Müzik Sektörünün Karanlık Yüzü: Son Dönemlerde K-Pop Şarkıcıları Arasındaki İntihar Vakaları Neden Bu Kadar Arttı?
K-Pop dünyası intihar vakalarıyla sarsılıyor, gidişat hiç de iyi değil. Peki ama neden?
Kim Jonghyun, Sulli, Goo Hara ve daha niceleri...
Henüz küçücük yaşlarda müzik sektörüne atılıp ‘gerçek bir yıldız olma’ hayaliyle yanıp tutuşan bu yetenekli gençler, ne oldu da hayallerinin yükünü taşıyamaz hale geldi ve ölümü tercih etti?
K-Pop dünyasının ışıl ışıl sahnelerinin perde arkasında çok büyük sıkıntılar yaşanıyor, vaziyeti biraz olsun anlayabilmeniz adına sizin için biraz o ışıltılı dünyanın kapılarının ardında yaşananları anlatmak istiyoruz.
K-Pop sektörü disiplin ve ağır kuralcılığı ile bilinir...
Devasa paralarla oynayan yetenek ajanslarının öğrencilerinden biri olabilmek için daha küçük yaşlardan itibaren çalışmaya başlarsınız. Çocukluk diye bir kavram yoktur ‘idol’ olmak isteyen biri için. Oyun oynayacak yaşlarınızda bir yetişkin olmak zorunda bırakılırsınız.
Şanslıysanız 14-15 yaşlarından itibaren, değilseniz 7-8 yaşlarında eğitilmek üzere seçilirsiniz bu ajanslara. Bu arada seçilmeniz de ayrı bir dert, çünkü her önüne gelen idol olması için alınıp yetiştirilmez.
Sizde gerçekten bir yetenek parıltısı, bir sahne ışığı görmeleri lazım. Dans, oyunculuk, müzik ve moda konularında bilgili olmanız ve sizden istenilen her anda bu bilgilerinizi sergilemeniz istenir. Bir ajansın bünyesine katıldıktan sonra çıkış yapacak kıvama gelene kadar eğitilirsiniz. Günlük dans provalarınız en az 6 saattir, sonrasında da şan dersleriniz gelir.
Eskiden bu idol adayları eğitimle beraber kendi günlük işlerini de yapmak zorundalardı. Yurt odalarında diğer adaylarla birlikte yaşayan gençler, yemekti bulaşıktı bütün işlerini kendileri görmek zorundalardı. Üstelik ajanslar o zamanlar bu kadar mala mülke de sahip olmadığından çoğu farelerin cirit attığı yerlerde kalıyorlardı. Şu an durumun bir nebze daha iyi olduğunu söylemek mümkün, lakin çalışma düzeni aynen devam.
Dansıydı, koreografisiydi bütün günlerini yeni şeyler öğrenmekle geçiren bu gariban gençler, sıkı bir diyete tabi tutulurlar. Sürekli yediklerine dikkat etmek zorunda kaldıkları için hepsi çöp gibidir zaten.
Ayrıca erken yaşta estetik yaptırmaları istenir, amaç herkesin hayalindeki o ideal görüntüye en yakın hale ulaşmaktır. Yani fiziksel olarak tıpkı bir oyuncak bebeğe benzetilmeye çalışılırlar.
Bütün bunlar bir yana, özel hayat diye bir şeye de sahip değiller.
Sevgili edinmek onlar için bir lüks, ajansın onay vermediği bir ilişki yaşamaları ya da evlenmeleri mümkün değil. Zaman zaman reklam için birliktelikler yaşasalar da bunların hepsi danışıklı dövüş elbette. Onun dışında yok efendim aşık olmuşsunuz, sevmişsiniz falan öyle izinsiz olmaz o işler…
Adınız herhangi bir skandala karışırsa yandınız. Çünkü alınan eğitimler, danslar, şarkılar, dış güzellik falan bir yere kadar!
Eğer bir skandalın başrolündeyseniz, haklı ya da haksız olmanız ‘netizen’ adı verilen tayfayı zerre kadar ilgilendirmiyor. Her türlü kötü yola düşmekle, bencillik yapmakla veya akılsız olmakla suçlanacaksınız. Üstelik sonrasında haklılığınız ispatlansa bile yine siz suçlu olmaya devam edeceksiniz, çünkü neden etmeyesiniz? Kimse sizin haklı olmanızla ilgilenmiyor, onların ihtiyacı olan şey kendi hayatlarında eksik olan ne varsa hepsinin acısını sizden çıkarmak. Böyle bir ortamda en dirayetli insanın bile psikolojisi ne kadar iyi olabilir dersiniz?
Yatak odası görüntülerinin çekilmesine, şantaja uğramalarına, yer yer hem psikolojik hem de fiziksel şiddet görmelerine ve birilerinin çıkarları uğruna istemedikleri insanlarla birlikte olmak zorunda bırakılmalarına değinmiyoruz bile…
İşte, hayatına yeni bir başlangıç yapacağını ve yeteneğini herkese ispat edip takdir göreceğini düşünen bu gençlerin sonu en sonunda hüsran oluyor bu dünyada. Şanslı olanlar kendilerini kurtarabiliyor ama ne Jonghyun ne Sulli ne de Goo Hara o kadar şanslı olamadılar.
Umut ediyoruz ki, bir daha böyle bir acı olaya tanık olmak zorunda kalmayız ve hiçbir genç -ne Güney Kore’de ne de dünyanın herhangi bir yerinde- son çare olarak görüp de ölümü seçer.
İnsanlığın vicdanlarının sesini en kısa sürede tekrar duymaları dileğiyle…
Yorum Yazın