Çilem Doğan'a 15 Yıl Hapis Cezası

Adana’da kendisine şiddet uygulayan kocasını öldüren ve 'Kadınlar ölmesin. Biraz da erkekler ölsün' sözleriyle gündeme gelen Çilem Doğan’ın  'meşru müdafaa talebi' kabul edilmedi. Çilem Doğan'a ömür boyu hapis cezası istemiyle yargılandığı davada 15 yıl ceza verildi...

Kendisine şiddet uyguladığı ve fuhuşa zorladığı gerekçesiyle 33 yaşındaki kocası Hasan Karabulut'u tabancayla vurarak öldüren Çilem Doğan'ın 'yakın akrabayı öldürme' suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istemiyle yargılandığı davanın karar duruşması bugün Adana Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü.

Çilem Doğan davası öncesi Adana Adliyesi önünde toplanan kadınlar basın açıklaması gerçekleştirdi. Çilem'e dayanışma için gelen kadınlara mahkeme salonunda 'yer yok' denilerek içeri alınmadı.

Avukatların ardından söz alan Çilem Doğan savunması için son sözlerini söyledi:

'Şu adliye koridorlarında yüzüm mor şekilde çok dolaştım koruma kararları için. Başka bir seçeneğim kalmamıştı'

Önceki duruşmalara göre daha hızlı devam eden duruşmaya saat 11.45 itibariyle karar için ara verildi. Yaklaşık 10 dakika sonra heyet kararı açıkladı. Çilem Doğan iyi hal indirimi ile 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Doğan için avukatları ‘meşru müdafaa’dan beraat talep etmişti. 

Yargıtay'a kararı temyiz ettirme hakkı bulunuyor.

Evliliklerinin ilk gününden beri eşi Hasan Karabulut’tan şiddet gördüğünü belirten, polise bulunduğu şikayetlerden sonuç elde edemediğini söyleyen Çilem Doğan, 2015'in  temmuz ayında eşini silahla öldürmüştü. 

Çilem Doğan 'Kadınlar ölmesin. Biraz da erkekler ölsün' sözleriyle gündeme gelmişti.

'Azrail evde canımı alacak gibi bekliyordu. Olaydan bir gün önce bir numara aradı. Adamın şirket hattını aramış. Nerdesin dedim. Bekle geliyorum dedi. Beni öldürmesini bekledim. Sabah saat 8'de kapım kırılırcasına çalıyordu. Hasan çalıyordu. Öleceğimi bilmeme rağmen açtım. Bana, 'götür bu çocuğu odaya' dedi. Bu adam kesin polislerle konuştuğumu öğrendi, dedim. Öldürecek beni. Yatak odasına geçtim. Silahını yastığının altına koydu. Çamaşırlarını astım. Niyetim zaman kazanmaktı. Yatak odasını kilitledim. Bana, 'hazırlan gidiyoruz. 3 kadın bir de sen' dedi. Saçımdan sürükledi, tekmeledi. Silah düştü patladı mı bile anlamadım. Çocuğumu aldım çıktım. Tekrar üstüme geldi bir boğuşma yaşadık. O sırada kaç defa ateş açtığımı hatırlamıyorum. Yaşam mücadelesi veriyordum. Ben vurunca yatağın yanına düştü. Altından kalkmak için mücadele ettim.'