Webb Teleskobu Tarafından Tespit Edilen Uzak Gök Adalar, Tahmin Edilenden Çok Daha Büyükler!
James Webb Uzay Teleskobu (JWST) araştırmacıları şaşırtmaya devam ediyor. Gelişmiş teleskop son gözlemlerinde, Büyük Patlamadan hemen sonra oluşan bazı galaksilerin görüntülerini çekti. Biz de bu yazımızda bu konudan bahsediyoruz.
Uluslararası bir gökbilimciler ekibi, JWST tarafından gözlemlenen bir avuç çok uzak gök adanın kütlelerini tahmin etti ve işler bu noktada ilginçleşti.
Bu galaksilerin kütleleri, evrenin bu kadar erken dönemlerine göre oldukça yüksek; sonuçta evrenin oluşumundan bu kadar kısa süre sonra oluşan galaksilerin bu kadar büyümeleri için yeterli gaz ve yeterli zaman yok. Swinburne Teknoloji Üniversitesi'nden başyazar Profesör Ivo Labbé, 'JWST, galaksinin dalga boylarının daha fazlasını kapsayabilir, daha fazla ayrıntı ve daha fazla bilgi elde edebilir. Bu ekstra bilgi ve ekstra detay önemlidir çünkü gökbilimcilerin galakside kaç yıldız olduğunu tahmin etmeye çalışmasına olanak tanır. Biz de tam olarak bu özelliği kullandık. Ancak sonuçlar oldukça şaşırtıcıydı çünkü bu galaksilerdeki yıldızların sayısı, modellerden beklediğimizden yaklaşık on kat daha fazlaydı” diyor.
Söz konusu altı gök ada, araştırmacılar tarafından tespit edilen en uzak gök adalar arasında yer almıyor.
Ancak yine de oldukça uzaktalar; ışıkları Büyük Patlama'dan sadece 500 ila 700 milyon yıl sonra geliyor. Bu erken galaksilerin yavaş yavaş büyümete çalışan küçük yapılar oldukları tahmin edilmekteydi ancak şimdiki gözlemlere göre kütleleri, Güneş'imizin kütlesinin on milyar katı kadar. Üstelik bu galaksilerden birinin potansiyel kütlesi Güneş'in tam 100 milyar katı kadar. Bu kabaca bizim galaksimizin toplam kütlesine eşittir. Peki bu galaksilerin varlığının yarattığı sorunlar neler? İlk problem zaman: Galaksilerin nasıl oluştuğunu açıklayan modellerimiz gelişmiştir, ama mükemmel değillerdir. Bu modellere göre yüzde 100 verimlilikle bile, bu kadar çok büyük gök ada yaratmaya yetecek kadar gazı yıldızlara dönüştüremezsiniz. Bu uyarlanabilir modeller muhtemelen JWST gözlemleriyle değişecektir.
Diğer problem ise, bu galaksilerin hepsinin gökyüzünün çok küçük bir bölgesinden gelmesidir.
İstatistiksel olarak bu durum, o zamanlar muazzam bir büyük galaksi popülasyonunun varlığını ima eder - ve (yine o zamanlar) evrende onları yaratmak için yeterli madde yoktur. Bunun doğru olması için, kozmolojinin temel modelini sorgulamamız gerekmekte. Bu model onlarca yıllık doğrulayıcı kanıtlarla destekleniyor, dolayısıyla galaksilerin oluşum modeli kadar kolay değiştirilemiyor. Profesör Labbé, 'Olağanüstü iddialar, olağanüstü kanıtlar gerektirir. Bu araştırma olağanüstü bir kanıt olarak kabul edilebilir mi? Hayır! Açıkçası, bunlar yepyeni bir teleskobun ilk görüntüleri ve pek bir anlam ifade etmeyen şeyler görüyoruz. Standart tekniklerimizi kullanırsak, neredeyse imkansız olan sonuçlar elde edebiliriz. Mesela hesaba katmadığımız pek çok şey olabilir' diyor.
Açıklanamayan olası bir aday, bu ölçümlerde süper kütleli kara deliklerin etkisidir.
Her galaksinin merkezinde olduğu tahmin edilen bu devasa kara delikler, aktif olarak beslendiklerinde kuasar durumuna geçip bol miktarda ışık saçabiliyorlar. Bu durum, galaksilerin gerçekte olduğundan daha fazla yıldıza sahip gibi görünmesine neden olabilir. Ekip şu anda bu galaksileri takip ediyor ve altı tanesinden birinin aktif bir süper kütleli kara deliğe sahip olduğu belirlediklerini söylüyor. Ekip süper kütleli kara delikler ve yıldızlar arasındaki göreceli katkıyı araştırıyor. Diğer galaksiler hakkında daha fazla veri önümüzdeki 18 ay içinde gelecek.
Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorumlarda buluşalım!
Bu içerikler de ilginizi çekebilir
Yorum Yazın