Buket Ertuğrul Candemir Yazio: Haklı Olmak Çözmeye Yetmiyor
Ben bir kadınım, her kadın gibi güzellik, zarafet üzere yaratıldım. Elbette zamanın yıpratıcı etkilerinden korunmak, aynaya her baktığımda kendimi güzel ve özel hissetmek istiyorum. Bunun için çeşitli merkezlerden destek alıyor ve ücreti ne ise seve seve ödüyorum. Derdim onların ekmeğine karışmak değil. Emek veriyorlar fazla fazla kazansınlar, gözümüz yok. Bununla birlikte bir sayısalcı olarak üç beş istatistiğin de kimseye zararı olmaz diye düşünüyorum.
Türkiye’de kaç tane güzellik merkezi var?
- 100 binin üzerinde (küçük yapıda ve neredeyse her köşe başında olan kuaförler hariç).
Kaç tane okul var?
- 68 bin 589.
Kaç tane bilim merkezi var?
- Bildiğim kadarıyla 20 civarında.
Bir de sosyal medyanın durumuna bakalım:
- Youtube üzerinden açılan makyaj kanallarının eğitim kanallarına ciddi orada fark attığını söylememe gerek var mı?
En ünlü makyaj kanallarının çoğunlukla yüksek öğrenim yapmış ya da öğrenimini yarıda bırakmış kişilerce oluşturulması da şaşırtıcı ve incelenmeye açık başka bir konu.
- Instagram camiasında etkileyici pazarlama ya da özgün adıyla influencing yapan influencer, yani etkileyen kişilerin sayısı milyonları aşalı çok oldu. Hâsılı, üretim bandında 20 bin civarında fabrikası olan canım ülkemin milyonlarca satış elemanı var. Neyse ki başka milletlerin ürünlerini de satabiliyoruz (!), yoksa ne yer ne içerdi influencerlar.
Biraz da eğitimciyi konuşalım.
- Ülkemde 1 milyon üstünde öğretmen var ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yayınlanan 2018 yılı faaliyet raporunda doktora yapanlarının yüzdesi 0.14 olarak verilmiş yani yaklaşık 1500 kişi.
Bu arkadaşların saatlik ders ücretleri girdikleri ders saatine göre hassaaasss terazilerde ölçülüyor ve duruma göre 21-30 TL arasında karşılık buluyor. Yok canım bir saati 300 TL civarında olan cilt bakım ücreti ile yarışabilir mi bu miktar. Elbette asla! Gençlerin okulu bırakıp güzellik alanında kariyer yapmalarına şaşırmamak lazım.
Biraz da eğitimciyi konuşalım.
- Ülkemde 1 milyon üstünde öğretmen var ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yayınlanan 2018 yılı faaliyet raporunda doktora yapanlarının yüzdesi 0.14 olarak verilmiş yani yaklaşık 1500 kişi.
Bu arkadaşların saatlik ders ücretleri girdikleri ders saatine göre hassaaasss terazilerde ölçülüyor ve duruma göre 21-30 TL arasında karşılık buluyor. Yok canım bir saati 300 TL civarında olan cilt bakım ücreti ile yarışabilir mi bu miktar. Elbette asla! Gençlerin okulu bırakıp güzellik alanında kariyer yapmalarına şaşırmamak lazım.
- Gelelim doktoralı öğretmenlere.
Hadi garibanlarımın yüzü paradan yana gülmedi, kabul. Onlar da bunu para için yapmamıştı zaten. Ammaaa devletin onlara yaptığı yatırıma ve onların kişisel olarak gösterdikleri çabaya ne oluyor? Bütün bunlar ülke yararına yeterince kullanılabiliyor mu?
Mesela, nerede bu arkadaşlar? Ne işlerle uğraşıyorlar? Hâlâ sınıftalarsa proje, yayın vb. üretebiliyorlar mı? İllerin milli eğitim müdürlüklerinde istihdam ediliyorlar mı yoksa oraların koltukları çoktan rezerve mi? Ayın, yılın, haftanın öğretmenleri seçmelerinde ilk üçe kabul görebiliyorlar mı yoksa oralarda mı çoktan parselli? Bakanlık nezdinde bu öğretmenlerin yayınlarını inceleyen ve uzmanlık alanlarına yönelik danışmanlık isteyen bir bölüm var mı?
Varsa da bunların hiçbiri bana denk gelmedi. Maalesef insan kaynağımız yönetilemiyor, böyle düşünmekte haksız mıyım?
Kusura bakmayın ama haklıyım ve üzücü olan şu ki haklı olmak sorunları çözmeye yetmiyor. Sorun demişken; ister kabul edin ister etmeyin BAYRAĞINDA AY TAŞIYAN MİLLETİN, AY’DA DİKİLİ BAYRAĞININ OLMAMASI, BENCE KOCAMAN BİR SORUN.
Bu arada biz Ay’la Dünya ile uğraşırken birileri gerçeklik üstü bir gezegen kurmak için düğmeye bastı bile. Bir sonraki yazıda da ondan bahsederiz olmaz mı? Sizler için araştırıp gelirim, bari doktoram burada işe yarasın değil mi?
Yorum Yazın