Birkaç Bölümün Ardından "İyi ki Başlamışım" Diyeceğiniz Enfes Bir Suç Dizisi: Banshee
Şahane bir dizi öneriyorum, bu iyiliğimi unutmayın. 😌
İçerik ciddi bir spoiler barındırmıyor, rahat rahat okunabilir.
Hak ettiği değeri bulamayan diziler arasında başı çekenlerden biridir Banshee.
Seyir zevki bir hayli yüksek olmasına rağmen her nedense popülerleşemedi.
Aslında popüler olmadığı için düşük bir beklentiyle başlamanızın faydası oluyor, beklediğinizden çok daha fazlasını buluyorsunuz.
Dizi 4 sezondan oluşuyor; ilk 3 sezonu 10 bölüm, son sezonu ise 8 bölüm. Bölümler 50 dk civarında seyrediyor, ama daha kısaymış hissi veriyor.
Dizi final yaptığı için art arda izlenebilir, ki bir oturuşta birkaç bölüm izlemekten kendinizi alamayacaksınız.
Başrolde bir anti-kahraman var, profesyonel bir hırsız. 15 yılını hapishanede geçiriyor.
Bu hapishane anlarını flashback'lerle sık sık görüyoruz, sırf o yılları bile ayrı bir sezon olabilecek kalitede.
Hapishaneden çıkınca onu gerçek anlamda tanıyan tek kişiyi bulmak için yola koyuluyor, sevdiği kadını...
Onu bulmak için Banshee kasabasına yolu düştüğünde burada bir kırılma anı yaşanıyor.
Bu kırılma anından bahsetmemek daha iyi, ilk bölümün vereceği tadı kaçıracaktır.
İşte bu olayla birlikte anti-kahramanımız, Banshee'de yepyeni maceralara atılıyor...
Banshee öylesine belalı bir kasaba ki burada her türlü suçluya rastlamak mümkün: Çeteler, neo-naziler...
Kabileler, Meksikalı kaçakçılar, uyuşturucu kartelleri... Ne ararsanız var.
Bütün bunlara karşı türlü türlü zorluklar yaşamak zorunda kalan 4 kişilik bir polis ekibimiz de var.
Bu polislerin her birinin sizdeki yeri ayrı oluyor zamanla, birine bir şey olacak diye içiniz gidiyor.
Karakter bolluğu ve her karakterin sağlam bir yan hikayesinin olması bakımından başarılı.
Herhangi bir yan karakter öldüğünde çarpıcı bir etki oluyor bu yüzden.
Ölümler demişken, aksiyon ve ölüm sahneleri gore tazda olabiliyor.
Mesela bu ikilinin kapışmasındaki sertlik dozajı dizinin zirve anlarındandı. Aksiyon hissini iyi vermesi açısından kamera hareketleri de enfesti. 👌
Bu kasabada seks de suçla doğru orantılı. Özellikle de baş karakterimiz az kalsın kasabadaki her kadınla yatacaktı. 😁
Dizide günden güne boka batma durumu var. Her bir bölümde olaylar çığrından çıkıyor ve karakterler daha büyük çaplı işlere bulaşıyorlar.
Gerilim de eksik olmuyor bu sayede.
Anti-kahramanımız, bal porsuğu cesaretiyle önüne gelene dalıyor ama sağlam dayak yediği de oluyor.
Öyle Jason Statham gibi birkaç hareketle indirme durumu yok, bu bakımdan oldukça gerçekçi.
Job karakterine de değinmeden olmaz; görüp görebileceğiniz en havalı, en orijinal hacker'dır kendileri.
Her ekibe böyle bir eleman lazım. 😌
Bölüm sonlarındaki cast akışının ardından birkaç saniyelik post-credits sahneleri var, onlar da bir hayli önemli sahneler.
Bölüm bitti deyip kapatmamak lazım yani.
Olumsuz yanları da var tabii; yer yer klişe olabiliyor, ilk bölümlerde birinci sınıf bir dizi değilmiş imajı veriyor. Ayrıca karakterler bir miktar arketip.
Yine de birkaç bölümün ardından en favori dizileriniz arasına giriyor.
"Bashee: Origins" adında 4-5 dakikadan oluşan bölümleri de bulunuyor.
Olur da fazla bağlanırsanız, geçmişte neler olduğuna dair önemli sahnelerin bulunduğu bu bölümlere de göz atabilirsiniz.
Diziyi bitirdiğinizde oluşacak boşluk hissine şimdiden kendinizi hazırlayın. 😌
Biter bitmez benzer bir dizi arayışlarına giriyorsunuz; bu his oluyorsa o dizi alkışlanmayı hak etmiş demektir.
Yine de Prison Break, Breaking Bad ayarında bir dizi beklememek lazım, ama emin olun ki iyi bir tat alacaksınız.
Yorum Yazın
Efsane bir dizi popüler olmamasına şaşmalı. Bitince bende fazlasıyla bir boşluk oluşturdu. İntroyu dinleyince ilaç gibi geldi 😊
Ya kardesim sana ne niye bizim kult dizilerimizi populer yapma ihtiyaci duyuyorsun birak biz az ve oz mutluyuz. editor yapma böyle.
Banshee anlatmış ve Ulrich Thomsen namı değer Kai Proctor ile alakalı fotoğraf koymamış olmak...