Yüzde 40 MTV Şokunu Yaşarken Dikkatlerden Kaçmasın: Gelir Vergisi Oranında Artış

Hepimizin bildiği gibi Orta Vadeli Program'dan vergi artışları çıktı. Yapılan basın açıklamasından sonra, daha çok %40 Motorlu Taşıtlar Vergisi öne çıksa da vatandaşın hayatını doğrudan etkileyecek pek çok düzenleme yolda. Bunlardan biri de gelir vergisi. Meclise sunulan kanun tasarısıyla gelir vergisi tarifesinde üçüncü dilimdeki yüzde 27 olan oran yüzde 30'a çıkarılıyor. Peki bu ne demek? Gelin birlikte anlamaya çalışalım... 

Özlem Ermiş Beyhan'ın Dünya gazetesinde yer alan haberine göre bu vergi artışı, iş yerleri ile brüt ücret üzerinden iş akdi imzalayan çalışanların maaşlarında da düşüşlere neden olacak. 

Düşüş ağırlıklı olarak yüksek gelir grubunda yaşanacak ancak orta gelir düzeyindekiler de artıştan etkilenecek.

Hesaplama, bekar çalışan için asgari geçim indirimi dahil, SGK primleri hariç tutularak yapılmış ☝️

Dr. Saadettin Orhan'ın düzenlemenin etkisi ile ilgili verdiği bilgi şöyle:

 'İş sözleşmesini net ücret üzerinden yapmış olan çalışanlar, vergi oranı artışından etkilenmeyecek, vergi artışı işverenin üzerinde kalacak. Brüt ücret üzerinden sözleşme yapan çalışanlar vergi oranı artışından ücret seviyesine bağlı olarak etkilenecek. Yaklaşık 2.700 TL ve altında brüt ücret alan çalışanlar vergi oranı artışından etkilenmeyecek, bu rakamın üzerinde ücret alanlar, ücretin tutarına bağlı olarak artıştan etkilenecek.'

Mektuptan aynen aktaralım:

'İşçiler üzerindeki vergi baskısı, ücretliler lehine olan ayırım ilkesinden vazgeçilerek vergi tarifesinin teke indirilmesi ve çalışanların üçüncü dilimdeki gelir vergisi tarifesine uygulanan vergi oranının yüzde 20’den yüzde 27’ye yükseltilmesi nedeniyle artmıştır. 2018 yılında yüzde 27 olan üçüncü dilimin yüzde 30’a yükseltilmek istenmesi çalışanları daha da mağdur edecektir. Gelir vergisi tarifesi artışının enflasyonun altında belirlenmesi de bir diğer mağduriyet konusu olmaktadır.  

Doğrudan ve dolaylı vergilerin en büyük ödeyicisi olan işçileri, işverenler ile aynı oranlarda vergilendirmek haksız ve adaletsiz bir uygulamadır.'

Mektup şöyle devam ediyor: 

'Ücretlilerin üzerindeki vergi yükünün bir diğer önemli ve olumsuz etkisi de,  vergi kesintileri nedeniyle işçinin eline geçen net ücretin yılbaşına göre geçen aylar içinde giderek gerilemesidir. Bu konu toplu sözleşme görüşmelerinin de çıkmaza girmesine neden olmaktadır.

Vergi yapısındaki çarpıklık nedeniyle bağıtlanan toplu iş sözleşmesiyle belirlenen ücret zammı anlamını yitirmekte ve sözleşmeyle sağlanan ücret artışının çoğu ilerleyen aylarda gelir vergisi ödemesine gitmektedir. Örneğin 2018 yılında aylık net 3.000 TL olan ücret, Temmuz ayında toplu iş sözleşmesi ile yapılan zamma rağmen yıl sonuna doğru aylık 323 TL eksilmektedir. Üçüncü dilim oranının yüzde 30’a yükseltilmesiyle bu eksilme 429 TL olmaktadır.'

HaberTürk'ün bugün manşetten paylaştığı bilgiye göre Türkiye, dolaylı verginin toplam vergi içindeki yüzde 63.4'lük payıyla OECD içinde rekor kırdı.