Yıllar Önce Tablosunu Çizdiği Kadınla Gerçek Hayatta Tanışan Ressamın Filmlere Konu Olacak Hikayesi
Ahad Saadi, kendine özgü 'Azarnegari' tekniği ile hayal gücü ve doğduğu kültürü birleştiren başarılı bir sanatçı. 2009 yılında hayalindeki kadını tabloya döken sanatçı, sergisinde tabloda resmettiği kadınla karşılaşmış ve dillere destan bir aşk başlamış. Hikayenin devamı için buyrun içeriğe... 👇
Sizleri İranlı sanatçı Ahad Saadi ile tanıştıralım. Doğduğu coğrafyadan ilham alan ressam, kültürünü kendi hayal gücüyle birleştirerek 'Azarnegari' ismini verdiği tekniği kullanıyor tablolarında.
Azarnegari tekniğini ise köklerinden beslenip göğe değme, bir nevi sevgi, barış ve kardeşlik haykırma biçimi olarak tanımlıyor kendisi.
Başarılı sanatçının 2009 yılında resmettiği bir tablosu ise adeta filmlere konu olacak türden...
Annesi, kendisine evlenmesi için ısrar ettiği dönemlerde hayalindeki kadını tabloya dökmüş ve annesine göstererek 'Ben böyle birini istiyorum' demiş.
Annesinin 'Allah buna can versin, senin olsun' diye dua etmesinin ardından portreye imzasını atmış.
İstanbul'a taşınmadan önce gerçekleştirdiği son sergisine ise İran'ın bir diğer değerli sanatçısı Parisa Karamnezhad katılmış. Parisa'nın portreye benzerliği ise hem sanatçının, hem de salondaki konukların bir hayli ilgisini çekmiş.
İlk bakışta Parisa'ya aşık olduğunu söyleyen Saadi olayı şöyle anlatıyor:
'Serginin açılışındaki en büyük olay benim için Parisa'ydı. O içeri girdiğinde yanımda olan ablam beni dürttü ve benim tabloma benzediğini söyledi. Ben henüz onu görmeden heyecanlanmıştım, göz göze geldiğimiz anda ise sebebini anladım...'
Ahad, serginin ardından uzun uğraşlar sonucu hayalindeki kadın olan Parisa'ya ulaşmayı başarmış ve ikili, bir buçuk sene boyunca sosyal medya üzerinden iletişimde kalmışlar.
Bir gece ise Parisa'yı yine sosyal medya üzerinden İstanbul'daki sergisine davet etmiş ve bir buçuk senenin ardından ilk kez yüz yüze görüşmüşler. Beraber yedikleri akşam yemeğinin ardından ise Parisa'ya evlenme teklifi etmiş!
Parisa ise yaşananları şöyle anlatıyor:
"Arkadaşımın ısrarı üzerine sergiye gittim. Ahad'ın yanındaki kadın ona dokunup beni gösterdi ve birlikte bana baktılar. Sergiyi gezmeye başladıktan sonra o tabloyla karşılaştım, hem ben hem de arkadaşım bakakaldık. 'Bana mı benziyor acaba?' diye düşündüm. "
"Aradan zaman geçti, doğum günü kutlamalarıma cevap vermek için sosyal medyadayken Ahad bana mesaj attı ve Türkiye'de sergisi olduğunu söyledi."
'Ben de ona İstanbul'da olduğumu söyledim ve Bahariye'de buluştuk. Beni kendine çekip sarıldı ve 'Biliyor musun seni ne kadar seviyorum?' diye sordu. Ondaki güzel duyguyu derinden hissettim.'
İstanbul'da yaşamaya devam eden sanatçı çiftin bu dillere destan aşk hikayesi ise son günlerde sosyal medyada gündem oldu.
Siz ne düşünüyorsunuz bu hikaye hakkında? Yorumlarda buluşalım!
Yorum Yazın
Bi tek saçlar benziyor
Kadının portreye benzemiyor olmasi dışında problem yok :)
inşallah tekrar ülkelerine dönmesi dilegiyle. Fark etmez bütün göçmenler gitsin