Planlayanların Saf Kötülükle Dolu Olduğu ve Sırrı Çözülemeyen, Dünyanın En Tuhaf Banka Soygunu
15 yıl önce, 27 Ağustos 2003'te ABD'de bir pizza dağıtıcısı Brian Wells, şehrin uzak bir noktasına teslimat için yola çıktı. Ulaştığında teslimatı yaptı fakat hiçbirimizin aklına gelmeyecek bir eve gelmişti ve başına gelenler önce şaşkınlık ardından da insanlara güveninizde ciddi azalma yaratabilir.
28 Ağustos'tan, olayın gerçekleşmesinden bir gün önce pizza teslimatı için gittiği ev soyguncuların eviydi.
Wells'i rehin alan soyguncular üzerine patlayıcı düzeneği yerleştirdiler, bu düzenek olaydan sonra bile şaşkınlık yaratan, nadir bir saatli bombaydı. Ondan istedikleriyse kent merkezindeki bir bankayı soyması ve parayı kendilerine getirmesiydi.
"Güvenlik kodunu bilen tüm çalışanları buraya toplayın ve elimdeki çantaya 250.000 doları hemen doldurun!"
Soyguncuların boynunda bir kabartı yaratacak şekilde yerleştirdiği düzenekle alıkoyulmuş bir biçimde PNC Bank'a girdikten sonra ağzından çıkan ilk sözler bunlardı. Sonrasında elindeki tüfeği göstererek, saatli bombanın tedirginliğiyle ekledi: 'Sadece 15 dakikanız var.'
Çalışanlar onun isteğini gerçekleştirmeye başlamışlar ve çantasına sadece 8 bin dolar koymuşlardı ki Wells kaçmaya başladı. Zamanı tükeniyordu.
Dışarıda bekleyen aracına atladı ve gazladı. Yaşadığı şokun etkisiyle davranışlarını kontrol edememiş, soygunu sonuna dek gerçekleştirememişti. Olacakların korkusu içine işlemiş biçimde kaçmaya başladı fakat o bankadan çıkarken banka görevlileri polisi aramıştı, 15 dakika sonra Wells'i yakaladılar.
Etrafı sarıldı, kelepçelendi. Kaçmaya niyeti yoktu Wells'in, polislerden yardım istedi.
Polislere rehin alındığını ve üzerine bir saatli bomba düzeneği yerleştirdiklerini, soygunu tamamlamadığında bombanın patlayacağının söylendiğini anlattı. Onları inandırması uzun sürmüştü fakat başardı, bomba imha ekipleri, haberciler ve yetkililer çağrıldı.
Bomba imha ekiplerini beklerken "Patronumu arayabilir misiniz?" dedi polis ekiplerine, işini aksattığı düşünülsün istemiyordu.
Fakat bir anda bomba aktive oldu ve birkaç saniye içerisinde patladı.
Büyük bir patlamayla Wells'in başını gövdesinden ayırmış ve Wells ekipler gelemeden 3 dakika önce yaşamını yitirmişti.
Polisleri ikna ederek kaybettiği zaman bombanın çalışması için yeterliydi.
İncelemeler başlatıldığında Wells'in üzerindeki bombanın bir bastonun yarısından elde edilen ev yapımı bir silah olduğu ortaya çıktı. Bombanın iki ayrı bileşeni vardı, ilki anahtar deliği ve 3 haneli şifreden oluşan, yakaya bağlanan kısmı ikinci kısımda borulara yerleştirilmiş barut ve yüksek etki yaratacak patlayıcılar bulunuyordu.
Ayrıca düzeneğin kontrolünü sağlayan, mutfaklarda da kullanılan bir kronometre bulunuyordu.
Polislerin profesyonel bir şekilde üretildiğini düşündüğü bu düzenek karmaşık görünse de aslında özel bir amaca yönelik üretilmiş, standart bir yapının ürünüydü.
Tüm bunların yanında polisleri şaşırtan bir detay daha vardı.
