TARİH

İnsanların yarattıkları felaketlerden aslında çoğu zaman hayvanlar zarar görüyor. Yaşanan yıkımlarda birçok hayvan da telef oluyor fakat onları maalesef görmezden geliyoruz. Savaşlar ise bunun en net örneği. Aynı şekilde birçok büyük savaşta hayvanlar doğrudan kullanılmış ve yetenekleriyle savaşın gidişatına katkıda bulunmuşlar.

4 Nisan 1953 gecesi Çanakkale Boğazı'nda Nara Burnu açıklarında Dumlupınar adlı denizaltımızın başına çok kötü bir felaket gelmişti. Bu hüzünlü olayın yıl dönümünde anmak ve anlamak amacıyla, o gece ve sonrasında gerçekleşen olayları kısaca özetlemeye çalıştık.

Şöyle demişti bize: 'Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu kafidir.' İşte biz de onu daha iyi anlayabilmek adına kaynakçalı günlüklerinden yola çıkarak Atatürk'ümüzün günbegün neler yaptığına bakalım dedik.Kaynak: Atatürk Araştırma MerkeziKronolojik Fotoğraflar: İşte Atatürk

Geçmişten günümüze baktığımızda kadınların dünya üzerindeki varlıklarını kabul ettirebilmek için ne kadar çok mücadele verdiğini görüyoruz. Tarih boyunca sosyal hayattan siyasete pek çok alanda ilkleri başarmış, savunduğu idealler uğruna hayatını ortaya koymuş o kadar çok kadın kahraman var ki sadece isimleri yazılsa sayfalara sığmaz. Korkmadan inandığı doğruları savunarak, mücadelesinden asla vazgeçmeyerek geride bıraktıkları büyük başarılarla kendilerinden sonra gelen kadınlar için ilham kaynağı olmuş kadınlar var. İşte tek bir sözüyle dünyaya yön veren, buluşlarıyla tarihin akışını değiştiren 10 kadından ilham veren bakış açıları!

Ramazan ayının sadece 'aç kalmak', iftarların bu aç kalmışlığın acısını çıkarmak, bayramların ise görüşülmeyen eş, dost ile zaman öldürmek olarak görüldüğü şu günlerde; gelin, Ramazan ayı eskiden nasıl yaşanırmış ona bakalım.Eskiden her şey çok başkaydı derler ya hani büyüklerimiz, şu gelenekleri gördükten sonra onlara hak vermemek elde değil..

İlk bakışta şehir efsanesi gibi gelen bir hikâyenin tuhaf kahramanından bahsedeceğiz bugün sizlere. Bu hikâyenin kahramanı, ne yaparsa yapsın açlığı bir türlü geçmeyen ve bu açlığı dindirebilmek için kediden yılan balığına kadar pek çok canlıyı tek lokmada mideye indiriveren bir adam…

Tarihteki ilk spor salonları Antik Yunan'da açılmış diyebiliriz. O zamanlar olimpik oyunlar gibi yarışlara hazırlık yapmak isteyenlerin çalıştığı yerler olan spor merkezleri, bugünkülerden oldukça farklıydı. Bir nevi gladyatör eğitim merkezi gibi düşleyebilirsiniz. Abartmış da olabiliriz. Antik Yunan'dan sonra yüzyıllarca spor salonuna ya da insanların ortak spor yapmakta olduğu merkezlere pek rastlanmadı. Zaten orta çağ boyunca insanlar, zor hayat koşulları yüzünden fazladan egzersiz yapmaya ihtiyaç duymamıştı. Modern anlamda ilk spor salonları ise 19. yüzyıldan itibaren okul merkezlerinde, eğitim ve fiziksel gelişim amaçlı açılmaya başlandı. Sonraları ise modern hayatın gereği olarak özel kurumlarca açılıp, bütün dünyaya yayıldı.  Biraz nostalji yapalım diye sizler için eski dönem spor salonlarından, hem tuhaf hem de insanı gülümseten bazı fotoğraf kareleri derledik. Eskiler bu konuda hem acemi hem de ponçiklermiş.

