Leyla ile Mecnun Dizisinin Şiir Gibi Çifti: Yavuz ve Eylül'ün Sahnelerinden 20 Replik
1. Her şey böyle başlamıştı.
2. Yavuz'un hiç vazgeçmeye niyeti de yoktu hani.
3. Neden sevmedin Eylül?
4. Ve burada Eylül'e cevap hakkı doğuyor.
Eylül: Sen bir kere sormuştun ya bana hani, neden beni
sevmedin diye. Çünkü korkmuştum. Kimse daha önce senin beni sevdiğin gibi sevmedi.
Hatta ilk başlarda ben senin de beni sevdiğine inanmadım. Ama sonradan, böyle
bakışın, bana gülüşün, sürekli benim etrafımda gezinmen, hatta benim için dayak
yemen bile o kadar güzeldi ki.
Yavuz: Peki, madem her şey bu kadar güzeldi niye çekip
gittin? Ne korkuttu seni?
Eylül: Çünkü ben de seni seversem eğer, yani mesela böyle
elimi tutarsan mesela, bütün büyü bozulurmuş gibi geldi bana. Bir daha bana
böyle bakmayacakmışsın, böyle güzel gülmeyecekmişsin gibi geldi.
(Yavuz Eylül'ün ellerini tutar ve o muazzam repliği seslendirir: ''Sen beni seversen, en güzel gülen ben olurum zaten.'')
5. Bazen tek eksik...
6. Güzel günler yaşanmadı değil :)
7. Hatta ''topuk topuk topuk'' dedirten cinsten.
8. PES oynarken sevgilisine Barcelona'yı veren koca yürekli hırsız: Yavuz :)
9. ''Hep mi kalbimiz kırılacak be İsmail?'' demişti o gece Yavuz.
10. Eylül'e cevaplaması zor sorular da sormuştu.
11. Eylül'ün duyduğu en ağır cevap bu olmuştu.
12. Ancak Yavuz'un, Eylül'den başka ''evi'' yoktu.
13. ''Şiir gibi çift'' olmanın hakkını olabildiğince verdiler.
Nilgün Marmara - Kuş Koysunlar Yoluna şiirinden.
14. Arkadaş Zekai Özger'in ''Her Şey Tekrardır Biraz'' şiiriydi bu karelere yansıyan duygu.
(ağlamak acıların yontulmuş biçimidir
hüzünse bir çocuğun gökyüzünü sevmesidir)
yorgunum bir gülü devşirmekten
görseniz / artık
yüzüm
bozulan bir çiçektir
evde kalmış kızların göğsünde sık bulunan
beni solduran akşamüstleridir pencerelerde
çünkü hüznü hüzün besler yalnızca
merhaba
15. Sait Faik'in insana yaşadığını hissettiren satırları...
16. Yavuz'un ''Sen yeter ki çocukluk yap, salıncağın gönlümde hazır'' dediği bu sahnede, Cemal Süreya okunmuştu.
Laleli'den dünyaya doğru giden bir tramvaydayız.
Birden nasıl oluyor sen yüreğimi elliyorsun
Ama nasıl oluyor sen yüreğimi eller ellemez
Sevişmek bir kere daha yürürlüğe giriyor
Bütün kara parçalarında
Afrika dahil.
17. Artık ''Alman pastası''ydı Eylül, Hırsız Yavuz'un. (O öyle bir insan mı?)
Yavuz: Hele bir evlenelim, ben her gün sana
''Alman pastam'' diyeceğim.
Eylül: Alman pastam mı? Niye
Alman pastam?
Yavuz: Ya ben çocukken, öyle çok çikolata şeker yemiş biri değildim yani, öyle şeyler
yemezdim çok. Annem her gün üç beş kuruş para verirdi cebime, harcamazdım
saklardım, televizyon alacaktım. Evde televizyon yoktu. Kapıdan böyle kocaman
televizyonla girecektim içeri, ''anne bak bizim de televizyonumuz var artık''
diyecektim. Olmadı. Neyse, Alman pastası alırdı annem. Öyle her gün değil de
iki üç ayda bir. Allahım nasıl güzel bir şeydir o ya. Alman pastası nasıl bir
şeydir yani? Acayip bir şeydi yani. O pastanın tadını hiçbir şeyden almadım
hayatta ondan sonra. O yüzden ''Alman pastam''.
UYARI: İÇERİĞİN DEVAMI YOĞUN SPOİLER İÇERİR!
18. Sonra ''rüyalar'' gerçek oldu. ''Şiir'' yarım kaldı.
103. Bölüm'de (Sezon Finali) olacakların sinyali 87. Bölüm'den verilmeye başlanmıştı.
19. Yavuz'un ''can borcu''nu ödeme vakti gelmişti.
94. Bölümde de Eylül'ün ölümüne dair işaretler artıyordu.
20. Ama belki bir gün ''bir şiirin içinde'' rastlaşırlar.
BONUS: Turgut Uyar- Göğe Bakma Durağı
Yorum Yazın