Ajda Pekkan'ın Eski Sağlık Bakanı Yıldırım Aktuna ile Yaşadığı Doludizgin Aşkın Bilinmeyen Detayları
Türkiye'nin bir tanecik süperstarı Ajda Pekkan'ın öyle kolay kolay aşk yaşarken ortalarda göremezsiniz. Ama bundan 25 yıl öncesini hatırlayanlar, dönemin Sağlık Bakanı Yıldırım Aktuna ile nasıl doludizgin bir aşk yaşadığını hatırlayacaktır. O zaman hem bilenler hem de bilmeyenler için konuyu bir de biz anlatalım.
Sizi şimdi yirmi küsür yıl öncenin Türkiye'sine götürüp kısa bir magazin ve siyaset turu attıracağız. 54. koalisyon hükümeti, 28 Haziran 1996-30 Haziran 1997 tarihleri arasında REFAHYOL olarak iktidarda
Daha önce ANAYOL hükümetinde de aynı görevi yapmış Yıldırım Aktuna ise Sağlık Bakanı. Aktuna o dönem liyakatı ve sempatikliğiyle, asık suratlı bürokrasinin içinden sıyrılmış bir isim.
Hatta biraz da çapkın olduğu dillerde dolaşıyor. Daha önce iki evlilik yapan Aktuna, ünlü sanatçı Zeliha Berksoy'un da eski eşi. 96'da DYP'den, 97'de bakanlıktan istifa eden Aktuna, yoluna bağımsız milletvekili olarak devam etme kararı almıştı.
O sırada Süperstarımız Ajda ise yine her zamanki gibi esip gürleyerek tozu dumana katmakla meşgul. Yeni albümü Best of Ajda satış rekorları kırıyor, konserler arka arkaya geliyor.
Tabii popüler ünlü avcısı Hülya Avşar Şov'un yapımcıları için Ajda Pekkan ve Yıldırım Aktuna, reyting getirecek en önemli isimlerden. Şarkıcı Ajda Pekkan ve yeni istifa etmiş Sağlık Bakanı Yıldırım Aktuna programa davet ediliyor.
Program boyunca ikilinin küçük küçük flörtleşmesi izleyicinin gözünden kaçmıyor ama bunun mizansen olup olmadığını da kimse bilmiyor. Fakat herkes "Koskoca Bakan da oyunculuk yapacak değil herhalde" diye düşünüyor.
Ve çok kısa süre sonra herkesin istediği oluyor: Yıldırım Aktuna ve Ajda, Türkiye'nin gözü önünde büyük bir aşk yaşamaya başlıyor. Üstelik ne gizlenmek var, ne saklanmak..
Yıldırım Aktuna, parti lideri Hüsamettin Cindoruk ile Ajda'nın program yaptığı gazinoya gidiyor, en ön masadan programı seyrediyor. Ajda'yı seyretmeye gelen seyirciler sevgilileri bir arada görünce "öp öp öp" diye tezahürata başlıyor. Ajda seyirciyi kırmıyor ve sevgilisine yanağını uzatıyor, Aktuna da çok nezaketli bir şekilde aşkını öpüyor.
Yıldırım Aktuna ile önceden tanıştıklarını ama Hülya Avşar'ın programından sonra daha da yakınlaştıklarını Ajda şöyle anlatıyor:
‘‘İnsan olarak Yıldırım Bey'i zaten sever, takdir ederdim. Kendisiyle eskiden beri tanışıyoruz. Hülya'nın programından sonra beni birkaç kez aradı. Bu telefonlar bana ilgisi olduğunu belli etmişti. Yakın çevreme danıştığımda, Yıldırım Bey'in tam arkadaşlık yapılabilecek bir insan olduğunu, bunda hiçbir sakınca olmadığını söylediler'
Hatta o dönem Aktuna'nın basın danışmanlığını yapmış gazeteci Orhan Özdil, Bakan'ın gece yarısı Ajda'nın telefonunu nasıl bulup arattığını şöyle anlatıyor:
'Bir keresinde 8 bardak viski içtiği için o gece odasına çıkartıp ceketini, ayakkabılarını çıkartarak, koruması ile yatağa yatırdım. Yine böyle bir gecede nispeten ayıktı. Tam odadan çıkacağım sırada bana seslenerek gitmeme mani oldu. Dönüp yanına gittiğim zaman bana, “Ajda Pekkan’ı ara bul” deyince şaşırdım. Gecenin yarısını geçmişti. Birkaç telefon numarası verdi. O yıllarda cep telefonu denilen araç henüz Türkiye’de kullanılmıyordu. Otelin santral kanalı ile Ajda’yı bulup bakana ahizeyi verip odadan çıktım. Kapıya korumasını bırakıp otelden ayrıldım. Bir daha Ajda’nın ismi hiçbir şekilde aramızda geçmedi.'
Yani Aktuna, Ajda aşkı konusunda kendisinden emindi ve bunun için de oldukça çaba sarf etti. Zaten Ajda da sevgilisi için "O benim uğurum" diyor, ondan bahsederken gözleri parlıyordu.
Bu ilişkinin artık evliliğe gittiği kesin gibi bir şeydi. Ajda bahar aylarında düğün yapmayı planladıklarını ama tarihin belli olmadığını söylüyordu. Ajda'nın o dönem söylediği şu laf bu aşkın herhalde tarihine geçmiştir "Ben annemin, hocamın ve bundan sonra dolayısıyla kocamın kıymetini bu yaşta anladım"
Hatta Yıldırım Aktuna, Ajda ile evlendikten sonra yaşamayı planladıkları Beykoz'daki şu villayı satın almıştı. Ancak çiftimiz daha villanın içine girmeden aniden ayrılmaya karar verdi. Bu kırık aşktan geriye kalan villa ise yıllarca atıl durduktan sonra 2010 yılında satılarak huzurevine dönüştürüldü
Yıldırım Aktuna, ayrılıktan bir süre sonra pankreas kanserine yakalandı. Tedavi için Çin'in çeşitli bölgelerindeki doktorlara bile gitti ancak bedeni bu yükü 2007'ye kadar taşıyabildi. Bir süperstarın ve bir siyasetçinin film gibi aşkı da böylelikle magazin tarihinin tozlu sayfalarına karıştı...
Yorum Yazın