Doğanın ne kadar büyük bir güç olduğunun harika bir örneği olan Al Naslaa kaya formasyonu, âdeta uzaylılar tarafından lazerle ikiye yarılmış gibi bir görünüme sahip. Tabii uzaylıların bu kaya parçasını bu hâle getirdiğini düşünenler olsa da kayaların bu görünümü alışının ardında dünyevi sebeplerin yattığı düşünülüyor. Bu iki kayanın nasıl bu hâle geldiğini merak ediyorsanız içeriğimize buyurun. 👇

Eğer tanınmış kişilerin hayatlarını beyaz perdeye aktarıyorsanız, karaktere yorum getirmeniz de kaçınılmaz olacaktır. Sonuçta o kişiyi tam anlamıyla yansıtabilmeniz pek mümkün değil. Ama Hollywood'da öyle örnekler var ki, iş artık o tarihi figüre kendi yorumunu getirmekten çıkıp bambaşka bir kişi yaratmaya varıyor. Bakalım, Hollywood kimlerin hayatını anlatayım derken ortaya farklı bir karakter çıkarmış?

Tarihimiz garip vak'alarla doludur. Burada değineceğimiz hadise de 19. asırda vuku' bulan enteresan olaylardan birisidir.

Teknolojinin başka bir boyuta geçmesi ve yaygınlaşması sonrası o kadar hızlı bir dönüşüm yaşandı ki; ev eşyalarından, iş hayatına, hatta insan ilişkilerine kadar birçok şey başka bir yere evrildi. Bu dönüşüm gerçekleşmeden önce sıklıkla gördüğümüz ya da kullandığımız naftalin kokusunu ciğerlerimize dolduran eşyaları derledik.

İskoçya'da çalışma yürüten arkeologlar, toprakların asıl sahibi olan Pikt halkının 1.500 yıl kadar önce meydana getirdiği, geometrik oymalarla kaplı taşlar keşfetti. Bu taşların keşfedilme macerasını ve üzerindeki oymaların ne anlama geldiğini merak ediyorsanız içeriğimize buyurun. 👇

Savaş öncesi teknoloji anlamında çok da ileri düzeyde olmayan insanlığın, bu savaş için teknoloji anlamında oldukça adımlar attığını söylemek mümkün. Öncelikle, makineli tüfeklerin üretilmeye başlanması ile savaşın yüzü bir anda değişmiştir. Dikenli tel konsepti ile savaş alanlarına yeni bir çehre kazandırılmıştır. Yüksek tahribat gücüne sahip toplarla birlikte 'düşmanı toplar ile zayıflat ve maksimum sayıda insan öldür' düşüncesi, zihinlerde yer edinmiştir.Bu teknolojilerin kullanılmasının amacı belliydi: Öldürmek, öldürmek ve daha çok öldürmek..

Rusya'nın Ukrayna'ya savaş açmasının ardından dünya gündemi durulmuyor. Yaklaşık bir aydır süren savaşta çok sayıda sivil ve asker hayatını kaybederken Ukrayna kentleri yerle bir oldu. Savaştan etkilenen binlerce insan Ukrayna topraklarını terk ederek komşu ülkelere sığınmak zorunda kaldı. Dünya yepyeni bir trajediye tanıklık ederken Ukrayna ve Rusya arasındaki savaşın nedeni merak konusu oldu. İki ülke arasında aslında uzun yıllardır devam eden derin krizler bulunuyor. Bu krizlerin nedeni yalnızca ülkelerin kendi aralarındaki ilişkilerden kaynaklanmıyor, elbette. Gündem bu denli Karadeniz'in kuzeyine odaklanmışken gelin, Rusya ve Ukrayna arasındaki ilişkileri birlikte mercek altına alalım.

Eski fotoğraflara bakmanın hissi gerçekten tarif edilemeyecek kadar güzel değil mi?