Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Test
Gündem
Magazin
Video
Meltem Farah Konyalı Yazio: O Hiç Bırakmadı ki
“Gnothi seauton...”
“Kendini bil…”
Antik Yunan vecizesidir ve Delhi'deki Apollon Tapınağı’nın girişinde altın harflerle yazılıydı.
Bu cümleyi altın harflerle yazdıran neydi?
Hayatın anlamı ve formülü olmalı ki tapınağın girişine yazılsın.
“Nosce te ipsum”
Bu da” Sen kendini bil “demek;
Hakikati bilmek ve hakikate ermek de Müslümanlıkta, tasavvufta en temel konu ise;
Bu cümlenin sırrı ne?
“Kendini bil”
“Kendini bilen Allah’ı bilir.”
Hz. İsa, “Hakikati bileceksiniz ve hakikat sizi hür kılacak” demiş.
O zaman ruhumuzun hürriyeti ve huzuru için hakikate varmak, ermek, uyanmak ve bu yolda aydınlanmak gerekiyor.
“Conosce te ipsum”
“Kendini bil…”
“En el Hak”;
“Hakikat benim“
“Ben Hakk’ım” “Ben Hakikatim” dedikleri için katledildiler.
Kendilerini Allah’laştırdıkları ile haksızca yargılandılar.
Şirk ile suçlandılar.
Sonra yüksek farkındalık geldiğinde ise iş işten geçmişti.
“En el Hak” çıların her zaman savunduğu “Ben yokum Allah var.”idi.
Aslında “Hiç”lik makamına öyle ermişler ki kendilerini, hiç görmüşler, hiçleşmişlerdi.
Bu da ancak bu öz bilgiyle ve içini tamamen Allah’ın koşulsuz sevgisi ile doldurarak mümkün olur.
Biz Allah olamayız elbette ki kastedilen “Biz Allah’ın tecellisiyiz.”
Allah’ın 99 sıfatının tecellisi olduğumuzu göre “Ben Hakk’ım.” dediler.
Cemali sıfatını mı seçeceksin?
Celali sıfatını mı seçeceksin?
Bu da senin seçimin.
“En el Hak “çılar hiçlik makamında Allah’ın koşulsuz sevgisinin içinde yok olmayı başarmış uyanmış ruhlardı.
Yunus Emre ise; “Her ne arasan kendinde ara “derken bunu kastetmişir.
Allah özünde, Allah her zaman seninle ve her an Allah'a bir ve bütünsün.
Yunus Emre’nin sözünden şunu da çıkarabiliriz; hayat illüzyon ve gördüklerin senin yansıman.
Sen ne görüyorsan sende var ve sana ait.
Tasavvufa göre de “Men arefe nefsuhu fesad arefe Rabbehu.”
“Nefsini bilen Rabb’ini bilir. “ der
Nefsini yani kendini bilmek için çaba göstermene gerek yok.
Sadece yavaşlamalı ve içine, özüne dönmelisin.
Hakikat içinde ve hakikat özünde…
Solipsist filozoflar ise;
“Men menem diger nist.”
“Ben benim benden başkası yok.”
“Hakikatin tamamı benim benliğimden ibarettir.”
“Yalnızca benlik gerçek olup, dış dünya diye bir şey yoktur.”
“Yalnızca ben varım.”’ı ifade ederler.
Bu söz ise filozoflar da tüm dinler ve tüm kadim bilgilerde olduğu gibi aynı Öz bilgiye bizi ulaştırılır.
Öz bilgi öz kaynaktan geldiği için hepsi %100 doğru ve farklı zamanlarda, yer ve konumda aynı Öz bilgi bize akmıştır.
Kendi benliğinden ne kadar şüpheye düşsen de senden içeri bir öz benliğin var ve bu öz benliğin, yüksek benliğin, ruhun tüm bu saf bilgiye sahip.
Mutlak kaderinin dışındaki seçime bağlı kaderini seçerken yalnız olmadığın da aşikâr.
Seni bu kadar koşulsuz seven ve şefkatiyle saran Yüce Yaradan tabii ki hiçbir kulunu yalnız bırakmaz.
Bunu her düşündüğümde aklıma oğlumun ilk adımları gelir.
Yürümeye ilk başladığında ilk hevesle elimi bırakmak ister ve zorla kendi tek başına yürümek için elimden elini çekerdi;
Düşeceğini bile bile öğrenmesi için izin verirdim.
Tıpkı onun gibi Yaradan’dan bağımızı ve O’dan istemeyi ve O’na tutunmayı bıraktığımızda yere kapaklanıyoruz.
Bu ahir ömrümüzde ve tümünde” O’nun rehberliğine” ve” O’na tutunmaya” muhtacız.
“O’nun bizi tutmasına “demiyorum o hiç bırakmaz ki…
“O” hiç bırakmadı ki…
Sen acımadan öğren diye yazdım…
Dünyayı sevgi kurtaracak…
Bilin istedim…
Onedio okurlarım, bütüne katkı için ve koşulsuz sevgiyle…
Yorum Yazın
Eksi basmak için girip çıkıyorum.