Alev Alev'in Paris'te Yaşanan ve Kadın Hareketine Dönüşen Gerçek Bir Olaydan Uyarlandığını Biliyor muydunuz?
Evet, aslında Alev Alev, Le Bazar de la Charite orijinal adlı bir diziden uyarlama. Ama aslında tüm yaşananlar gerçek!
Alev Alev dizisi bu sezon yayınlanmaya başlayan ve başrollerinde Demet Evgar, Dilan Çiçek Deniz, Hazar Ergüçlü, Zuhal Olcay, Cihangir Ceyhan gibi başarılı oyuncuların rol aldığı başarılı bir dizi.
Dizide elindeki gücü kendine hak bilmiş erkeklerin, tarihi eser kaçakçılığı yapmayı planladığı bir sarnıçta çıkan yangın sonucu 21 kişinin ölmesi ile olaylar gelişiyor.
Ve sahneyi gücünü kendinden alan kadınların savaşı alıyor. Diziyi biz anlatmayalım, siz izleyin.
Gelelim gerçek hikayeye... 1885 yılından itibaren Paris'te aristokratlar, gelirinin büyük bölümü fakirlere bağışlanan kermesler düzenliyormuş.
Bu böyle tam 12 yıl devam etmiş ve tarih 1897 yılını gösterirken bir kermes daha düzenlenmiş.
O gün pazarda çok üst düzey aristokratlar da varmış. Avusturya İmparatoriçesi, Macaristan Kraliçesi Elizabeth’in kız kardeşi Alençon düşesi Sophie Charlotte ve daha birçok dük ve düşes varmış.
Sophie Charlotte bu felaketten sonra en çok anılacak isimlerden biri olacağını o an bilmiyormuş tabi.
O gün kermes Jean Goujon caddesine taşınmış, 80 metre uzunluğunda ve 13 metre genişliğinde içi pazarı andıran bir yapı inşa edilmiş. Ama hızlıca yapıldığından güvenlik konusu göz ardı edilmiş.
22 tezgah, tavandan inen gaz dolu bir balon, perdeler ve halılar içeriyi oldukça şık gösteriyormuş. Ayrıca o gün binanın içindeki sinemada film izleneceği için herkes ayrıca heyecanlıymış.
Çünkü halkı geçtik, Fransız burjuvası bile sinema teknolojisi ile yeni tanışacakmış.
Arkada filmi oynatacak olan sinematograf, bulunduğu alanın çok dar olduğunu ve bu alanın seyircilerden ayrı yerde olması gerektiğini söylese de, Organizatör Baron Mackou işe yarar çözümler bulamamış.
Oksijen tüpleri ve eter kutuları gibi felakete yol açabilecek şeyler de bu sıkışık ve dar alandaymış.
Tören sonrası 1700 kişiden 1200'ü pazarda kalmış ve sinemaya girmiş. Olması gerekenden çok daha fazla!
Film izlenirken projeksiyon lambasını çalıştıran eter bitmiş ve tekrar doldurulması gerekmiş. Olay da burada başlamış, seyirciye ışık gitmemesi için gereken ışığı kibrit ile sağlamaya çalışan asistan, buradaki her şeyin bir anda tutuşmasına da yol açmış aslında.
Derken bir anda alevler yayılmaya başlamış. Ahşap bina, halılar, perdeler, tablolar, tezgahlar ve hatta döneme uygun olarak bol miktarda kumaştan yapılan kadınların kıyafetleri...
Binanın 4-5 çıkışı olsa da insanlar panikten sağa sola koşturmaya başlamış ve dumandan da göz gözü görmüyormuş. Görgü tanıklarına göre bazı aristokrat erkekler kolay çıkabilmek için bastonlarıyla kadınlara vurarak yol açmak istemişler.
Alençon Düşesi Sophie Charlotte içeridekilerin tahliye edilmesine son ana kadar yardım ederek en son kendisinin çıkacağını söylemiş. Ama ne yazık ki bu yangından kurtulamamış.
Yangın 126 kişinin hayatını yitirmesi, 200 kişinin yaralanması ile 4 saat sonra söndürülebilmiş. Ölenlerin yalnızca 7'sinin erkek olması bu olayın ardından kadın haklarının yükselişe geçmesini sağlamış.
Görgü tanıklarının ifadelerine göre erkeklerin kurtulmak için yaptıkları akıl alır cinsten değilmiş çünkü!
Ne yazık ki kadınların fiziksel olarak daha az güçlü olması, ölmeleri ile sonuçlanmış ve bu olaydan sonra hayatta kalan, yakınlarının kaybeden kadınlar ya da olayı duyanlar arasında kadın hareketi başlamış.
Bu durum da kadın haklarının gündeme gelmesini sağlamış. Hala öyle değil mi, bir acı yaşanmadan ne haktan söz ediliyor ne adaletten...
Bakalım dizide yangından kurtulan kadınlar; yangına ve hatta yangında daha çok kadınların ölmesine sebep olan ve eşine psikolojik-fiziksel şiddet uygulayan erkeklere karşı zafer kazanabilecek mi?
Yorum Yazın