"Konumsuz, Duvarsız Bir Restoran ve Upuzun Bir Sofrada Huzurla Yemek Yiyen Yabancılar"
Neden olmasın?
İstanbul'dan İzmir'e yerleşeli bir ay olmak üzere. Sabah yürüyüşlerinde, sokaklar arasında kaybolarak, sıcakta fenalık geçirerek şehri tanımaya çalışıyorum. Sosyal medyadan beni takip edenler maceralarımı biliyor zaten.
Neyse lafı uzatmayayım; bir yandan da şehirde ilgimi çeken olay, insanlar, etkinlik, mekanlara dair de röportajlar yapmaya başladım. İlk konuklarımız 'AHENGİ' ekibi.
Ben onları instagramda fark ettim. Uzun şahane bir sofra, etrafında birbirinden mutlu gözüken insanların olduğu postları dikkatimi çekti. İtalyan filmlerindeki o meşhur sahneyi bir ormanın içinde hayal edin. İşte öyle. Derken bir de baktım ki masanın etrafındaki kişiler de son ana kadar nerede yemek yiyeceklerini bilmiyorlar ve üstelik birbirlerini de yeni tanıyorlar. İŞİN İÇİNDE BİR GARİPLİK VAR YANİ, sevdim. Ve ekibe ulaştım. Yeni deneyimlere açıksanız seveceksiniz. Siz de benim gibi hayatınızdaki insanları ayıklama dönemindeyseniz hele mesaj şu olsun: 'Belki de devir 'yabancılara güvenme' devridir.'
-"Duvarsız ve doğa ile iç içe bir restoran." Kendinizi böyle tanımlıyorsunuz. Bu tam olarak ne demek?
Ahengi’ye dair net bir konseptten bahsetmek çok doğru olmaz diye düşünüyoruz. Doğa, hep hareket halindedir. Ahengi de öyle. Çıkış noktamız: Kalabalık yaşantılarımız içerisinde uyum arama ihtiyacımız. Örneğin; doğanın içine konumsuz ve duvarsız bir restoran kuruyoruz. “İyi bir yemek” yemenin yalnızca dört duvar arasına sıkışmış bir eylem olmadığını, şehir yaşantımızda edindiğimiz alışkanlarımızın doğada da devam edebileceğini görmek; bize dilediğimiz gibi hareket edebileceğimiz, yeni riskler almaktan çekinmeyeceğimizi gösteriyoruz.
-Ne zamandır aktifsiniz? Kaç etkinlik düzenlendi ve nerelerde idi? Katılımcıların deneyimlerinden aklınızda kalanları merak ediyorum. İnsanlar nasıl tepki veriyorlar? Çekincesi olanlar sonrasında neler hissediyor?
Her ne kadar ilk etkinliğimizi haziranda yapmış olsak da aslında Ahengi’nin fikrini oturtabilmek üzere bu yılın başından beri çalışıyoruz. Şu ana kadar “Hoş geldin Ahengi” adı altında, haziranda iki ayrı sofra kurduk. Konumumuzu son ana kadar gizli tutmaya önem veriyoruz, hatta bu sebeple katılımcılarımızı bile gizli konuma biz götürüyoruz. O yüzden sorunuza “İlk etkinliklerimiz Çeşme’de bi’yerde gerçekleşti.” diye cevap verelim. İnsanların geri dönüşü, uzun zamandır aralıksız çalışmamızın en güzel yanı. Sofrada tanıştığımız iki kişinin daha sonrasında bambaşka bir yerde buluştuğunu bile yakaladık. Ahengi ile devam eden dostlukların kurulması, bize ait bir komünite kurmaya daha şimdiden başladığımızın göstergesi. Çok yeni bir proje olduğu için daha çekincesi olan insanlar ile karşılaşmadık fakat X'de bizi 'The Menu' filmi ile karşılaştıranlar olmuş. Şimdiye kadar düzenlediğimiz etkinlikler ile soframıza katılan 52 kişinin de hayatına devam ettiğini söylemek isteriz. ☺
-Kaç kişi katılıyor? Katılmak için ne yapmak gerek? Ücretlendirme? Dress code vs. gibi detaylar nedir?
Ahengi’nin sofraları; hayata benzer bakış açıları olan 26 kişinin bir araya gelebileceği bir uzunlukta kuruluyor. Sofralarımızda yalnızca 24 yaş üzeri kişileri ağırlayabiliyoruz, olabildiğince fazla kişi ile paylaşmak istediğimiz için tek seferde yapılan rezervasyonları, 6 kişi ile sınırlı tutuyoruz. Ücretlendirme ve benzer bilgiler için sizi de DM’e alalım. ☺
-Siz kimsiniz? Kaç kişilik bir ekipsiniz? Bu girişimden önce ne yapıyordunuz? Bu fikir aklınıza nereden nasıl geldi? Dünyada ya da ülkemizde muadilleri var mı?
Biz, aslında şehrin koşuşturması içinde bazı heyecanlardan uzaklaştığını fark eden, yemek ve eğlence sektöründen gelen iki girişimciyiz. Doğada geçirdiğimiz vakti, nasıl daha fazla kişi ile paylaşabiliriz; biz, bu deneyimlerden nasıl daha fazlasını öğrenebiliriz, diye düşünmeye başladık. Arından pandemi sonrası bütün dünyada popülerleşmeye başlayan 'Al Fresco Dining' konsepti ile tanışık. Tabii, bu konsepti olduğu gibi uyarlamak yeterli değildi. “Doğada yemek yemekten” daha fazlasını sunmak istedik. Böyle Al Fresco Dining konseptini, Anadolu’nun konar göçer gelenekleri ile harmanlayan konumsuz, duvarsız restoranımız Ahengi ortaya çıktı.
-Her şehirde düzenlenen yemeklerden bahsediyoruz değil mi? Yoksa sadece belli bir bölgeyi mi kapsıyorsunuz?
Şimdilik “Türkiye’nin her şehrinde yemekler düzenleyeceğiz.” gibi iddialı bir hedefimiz yok. Keşfetmek üzere çıktığımız bu yolculukta ilk köklerimizi sağlamlaştırmak istedik. Bu yüzden de ikimizin de doğduğu İzmir’i başlangıç noktamız olarak seçtik. Doğduğumuz şehre geri dönmenin ve çocukken kurduğumuz hayalleri, bugünkü deneyimlerimiz ile birleştirmenin heyecanını yaşıyoruz. Ahengi, çok kişisel bir proje fakat kişiselliği yalnız bizden değil; soframıza katılan kişilerin de hayallerinden geliyor. Zamanla hayatımızda yer edinen diğer şehirlere uğramak istiyoruz.
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio