Microsoft'un Fizikçileri Evrenin Kendi Kendine Öğrenen Bir Bilgisayar Olduğunu Düşünüyor!
Microsoft’ta çalışan teorik fizikçilerin yer aldığı bir ekip evrenle ilgili ilginç bir teori ortaya attı. Evrenin kendi kendine öğrenen bir bilgisayar olduğunu savunan fizikçiler işi daha da büyüttüler ve bu temeli bu görüşe dayanan bir araştırma yayınlamaya hazırlanıyorlar.
Hayatın bir simülasyon olduğu teorisi birçok mecra tarafından konuşuluyordu. Bu kez konuya Microsoft'un fizikçileri el attı.
Evrenin kendi kendine öğrenen bir bilgisayar olduğunu düşündüklerini açıklayan fizikçiler aynı görüşte olanlardan bir ekip kurdular. Bu ekip çok geçmeden fikirlerinin doğruluğunu kanıtlayacak çalışmalara için araştırmalara başladı.
Yakın zamanda birlikte evreni evrimsel yasaların kendi kendine öğrenen bir sistemi olarak tanımlayan şaşırtıcı bir baskı öncesi araştırma makalesi yayınladılar. Makalenin en dikkat çeken bulgusu, evreni yöneten yasaların "evrimsel bir öğrenme sistemi" olduğunu kabul etmesiydi.
Ya da diğer bir deyişle bir tür bilgisayarın içinde yaşadığımızı kabul etmesi...
Fizikçilere göre evren bir bilgisayar fakat katı halde olmayan, zamanla değişen bir dizi yasayla var olmaya devam ediyor. Ayrıca bu bilgisayar makine öğrenme sistemlerine benzeyen bir öğrenme sistemiyle çalışıyor.
Fizikçilere göre, makinelerin öğrenme işlevi gibi evrenin yasaları da aslında öğrenme işlemleri biçiminde çalışan bir dizi algoritmadan oluşmaktadır.
Araştırmaya ilham veren hipotez ise şöyle açıklanıyor:
“Örneğin, basit otodidaktik sistemlerde derin öğrenme mimarilerine benzeyen yapıların ortaya çıktığını gördüğümüzde, evrenimizin yasaları geliştirdiği işlemsel matris mimarisinin, mümkün olan en az başlangıç koşullarından ortaya çıkan bir otodidaktik sistemden evrimleştiğini hayal edebilir miyiz?”
Araştırma sırasında fizik yasalarını gözlemleyen araştırmacılar fiziksel yasanın inanılmaz derecede basit, kendi kendini sürekli kılan ve öğrenme ve gelişme yeteneğine sahip olması gerektiğine kanaat getirdiler.
Belki de evren Büyük Patlama ile başlamamıştı...
Bilim insanlarının sürekli değişen ve gelişen evren yasalarıysa, yine kendilerine göre tamamen geri dönülemez yasalardı. Eğer kanunların evrimi gerçekse, bu muhtemelen tek yönlü olacaktı. Aksi takdirde kanunların önceki durumlara dönmesi yaygın olacaktı...
Dahası belki de yeni bir durum bulmalarından daha muhtemeldir.
Bunun nedeni ise yeni bir durumun rasgele olmaması, daha ziyade belirli kısıtlamaları karşılaması gerektiğinde yatıyordu.
Fizikçiler konunun daha iyi anlaşılabilir olması için bir örnek de verdiler:
Belirlenen bir programın nasıl bir sonuca ulaştığını yeniden oluşturmak isteniyor. Bu nedenle bir adli tıp uzmanı çağrılıyor.
İlk örnekte bu uzman, sabit diskte kalan manyetik işaretleri kolayca kontrol edebiliyor. Bu şekilde programın sonuçlarını tersine çevirebiliyor. Yani sonuçların çalıştırılmasının bir geçmişi bulunuyor.
Ancak aynı uzman, bir programın sonuçlarını, muhtemelen yürütmeden en sorumlu varlık olan CPU (işlemci)’yu inceleyerek belirlemeye çalışırsa, bunu yapmak çok daha zor olurdu. Bir CPU’nun çalıştırdığı işlemlerin kasıtlı, dahili bir kaydı yoktur.
Sonuç olarak Evren, başlangıçta basit olsa da, otodidaktik (kendi kendine öğrenme) olan ve bu nedenle zamanla gelişebilen bir dizi yasa aracılığıyla işliyorsa, insanların fiziği birleştirmesi imkansız olabilir.
Makaleye göre, görelilik gibi kavramları yöneten kurallar, 13,8 milyar yıl önce, 100 trilyon yıl sonra olacaklarından işlevsel olarak farklı operasyonel sonuçlara sahip olabilir. Ve bu da fiziğin hareketli bir şey olduğu anlamına gelmektedir.
Bunlar da ilginizi çekebilir:
Yorum Yazın
İlginç bir kafa. Altmışlı ve yetmişli yıllarda saykodelik müzikler yapan gruplar bile böyle bir kafa yaşamamıştı.