Korku Filmlerindeki Rollerine Hazırlanmak İçin Hayatını Buna Adayan ve Ölülerle Konuştuğunu İddia Eden Kadın
İlgi duyduğumuz alanlar, mesleğimizi seçerken başlangıç noktamız olabilir. O alanların farklı olması da bunu değiştirmez. Hatta çok çok farklı olsa bile... Sonuçta ne demişler? Sevdiğiniz işi yaparsanız çalışmış sayılmazsınız! Ayvianna Snow da mesleğini seçerken ilgi alanlarından uzaklaşmayan biri. Ancak onun hikâyesi, birkaç karanlık sürpriz ile bizimkilerden ayrılıyor. Ayvianna'nın ürpertici hikâyesini duymaya hazırsanız başlıyoruz!
Sizi 25 yaşındaki İngiliz Ayvianna Snow ile tanıştıralım.
Çocukluğundan beri karanlık tarafa ilgisi olduğunu ve doğaüstü şeylere karşı merak duyduğunu söyleyen Ayvianna, özellikle korku filmlerinde yer alan bir aktris. Ayrıca rol aldığı filmleri aratmayacak hobilere sahip! Genç aktris, ruh çağırma tahtalarını kullanarak ölülerle iletişim kurduğunu ve korku filmlerindeki rollerine hazırlanmak için tarot kartlarına danıştığını belirtiyor.
Karanlık, birçok kişinin en büyük korkularından biri ama bazılarının da tutkusu.
Genç aktris Ayvianna da onlardan biri. Çocukluğundan beri mezarlıklardan etkilenen ve ölümü merak eden Ayvianna, karanlık tarafa karşı olan ilgisini iş hayatının bir parçası hâline getirdi. Hatta bu sebeple özellikle korku filmlerinde rol almaktan keyif alıyor. Doğaüstü olaylarla etkileşimi ise sadece rol aldığı korku filmleriyle sınırlı kalmıyor. Ayvianna'nın söylediğine göre rol aldığı filmlerin setlerinde birbirinden farklı doğaüstü olaylara tanık olmuş!
Karanlık olaylara yönelik ilgisi pazara değil, mezara kadar.
Genç kadının doğaüstü olaylara karşı ilgisi küçüklüğünde başlıyor. Ayvianna, sessiz ve içine kapanık bir çocuk olduğu dönemlerde korku filmlerine merak salıyor ve tabii ki o küçük çocuğun ilgisi bununla sınırlı kalmıyor. Geceleri gizlice mezarlıklara gidiyor ve oradaki sessizlikte huzur buluyormuş! Bir röportajında setler arasında boşluk bulabilirse hayalet avına çıkmayı planladığını söyleyen Ayvianna, doğaüstü deneyimleriyle insanları teşvik etmeye istekli olduğunu belirtiyor.
Ayvianna'nın merakı, hayatında takip etmek istediği yol için başlangıç noktası olmuş.
Korkunun çok yönlü doğasından etkilenen Ayvianna, kaliteli korku filmlerinin kesiklerden ve korkudan zıplamaktan fazlası olduğunu düşündüğünü belirtiyor. Ona göre kaliteli korku filmleri; korkuyu amaç değil, araç olarak göstermeli. Ayvianna, 'Yeni bir şeyler keşfetmek için korku şart.' diyor. Ayrıca toplumun rahatsız edici bulduğu korku filmlerinde rol almaktan haz duyduğunu belirtiyor. Korkmanın heyecan verici olduğunu ve korku filmlerinin de bu yüzden sevildiğini söylüyor.
Ayvianna “Ne kadar ürkütücü, o kadar iyi.” diyerek zamanını ve enerjisini rollerine hazırlanmaya harcıyor ve günlük hayatında da korku öğelerinden uzak kalmıyor.
Yaşı ilerledikçe ruh çağırma tahtası ve tarot kartları gibi doğaüstü kabul edilen eşyalara ilgisi olduğunu keşfeden Ayvianna, setlerden fırsat buldukça bu nesnelerle zaman geçiriyor. Korku filmi için karaktere girmeye hazırlanırken de kendini ürpertmeyi ihmal etmiyor. Korkuyu hissetmek için arka arkaya korku filmleri izliyor ve doğaüstü olay podcast'leri dinliyor. Ayrıca karanlığı kucaklayarak sessizce meditasyon yaptığını ekliyor.
Ayvianna, korku filmlerini çekerken filmlere konu olabilecek doğaüstü olaylarla sık sık karşılaştığını söylüyor.
Bir gün film çekimi sırasında setin etrafında asılı duran ve dönem kıyafetleri giymiş bir adam görmeye başladı. Bu adamın aktörlerden birisi olduğunu düşünse de merakı arttığında adam hakkında bilgi almak istedi. Set çalışanlarına sorduğunda ise adamı kimsenin tanımadığını fark etti! Üstelik adamı oyuncular arasında da göremedi. Daha sonra filmin çekildiği The London Bridge Experience'ın insanların yüzlerce yıl yaşadığı eski Londra Köprüsü'nün yerine inşa edildiğini öğrenince gördüğü adamın hayalet olduğuna inanmaya başladı.
Ayvianna’nın korku filmi gibi yaşantısı burada sona ermedi.
2018 yılında çekilen başka bir filmde, hayaletlerle iletişim kurabilmek için ruh çağırma tahtasının kullanıldığı bir sahne vardı. Filmdeki aktrislerden birisi, bu tahtanın soyunma odasında durmasından rahatsız olduğu için onu dışarıda bıraktı. Günün ilerleyen saatlerinde dışarı baktıklarında ruh çağırma tahtasının yandığını görerek şok oldular!
Ayvianna, doğaüstü güçlere olan inancını vurgulayarak kariyerini onlara karşı bir meydan okuma olarak kullandığını dile getiriyor.
Toplumdaki doğaüstü olaylara yönelik inancın bu kadar popüler olmasını şaşırtıcı bulsa da buna bağlı olarak insanların korku filmlerini sevmesine şaşırmadığını söylüyor. Ayrıca korku filmlerinde rol alarak doğaüstü olaylara yönelik sevginin bir parçası olduğu için mutlu olduğunu ekliyor. Ne dersiniz? Bu kadar sevgi fazla değil mi sizce de?
Yorum Yazın