Buzulların Erimesiyle Ortaya Çıkması Öngörülen Bakteri ve Virüsler Koronavirüsten Daha Tehlikeli Olabilir!
Yüzyıllardır buzul halde bulunan donmuş toprak tabakası, iklim değişikliği ve küresel ısınmanın da etkisiyle erimeye başladı. Bu durum da, içinde bulundurdukları ve etkisiz halde bulunan bakteri ve virüslerin yeniden ortaya çıkmasına sebep olacak demektir... Ancak daha önce hiç karşılaşmadığımız ve bağışıklık kazanmadığımız bu saklı kalmış bakteri ve virüslerin etkileri neler olacak hep birlikte bakalım!
Kaynak: Bilim 101
Tarih boyunca iç içe yaşadığımız bakteri ve virüslere karşı biz bağışıklık geliştirdikçe, onlar da yeni bulaşma yöntemleri geliştirdi. Ancak pek çok tedavi yöntemi ile de çözüm üretmeyi başardık.
Ama buzullar altında saklı kalmış ve ölümcül bir bakteri ve virüsle karşılaşsak ne olur?
Örneğin, Ağustos 2016'da Sibirya'daki Yamalı Yarımadası'nda 12 yaşında bir çocuk ölmüş, en az 20 kişi de şarbon nedeniyle hastaneye kaldırılmıştı.
Bu durum da, 75 yıl önce şarbondan ölüp donan bir geyiğin buzunun çözülüp yüzeye çıkması ile gerçekleşti. Şarbon bakterisinin toprağa ve suya bulaşmasıyla bölgedeki 2000 geyiğe bulaşmıştı.
20. yüzyılda 1 milyondan fazla geyik şarbondan öldü ve derin mezarlar kazmak mümkün olmadığından cesetleri yüzeye yakın. Hatta Rusya'nın kuzeyinde 7 bin donmuş gömüt bulunuyor.
Bu da buzların erimesiyle tekrar şarbon bakterisine maruz kalabileceğimiz anlamına geliyor.
Tabii tek tehlike de şarbon değil! Alaska'nın tundralarında 1928 İspanyol gribi kalıntılarına rastlandığını üzülerek belirtelim.
1990'larda yapılan araştırmalarda Sibirya'nın güneyinde Taş Devri'nden kalma insan kalıntılarına rastlanmış, bunların vücudunda da çiçek hastalığına özgü yaralar görülmüştü.
2005'te Alaska'da 32 bin yıldır donmuş halde bulunan bakteri canlandırılmıştı. Mamutlar döneminden kalan bu bakteriler buzullar çözülünce hareket etmişti. 2 yıl sonra da Antarktika'da 8 milyon yıldır donmuş olan bakteri hayata döndürülmüştü.
Şarbon, tetanos gibi bakteriler ve bazı mantarlar yüz yıldan fazla süre donmuş halde kalabilirler.
Tüm bunlar da yüzlerce ve hatta binlerce yıldır donmuş halde bulunan bakteri ve virüslerin yeniden faaliyete geçebileceğini gösteriyor.
Bu bakteri ve virüslerin bazılarının insanlara bulaşmayacağı düşünülse de, antibiyotiklere karşı dirençli olmaları ihtimali var.
Daha önce bir antibiyotikle karşılaşmamış bu bakterilerin direnç göstermesi garip geliyor, öyle değil mi?
Peki tüm bunlar için endişelenmeli miyiz?
Bazı bilim insanları yeraltındaki tehlikeleri bilmediğimizden bunun için endişelenmememizi, iklim değişikliği ve küresel ısınmanın sonuçlarına odaklanmamız gerektiğini söylüyor. Bazıları ise eski bakteri ve virüslerin getireceği riskleri tam olarak bilemesek de bunları göz ardı edemeyeceğimizi söylüyor.
Çünkü bağışıklık sistemimiz için yabancı olan bu bakteri ve virüslerle karşılaşılması halinde bulaşma riski (antibiyotik dirençleri de göz önüne alınırsa) hafife alınacak gibi durmuyor.
Her zaman risk olduğunu unutmamak gerek kısacası...
Bilimle kalın!
Yorum Yazın
gebereceksek geberelim amına koyayım yeter ha. Insanlığı tamamen silin de rahat edelim.Demek ki hiç varolmamamız gerekmiş.