Başkanlığa Gözünü Diken Amerika’nın Sosyalist Çocuğu Bernie Sanders’ı Tanıyalım
Soğuk Savaş boyunca neredeyse tüm politikalarını doğu bloku karşıtlığı üzerinden kuran bir ülkenin, bugünlerde benzer bir düşünce sistemini benimsemiş biri tarafından yönetilmekle sınanması, gerçekten serin bir hikaye.
30 yılı aşkın siyaset hayatının ardından, 2016 seçimleri için Demokrat Parti’den başkan aday adayı olan Bernie Sanders, gerek politikaları, gerek hayat tarzıyla tam bir ezber bozan.
Öncelikle Bernie'yi tanıyalım.
8 Eylül 1941 doğumlu Sanders, Üniversite yıllarında ırk eşitliği ve şiddet karşıtlığı konulu komitelerde yer alan ateşli bir sivil haklar savunucusuydu.
64’deki mezuniyetinin ardından Vermont’a taşındı ve fiilen siyasete atıldı.
70’lerde başarısızlıkla sonuçlanan bir kaç vali ve senatörlük hamlesinden sonra, 81’de Vermont’un en büyük şehri Burlington’ın Belediye Başkanı oldu ve üç dönem ard arda seçildi.
90’da ABD Temsilciler Meclisinde Vermont temsilciliğine layık görüldü.
Senatörlüğe seçildiği 2006’ya kadar 16 yıl boyunca kongre üyeliğini sürdüren Sanders, 2012’de tekrar seçildi ve geçtiğimiz yıl 2016 Başkanlık Yarışı için Demokrat Parti’den adaylığını koydu.
Sanders’ı temelde aykırı kılan şey, kendini sosyalist olarak tanımlaması. Bu perspektifin ABD gibi bir ülke için ne denli radikal kaçtığını söylemeye gerek yok muhtemelen.
Mütevazi bir kişiliği olan Sanders, toplu taşıma kullanıyor ve sadece 542 bin dolarlık bir servete sahip.
(Hillary Clinton’ın 45 milyon dolar. Cumhuriyetçi aday Donald Trump’ın 4 milyar dolar serveti olduğunu hatırlatalım)
Diğer ABD başkanlarının aksine, postürüyle ön plana çıkan bir ‘poster çocuk’ olmayan Sanders, Barack Obama’dan tam 20 yaş büyük.
Adaylığı ilk söz konusu olduğunda seçilmesine neredeyse hiç ihtimal verilmiyordu.
Çünkü Bernie tam bir kara koyundu ve Hillary Clinton’ın varlığı (her şey bir kenara, ilk siyah başkanın ardından ilk kadın başkan fikri) ağır basıyordu. Yani çoğu yorumcu, Bernie’nin adaylığının sembolik bir kamuoyu yaratma çabasından öteye gidemeyeceğini düşünmüştü.
Evet, Bernie henüz ne başkan seçilmiş, ne de Demokrat Parti’nin adayı olabilmiş durumda.
Ama New Hampshire’da yapılan yoklamayı kendi kanadından birinci sırada tamamlayarak büyük bir ilk adım attı. Artık güçlü bir başkan adayı olarak görülmemesi için önünde hiçbir engeli yok. Ayrıca reform vaadleriyle genç eğitimli kitleyi şimdiden kendine bağlamış gözüküyor.
Peki 'Bernie' neler vadediyor?
Wall Street ve paralı elite dair regülasyonlar
Wall Street’de yapılan spekülasyonlara ve ABD’deki toplam sermayenin büyük kısmını elinde bulunduran %1’lik kesime getirilecek adaletli vergiler ve kısıtlamalar. Sanders, 2008 krizinde devlet ve halk eliyle düzlüğe çıkarılan büyük oyuncuların halka olan borcunu ödemesi gerektiğini düşünüyor.
Üniversiteler ve parasız eğitim
En yalın tabirle parasız eğitim taraftarı. ABD’deki üniversite ücretlerinin ortalama bir hane geliriyle karşılanması mümkün olmadığından, üniversite okumak isteyen genç kesim yüzbinlerce dolar borç altına giriyor. Sanders da bu duruma dur demenin peşinde.
Ortadoğu ve dış politikada eylemsizlik
Irak savaşında hayır oyu kullandı ve başkan seçildiği takdirde ortadoğudaki doğrudan ABD müdahaleciliğine yanaşmayacak. Terörle mücadelenin bölge aktörleri tarafından yürütülmesi gerektiğini savunuyor.
Çevre bilinci
Yenilenebilir enerji kaynaklarına odaklanıp, fosil yakıtlardan uzak durmayı planlayan çevreci bir ajanda yürütüyor.
Azınlık hakları
Hillary Clinton’ın 2012’ye kadar eşcinsel evlilik karşıtı söylemlerinin yanında, her zaman önemli bir LGBT ve azınlık hakları savunucusu olduğunu ifade ediyor ve bu alanda insanların hayatını kolaylaştırmanın peşinde.
Bernie Sanders, Demokrat Parti’nin adayı olacak mı, hatta ABD Başkanı seçilecek mi, bunu zaman gösterecek.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Test
Gündem
Magazin
Video
Yorum Yazın
sandersin soylemleri gercekden insani mest edecek cinsden ama amerikan sistemini biraz taniyan biri amerikayi gercekde baskanlarin yonetmedigini, baskanin sa... Devamını Gör
Irak ve ortadoğu fikri çok güzel bizim açımızdan.
ve bu yüzden hiçbir zaman başkan olamayacak..
bu dünyadaki tüm sorunların kaynağı kuzey amerika