Ben Kur’an’ı Yakanlardan Değil, 6 Yaşındaki Bir Çocuğu Yakanlardan Korkuyorum!
İstanbul’da Adliyenin önünde toplanıp “Ya Allah Bismillah, Allahu ekber!” diye bağırmaktan, toplumu karanlığa sürüklemekten, pedofiliyi ve ülkeyi bugünlere getirenleri savunmaktan başka hiçbir şey yaptıklarını görmediğimiz, Hiranur Vakfı denilen bir tarikata bağlı yapı ile örgütlenen, bu radikal islamcı, aşırı muhafazakar ve yoz yobaz tarikat üyeleri bu cesareti sandıktaki oy gücünden mi, yoksa çocuk evliliğinin kendi tarikatlarında kurumsallaşmış olmasından mı alıyordu?
Tarikat vakfının başkanı Yusuf Ziya Gümüşel, 6 yaşındaki kızını tarikat üyesi Kadir İstekli ile evlendirdiği için, eşiyle birlikte yargılanıyor.
Adliye önünde gösteri yapanlar (tabii ki aralarında bir adet kadın bile yok), bu pedofiliye izin veren şahısların yargılanmasını protesto ediyor ve kimse bu yobazlara, ne LGBT+ ne kadın ne çocuk cinayetlerini prostesto etmek için toplananlara saldırıp engellemeye çalıştığı gibi bir müdahalede bulunuyor?
Çok olmadı; daha dün şimdi adına FETÖ dedikleri kişinin cemaatlerinin desteğiyle güçlenip bir yerlere geliyorlardı, ha İsmailağa Cemaati olmuş adı. Ne farkediyor? Cemaatlerin adını değiştirince yobazlıkları mı taktikleri mi değişmiş oluyor?
Cinsel istismar, cinsel şiddet, aile içi şiddet, işkence ve nefret söylemi, ırkçılığı önlemek, yaralarını iyileştirmek devletin, halkını koruması en büyük görevi iken neden suçluları koruyor?
Hayır müdahale edip istismarı destekledikleri için tutuklayıp cemaat ve tarikatları kapatmayı geç, bir de “alın buyurun size özel VIP alan yaptık” der gibi bu suçu destekleyenler için özel koruma alanı oluşturmuşlar!
Çocuk istismarı suçtur. Bir çocuğun istismarını desteklemek de suçtur. Nitekim bu toplanan kalabalığın da zaten aynı suçu işlediğinden hepimiz eminiz.
Çocukların cinsel konularda rızasından söz edilemez. “Çocuğun rızası” kavramının toplumsal ve hukuki boyutta suça ilişkin kolaylaştırıcılığı göz ardı edilmemeli. Bu tür konuşmalar yapanlar istismarı desteklemekten yargılanmalıdır.
Erken yaşta evlendirilen çocuklar, eğitim sürecine katılmadıklarında ilgili kurumlar çocuğun durumunu takip etmekle yükümlüdürler.
Çocuk istismarlarını ve evliliklerini görmezden gelmek, bahaneler bulmak, üzerini örtmek daha çok istismar olayına yol açar!
İstismara göz yumanlar, istismarın faili kadar suçludur!
UNICEF verilerine göre dünyada 1-18 yaş aralığındaki her kız çocuk yaşamlarının bir noktasında, bir şekilde cinsel şiddete ya da cinsel tacize uğruyor.
Çocukken istismara uğramış, ateist, LGBT+ bir kadın olarak konuşuyorum ki:
Çocukların geleceklerinin karardığı bir yer, asla aydınlanamaz!
Madem devlet önlemiyor, aksine destekliyor, biz; NASIL ÖNLERİZ?
Cinsel istismara karşı mücadele, evde başlar.
Çocuklara cinsel istismarın ne olduğu öğretilmeli ve bunun suç olduğu anne baba tarafından, çocuğa erken yaşta anlatılmalıdır. Ebeveynlerin çocuklarını cinsel istismara karşı eğitmesi ve güçlendirmesi bu suçu %80 oranında azaltır!
Çocuklar, cinsel istismarın suç olduğunu ve cinsel amaçla yaklaşan birini reddetmeye, ihbar ve şikayet etmeye hakları olduğunu öğrenirse istismara karşı kendilerini koruyabilirler.
