Baygın Bakışlarıyla İnsanı Etkisiz Hale Getirebilen Jüri Üyeliğinin Başkanı Nurella
İşte Benim Stilim programını seyretme sebebimizin yarısı yarışmacılarsa yarısı da jüri üyeleridir. Ancak bu aralar içimiz biraz hüzünlü çünkü Nur Yerlitaş artık programda yok. Bu gidişin sebebiyle ilgili çeşitli söylentiler olsa da şu bir gerçek, onu ekranlarda görmeyi özleyeceğiz. Biz de Nurella yokken onu bir yakından tanıyalım, hasret giderelim dedik.
O, evimize televizyon aracılığıyla giren baygın bakışlı bir güzel. Kocaman gözleri ve manalı bakışları ile istediği insanı etkisiz hale getirecek güce sahip.
Aslında yıllardır bu piyasanın içinde ancak özel kanallarda ardı arkası kesilmeyen yarışma programlarında jüri üyeliği yapınca onu tanımayan kalmadı.
Bütün ünlü sanatçılar, ona bir elbise diktirebilmek için kapısında bekliyor. Tasarladığı elbiseler, kadını ve dişiliği ön plana çıkartan modeller genellikle.
Sibel Can ile 30 yıldan fazladır devam eden dostluğu aynı zamanda bir iş arkadaşlığı. Sanatçı, Nur Yerlitaş'tan başkasına sahne kostümü diktirmiyor.
Seda Sayan, Nur Yerlitaş'a kıyafet diktiren ilk ünlülerden biri ve dostu mesela.
Ajda Pekkan ise vazgeçilmezi. Kırmızı ve leopar desenin hastası olan Nurella, Ajda'nın üstünde bu kombinasyonu oldukça fazla deniyor.
Ama tabii ki bir dargın bir barışık olduğu ahretliği Bülent Ersoy. Hatta rahmetli Oya Aydoğan ile ayrılmaz bir üçlüydüler.
Diva uyurken fotoğrafını çekip paylaşacak kadar samimiler. Bunu bir başkasının yaptığını düşünebiliyor musunuz?
Onlarınki öyle bir dostluk ki, zaman zaman haklarında ilginç haberler de çıkıyor. Bu 10 kg kalkan balığı yeme mevzusunu herhalde hatırlarsınız?
Biz araştırdık, o iş tam öyle değilmiş. Yani 10 kg kalkan balığı satın alınmış evet ama fazla fazla almışlar. Herkes 1'er dilim yemiş. Tabii balık alındıktan sonra '10 kg balığı yediler' diye söylenti çıkmasına da engel olamamışlar.
Aslında moda dünyasına girişi, 25-26 yaşlarındayken yurt dışından bavullarla ürün getirip satmasına dayanıyor.
O zaman tabii ülkede bu tür şeyler yasak. Binbir türlü mücadele ile parfüm, elbise, aksesuar getirip bir evin içinde butik olarak satış yapıyormuş. Ama onun tasarım ve şıklık merakı ta çocukluğundan geliyor. Tünel'de bulunan kiliseden çıkan kadınların üstlerini, başlarını dikkatle incelermiş hep. Hatta terziye kıyafet diktireceği zaman kendi çizmiş, terzi dikmiş.
"İçimde birçok kadın var benim" diyecek kadar da deli dolu. Kendini şıkır şıkır bir mahalle kızı olarak tanımlıyor.
Takıya, süse oldukça düşkün sizin de bildiğiniz gibi. Pazara bile Chanel küpelerini takarak gidiyor. Ama mesela aşırı sosyetik bir düğüne de Tahtakale'den aldığı ucuz bir kolyeyi takıp gidebiliyor. Yemek yapmak konusunda ise oldukça iddialı. Dolması nefis oluyormuş, öyle diyor...
İnternette o kadar çok caps yaptılar ki onunla ilgili; girmediği şekil, olmadığı kişi kalmadı.
Bütün bu capsler çok hoşuna gitmiş. 'Kendimi çeşit çeşit insan olarak gördüm, çok güldüm, çok mutlu oldum' diyecek kadar hoş görülü.
Şimdi ise "İşte Benim Stili" jüri üyeliğini, Ivana Sert ile olan gerginlik sebebiyle bıraktığı konuşuluyor.
Aslında kısa zaman önce yakalandığı rahatsızlık yüzünden biraz dinlenmek istediği de biliniyor. Açıkçası bu yarışma o olmadan nasıl olacak, hiçbir fikrimiz yok.