Bomba düzeneğini kaplayan çokça kablo vardı fakat hiçbiri herhangi bir yere bağlı değildi.
Suçluların bombanın imhasını imkansız hale getirmek için yaptığı bu hamleye ek olarak yanıltıcı kimi yapıştırmalar bomba düzeneğine yerleştirilmişti. Ortada bir yap-boz vardı ve imha ekipleri zamanında gelse bile sonuç değişmeyecekti.
Wells'in hayatını kurtarması için çözeceği yap-bozun kodları aracının iç bölmesinde el yazısıyla not edilmişti.
'Bankayı soyduktan sonra çeşitli anahtar ve şifre kombinasyonlarını çözmek için Erie şehrinde belirlenen noktalara git.'
Karmaşık çizimler, haritalar, hepsi bu nota iliştirilmişti ve ancak bu karmaşayı çözdükten sonra özgürlüğüne kavuşabilecekti. Notun sonundaki hatırlatma özgürlüğün şartını belirtiyordu: Kurtulabilmen için tek bir yol var ve o da bizimle işbirliğinden geçiyor.
Bankayı aceleyle terk edip eski Geo Metro'suna bindiğinde notlarda yazanları uygulamaya çalışıyordu.
Bankadan çıktıktan sonra hemen yanındaki fast food zincirini bulması ve orada bulunan bir kayaya yapıştırılan diğer notu alması söyleniyordu. Aceleyle iki sayfalık notu belirtilen yerden alıp yönergeyi takip etmeye başladı.
"Peach Sokağı'na git, odunlarla kaplı alanda bulunan turuncu konteynıra iliştirdiğimiz diğer ipucunu bul."
Tam da Peach Sokağı'na ilerlerken polisler onu yakalamıştı. Olaydan sonra gizemi çözmek için adı geçemn yere giden polis ekipleri tarif edilen konteynırı ve notu buldular. Yeni bir yol tarifi vardı, bu sefer 4 kilometre ötede ormanlık bir araziden bahsediliyordu.
Polis ekipleri notun anlattığı yere gittiler fakat belirtilen noktada hiçbir şey bulamadılar. Wells'i takip eden soyguncuların polis işe karıştıktan sonra kaçtıkları düşünüldü. Başka hiçbir kanıt kalmamıştı, dava hüsranla sonlandırıldı.
4 yıl sonra, Temmuz 2007'de bölge valisi basın mensuplarını "Wells olayında büyük bir gelişme var" diyerek topladı.
Soruşturma sonlanmıştı. Olayın yaşandığı bölgede yürütülen araştırmalar sonucunda Wells'i tanıdıklarını iddia eden fakat bu dostluğun uzun süre önce sonlandığını belirten Diehl-Armstrong, Barnes ve Rothstein suçlu bulundu.
Olayın iç yüzü suçluların yakalanmasıyla farklı bir evrime uğradı.
Şaşırmaya hazır olun.
Suçlular arasında adı geçen ve 2004'te yaşamını yitiren Rothstein 'akıllara zarar' planın fikir babasıydı.
Wells, Rothstein ve diğer arkadaşlarının baskısıyla ortaya atılan planla bankayı soymayı kabul etmiş, boynuna takılacak sahte bir bombayla bunu yapacağını düşünmüştü. En azından ona öyle söylenmişti. Kaçırıldığı mı ortağı mı olduğu bu plana ikna etmek için ona yakalandığında polise 'sadece benden istenenleri yapıyorum' demesi ve olaydan sıyrılacağı söylendi.
Fakat sıyrılamadı. Olayın ardından Wells'in ailesi bu sonuca inanmamış ve olay üzerindeki şüphe perdeleri bir türlü kalkmamıştı, o günden bu yana da onlarca farklı teori olayda adı geçen kişiler bir bir yaşamlarını yitirirken sonsuzlukta yerini alıyor.
Yorum Yazın
onedioda böyle hikayelerden daha çok olmalı !!
Bence bunun filmi yapilmali
"evil genius" :)
hiçbir şey anlamadım
adamı bombayla havaya uçurmuşlar