Çocuklara cinsiyet eşitliği, şiddetsiz iletişim, cinsel sağlık, cinsel istismar eğitimleri, anaokulundan itibaren verilmeye başlanmalı, toplumun her kesimine ulaşacak şekilde eğitim müfredatına girmelidir!
Tüm yetişkinlerin, ebeveynlik becerileri, cinsiyet eşitliği, şiddetsiz iletişim, cinsel sağlık, cinsel istismar eğitimleri zorunlu hale getirilmelidir!
Çocuklarınıza duygularını ifade etmeyi, sorunlarını konuşarak çözmeyi, kendinden farklı olana saygı duymayı öğretin. Çocuklarınız ihmal etmeyin, çocuklarınıza şiddet uygulamayın.
Cinsiyet eşitsizliğini pekiştiren ifadeler ve “erkek dediğin yapar”, “kadın dediğin susar” gibi geleneksel anlayışlar ve söylemler, yayınlar, programlar ortadan kaldırılmalıdır! Kadın ve kız çocuklarını değersizleştirmek, cinsel objeleştirmek cinsel istismarı artırır!
Erken yaş evlilikleri travmadır! Toplum akıl sağlığı için tehdittir! Şiddete, ölümlere ve mutsuzluğa neden olmaktadır! Toplumun sağlık, eğitim ve ekonomik kalkınmasına engeldir. Kız çocukların ve kadınların toplumda eşitsiz konumunu derinleştirmektedir. Çocukların yaşlarını büyütme yasağı getirmelidir. Eğitimde fırsat eşitliği yaygınlaştırılmalıdır. Kız çocuklarına 18 yıl zorunlu eğitim hakkı ve ekonomik destek sağlanmalıdır. Yoksul ve eğitimsiz aileler, tespit edilerek desteklenmelidir.
Çocuklara istismarcıları ihbar etme hakları olduğu anlatılmalıdır!
Fiziksel şiddet,
Psikolojik / duygusal şiddet,
Ekonomik şiddet,
Sözlü şiddet,
Cinsel şiddet...
Hepsi istismardır.
Bu suça ortak olmayın!
Türkiye çocuk yaşta evliliklerde Avrupa’da birinci sırada!
Dünyada en az 200 milyon çocuk (her çocuktan 10’da 2’si) seks yapmaya veya başka cinsel eylemlerde bulunmaya zorlanıyor! (Gerçek rakam çok daha yüksek).
TÜRKİYE’DE 2021 YILINDA 7 BİN 190 ÇOCUK DOĞUM YAPTI! (Kayda geçebilen rakam!)
Türkiye’de 700.000 çocuk okula gönderilmiyor!
Türkiye’de 760.000 çocuk işçi var!
Çocuk evliliklerinde bir azalma olmazsa, 2050’ye kadar 1,5 milyar kız çocuğu evlendirilirmiş olacak!
Bir çocuğun istismarı, azgın çoğunluk gibi sunulur, devletin başındakiler tarafından hiçbir ses çıkarılmazken, Avrupa ve Amerika vatandaşlarına “Sakın Türkiye’ye gitmeyin, çok tehlikeli” diyip konsolosluklarını kapatırken, bu kadar erkek bir tane kadının adalet aramasını pek tabii yine engellemeye çalışırken, son 10 yılda antidepresan kullanım oranı %66, intihar oranları %10’un üzerinde artmışken, maaş zamları diğer bütün zamların altında ezilirken, dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 8 bin 864 TL, yoksulluk sınırı 28 bin 874 TL, bekar bir çalışanın yaşama maliyeti 11 bin 556 TL olmuşken, politikacılar birbirlerine sataşmaktan başka hâlâ ne yapıyor?
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Test
Gündem
Magazin
Video
Yorum Yazın
Ülke ülke olmaktan çıktı, yolsuzluk, sapkınlık, pislik yuvasına döndü iyice. Bunun için mi döküldü bunca kan ? Bunun için mi şehit oldu nice mehmetçikler ? G... Devamını Gör
BEN SİZİN AR DAMARINIZI ....UTANMADAN DESTEK VERİYORLAR NASIL BİR AHLAKSIZLIK VE BUNLAR SÖZDE DİNDAR İNSANLAR