Bombalardan Saklanmak İçin İnşa Edilen Sığınak Dünyanın En Büyük Yeraltı Tarlasına Dönüştü
II. Dünya Savaşı dönemleri. Savaş ve ölüm her yerde.
İngiltere, kendi halkını bu azılı düşmandan korumak amacıyla, Londra’nın tam göbeğinde bir sığınak inşa etmeye karar verir. Hem de tam 8 bin kişilik, kocaman bir sığınak.
Çalışmalar başlar ve yerin 33 metre altına sığınak inşa edilir.
Savaşın galiplerinden olan İngiltere’ye, ölüm hiç uğramaz. Sığınak ise herhangi bir zarar görmeden günümüze kadar gelir.
Hiç kullanılmayan bu sığınağı, Richard Ballard ve Steven Ding isimli iki girişimci değerlendirme kararı alır. Yaratıcılığı sınırlarını zorlayacak şekilde hem de.
“Growing Underground” ismini verdikleri projeleri, dünyanın en büyük yeraltı tarlası unvanına sahip. Bu tarlayı oluştururken de akıllarında olan şey, güneşin erişemediği bu yerin, aslında bir tarla için en ideal ortamlardan birisine sahip olduğunu düşünmek olmuş.
Dikey olarak yerleştirilmiş Hidrofonik(Topraksız) büyüme alanları, kısa sürede yetişebilen su teresi, reyhan ve Japon mizunası gibi küçük yeşil bitkiler için bulunmaz fırsat.
Bu bitkiler, bu tip ortamlarda kısa sürede ve rahatlıkla büyüyebiliyor.
Girişimciler, tarlayı oluştururken teknolojinin son fırsatlarından yararlanmayı da ihmal etmemişler elbette.
Ortamın sıcaklığı, ışık düzeyi ve besleyici maddelerin miktarı otomatik olarak, bilgisayarlar aracılığıyla ayarlanıyor.
Ballard ve Ding, sofralarında organik ve kaliteli ürünleri tercih eden müşteriler için mükemmel bir fırsat yarattıklarını söylüyorlar.
Ayrıca, tarım ilacı da kullanılmayan bahçede geleneksel bahçelere oranla yüzde 70 daha az su harcanıyor. Yani, tam bir doğa dostu.
Tarlada yetişen ürünlerin pazarlamasına ve satışına da başlanmış.
Şimdilik sadece lokal retorantlarla çalıştıklarını aktaran operasyon şefi Michel Roux, en yakın zamanda tam kapasite çalışmaya başlayacaklarını da söylüyor. Bu durumda tarlanın getirisinin yıllık 45bin Pound civarında olması bekleniyor.
70 yıl önce insanları ölümden korumak amacıyla inşa edilmiş bir sığınak iken;
Şimdilerin en önemli üretim merkezini kurdukları için, şahsım ve dünya adına, bu iki girişimciye teşekkürü bir borç bilirim.
Tez zamanda bizim ülkemizde de böyle önemli girişimleri görebilmek umuduyla..