır' dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dilin medeniyetin, hafızanın, millet olabilmenin ana vasfı olduğunu belirterek, 'Bir toplumdan dilini alırsanız, o toplumun milliyetini, medeniyetini, hafızasını da almış olursunuz. Bunun bedelini çok ağır ödemiş bir millet olarak bunu söylüyorum. Bir toplumun diline kastederseniz, o toplumun dinine, kültürüne, sanatına da edebiyatına da kast etmiş olursunuz' dedi.
Erdoğan, Üsküdar Belediyesi tarafından Bağlarbaşı Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen Hattat Hasan Çelebi'ye Saygı Gecesi'nde yaptığı konuşmada, Üsküdar Belediye Başkanı ve çalışma arkadaşlarına, önemli ve anlamlı geceyi düzenledikleri için şükranlarını ifade etti.
Adına düzenlenen bu merasim vesilesiyle Çelebi'ye hürmetlerini sunan Erdoğan, Allah'tan sağlıklı, uzun ve hayırlı nice ömür niyaz ettiğini söyledi.
Erdoğan, 'Hocam elinize sağlık, gönlünüze sağlık, yüreğinize sağlık. Allah sizden razı olsun. Rabbim bir ömür boyu mürekkeple, kalemle, kamışla, kağıtla dostluk yapmış o parmaklarınıza güç, kuvvet versin. Rabbim bir ömür boyu harflerin sırrının peşinde koşmuş, harflerin sırrına vakıf olmuş ve harflerle sırdaşlık yapmış yüreğinizden ferahlığı hiç ama hiç eksiltmesin. İnşallah ömrünüz boyunca öğrettiğiniz her bir harf için Rabbim size misliyle mukabele etsin, muamele etsin. Sadece yazdığınız, okuduğunuz, öğrettiğiniz harfler için de değil, sizin hatta döktüğünüz ve okunmasına vesile olduğunuz her bir harf için de Rabbim inşallah size misliyle ecir versin. Sürekli 'bizim medeniyetimiz' diyoruz ya. Bizim medeniyetimiz hattat Hasan Çelebi hocamızın engin gönlündeki birikimdir' diye konuştu.
Adeta medeniyetin ete kemiğe bürünerek Hattat Hasan Çelebi olarak görüldüğünü ifade eden Erdoğan, Çelebi'ye bakıldığında sadece hat sanatının değil, bütün medeniyetin görüldüğünü kaydetti.
Van Merkez Camisi ile Üsküdar Selami Ali Camisi'nin ortak yanının kıblesi ve Çelebi'nin hatları olduğunu vurgulayan Erdoğan, 'Eskişehir'de Reşadiye Cami ile Medine-i Münevvere'de Ravza-i Mutahhara'nın ortak yanı ezanıdır, bir de hattat Hasan Çelebi'nin hatlarıdır. Kazakistan Almatı Camisi'nde de onun el emeği vardır. Belçika Yunus Emre Camisi'nde de onun göz nuru vardır. Hocası merhum Hamid Aytaç'ın mezar taşında da Mihrimah Sultan'ın Eyüp Sultan'daki kabrinin kitabesinde de onun ustalığı vardır' dedi.
Hat sanatının sadece güzel yazı olmadığını, coğrafya, harita ve büyük bir medeniyetin, kadim bir medeniyetin, sınırları olmayan coğrafyanın ortak dili olduğunu vurgulayan Erdoğan, dil neyse dünyanın da o olduğunu kaydetti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kullanılan kelimelerin, kurulan cümlelerin sayısı neyse kişinin dünyası, tefekkürü ve tasavvurunun da o olduğunu söyledi.
'Dil medeniyettir'
Dile sadece iletişim aracı demenin büyük bir haksızlık olduğunu belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
'Dil medeniyettir, gönüldür. En önemlisi de dil hafızadır. Çocukluğunuzu, bebekliğinizi bir hatırlamaya çalışın. Belli bir yaşın atında hiçbir şey hatırlayamadığınızı göreceksiniz. Çünkü dil yoksa hafıza yoktur. Bebek ne zaman ki dili öğrenir, kullanmaya başlar, işte o zaman kaydetmeye, hafızaya yazmaya başlar. Sadece bebekler için değil, dil milletler için de hafızadır. Merhum Cemil Meriç diyor ki: 'Milletin ana vasfı devamlılıktır'. Dilde, terbiyede, gelenekte devamlılık. Evet dil medeniyetin, hafızanın, millet olabilmenin ana vasfıdır. Bir toplumdan dilini alırsanız, o toplumun milliyetini, medeniyetini, hafızasını da almış olursunuz. Bunun bedelini çok ağır ödemiş bir millet olarak bunu söylüyorum. Bir toplumun diline kastederseniz, o toplumun dinine, kültürüne, sanatına da edebiyatına da kastetmiş olursunuz.'
Birinci Dünya Savaşı'nın yıl dönümü olduğunu anımsatan Erdoğan, çok kan aktığını, çok masumun katledildiğini, sınırların yeniden çizildiğini, yeni bölgeler icat edildiğini, yeni sömürü alanlarının ihdas edildiğini anlattı.
Erdoğan, bütün bunların gelip geçebileceğini, bu düzenlemenin, bu kurgunun bozulacağını ifade ederek, 'Ama o süreçte çok geniş bir coğrafyanın diline ve kültürüne de kastedilmiş, dil ve kültür üzerinde de kurgular yapılmak istenmiştir. İşte en tehlikelisi de budur. Allah bizi bundan muhafaza buyursun. Allah'a hamdolsun bizi bundan muhafaza buyurmuştur. Yapılan onca saldırıya rağmen Arapça, Osmanlıca, Kürtçe hayattadır. Onca saldırıya rağmen Türkçe hayattadır. Örselenmiş, törpülenmiş olabiliriz. Acımasızca hızarlardan, değirmenlerden geçirilmiş, öğütülmeye çalışılmış olabiliriz. Ama dilimiz, dillerimiz büyük bir millet olmamızı temin edecek şekilde dimdik ayakta, dimdik hayattadır' diye konuştu.
Cemil Meriç'ten, '600 yıldır cerrahi bir ameliyatla içtimai uzviyetinden koparılıp atılınca Türk düşüncesi boşta kalmıştır. Çünkü Batı'ya da tutunamamış, sırtını Batı tefekkürüne de dayayamamıştır. Uydurca ile bir 'Hürriyet Kasidesi', bir 'Sis', hatta bir 'Erenlerin Bağından' yaratılabilmesi için en az bir 600 yıla daha ihtiyaç var' şeklinde alıntı yapan Erdoğan, 'Evet çok büyük bir tahribat yaşanmıştır ama inanıyorum ki 600 yıla gerek kalmadan bu büyük tahribatı, bu büyük millet yeni nesillerle, genç nesillerle inşallah telafi edecektir' dedi.
- AA