Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Test
Gündem
Magazin
Video
3 Bin Yıl Önce Kozaları İçinde Mumyalanan Arıların Hikayesi Tüylerinizi Diken Diken Edecek!
Dünya'da geçmişe dair her geçen gün daha fazla şey keşfediliyor. Bunlardan bazıları oldukça sıra dışı ve bir o kadar da garip olabiliyor. Bugün de onlardan bir tanesini inceleyeceğiz.
2019 yılında Odemira kıyısında keşfedilen bu arılar, Eucera cinsine ait ve Firavunların Mısır'ı yönettiği bir zamandan olduğuna inanılıyor.
Bu tarihsel dönem, Roma'nın kuruluşundan birkaç yüz yıl öncesine denk gelirken, arıların bulunduğu Portekiz ise Bronz Çağı'nın sonlarına yaklaşıyordu. Buna rağmen bu arılar, olağanüstü bir şekilde iyi durumda kalmışlar.
Araştırmanın yazarlarından Carlos Neto de Carvalho'ya göre arıların korunma seviyesi olağanüstüydü.
Çünkü sadece arının türünü belirleyen anatomik detayları değil, aynı zamanda cinsiyetini ve annenin koza inşa ederken bıraktığı monofloral poleni de tanımlamayı başarabildiler.
Böcek fosilleri ve arılar için için böyle bir olay genellikle nadir bir durum.
Çünkü normalde arıların ölümden sonra hızla bozulan kitinden yapılmış bir dış iskeletleri vardır. Bu nedenle, yuvaları ve kovanları sık sık fosil kayıtlarında görünse de, kendileri neredeyse hiç görünmez.
Araştırma ekibi, X-ışını mikrobilgisayarlı tomografi adlı bir teknik kullanarak arı kozalarının içine bakmayı başardı.
Bu, kozaları tahrip etmeden içerdikleri karmaşık yapının nasıl bozulmadan korunduğunu anlamalarına yardımcı oldu. Her bir koza, annenin ürettiği su geçirmez, organik bir polimer iplikle kaplıydı. Bu da onları dış etkenlerden ve bozulmadan korumuştu.
Eucera, 100'den fazla arı türünü içeriyor.
Dişi arılar, yuvalarını yerin altında inşa eder, içlerine yumurtalarını bırakır ve gençlerini beslemek için polen ve nektar sağlarlar. Yetişkin arılar ise kozalarından sadece birkaç hafta için çıkar.
Ancak bu talihsiz arılara ne olduğuna dair kesin bir cevap henüz bulunamadı.
Yine de araştırmacılar bu trajik olayın hava koşullarındaki değişikliklerle ilgili olabileceğini düşünüyorlar.
Arılar, ekosistemin temel taşlarından biridir.
Polinasyon yoluyla bitki üremesine yardımcı olurlar ve bu da doğal hayatın devamında kritik bir rol oynar. Arıların tarihsel ölümleri üzerine yapılan bu tür araştırmalar, onların ekosistemdeki yerini daha iyi anlamamıza ve onları koruma stratejileri geliştirmemize yardımcı olabilir.
Neto de Carvalho, bu tür tarihsel ve kitlesel ölümlerin nedenlerini anlamanın, bugünkü arı popülasyonlarını korumak için kritik olabileceğini vurguluyor.
Yorum Yazın