Adaletin Yılmaz Bir Savaşçısı, Hakikatin Çirkef Bir Sözcüsü: Fi'nin Sert Kadını Özge Egeli
Fi dizisi adeta tadını damağımızda bırakarak hızlı bir şekilde final yapıyor. Her karakter hafızamızda yer edecek o ayrı, ama Özge Egeli'yi gerçekten de kolay kolay unutamayacağız.
Çünkü o çok başka!
Hem maskülen ve güçlü bir duruşun, hem de su perisi gibi zarif bir güzelliğin tek bir bünyede muazzam harmanlanmış hali Berrak Tüzünataç...
Nasıl bir karakter canlandıracaktı, o kalın sesi ve güçlü omuzları; o orman yeşili gözleri ve bebeksi yüzü nasıl bir karaktere can verecekti merak ediyorduk doğrusu. Berrak, öyle bir oyuncu ki her rolde kullanabilirsin. Berrak'ın hangi tarafına ağırlık verileceğini bulmaya çalışırken; aslında her yönünün ortaya çıkacağı nefis bir karakter vardı karşımızda.
Onu Fi'de ilk gördüğümüzde bizde karmaşık duygular uyandırdı. Cadoloz, çirkef, hatta birazcık itici; ama aynı zamanda da saçma bir şekilde sevimliydi.
SMK'nın sağ kolunun dediği gibi 'deli bu kadın' yorumu yaptık bir noktada. Cidden kafadan çatlaktı çünkü.
Kaostan beslenen bir manyak olduğunu düşünmedik değil...
Herkesin işine karışan, yüzeysel bir şekilde dedikoduyu kendisine amaç edinmiş, kaba bir karakterdi sanki!
Lakin sonunda onun içini gördük: "Çocuklara, kadınlara, hayvanlara yapılanları gördükçe böyle; dünyanın sonu gelsin istiyorum."
O 'özel olan politiktir' önermesine göre yaşayan, iki yüzlülüklere tahammülü olmayan, kanunları manipüle edip hak yiyenlerle savaşmayı kendisine amaç edinmiş bir savaşçı adeta.
Karmanın yumruğu, Allah'ın sopası yoktur; Özge Egeli vardır!
Ahlaktan ve adaletten bahsedip, dünyanın kaymağını yiyen ve gizli gizli her türlü pisliğe bulaşan büyüüüük bir patron musunuz? Bir gün Özge Egeli gibi 'nalet' birine denk gelebilirsiniz. Çünkü onlar varlar, her yerdeler!
Sanmayın ki o, bir hikayesi olmayan, hayatsız biri... Hiç de değil!
Kendisine bırakılan dev mirası bile 'kirli para' olarak görüp, reddebilecek karakterde ve tutarlılıkta bir kadın o.
Kendi hikayesi var; kırgın bir çocukluk, acı dolu bir ergenlik, çabayla ve çalışmakla geçmiş bir gençlik.
Hemcinslerinin her daim güvenebileceği, koruyucu, kollayıcı, muazzam bir dost!
Toplumun kadınlara dayatmaya çalıştığı 'kadın kadının kurdudur' mantığıyla, kadınları adeta bir yarışa koyan kültürden zerre nasibini almamış; her daim hemcinslerinin arkasını kollayan biri. Her kadının böyle bir dostu olması lazım -hatta her kadın, söz konusu dostluklar olunca bir Özge Egeli olmalı!
"Beyim bilir, ben susayım oturayım, bekleyeyim, söz dinleyeyim" tavırlarının kırıntısını dahi bulamazsınız onda.
Pasif olmak hiç ama hiç ona göre değil. Özge Egeli tezcanlılığın, aktifliğin biraz suyunu dahi çıkaracak kadar ateşli bir kadın. Bilgi istiyor, dahil olmak istiyor, oyunun tam içinde olmak istiyor.
Dolayısıyla Türk dizilerinde görmeye alıştığımız pasif, kabullenen kadın imajını yırtıp atıyor.
Delibaşlılığından, paldır küldür konuşmasından dolayı gölgede kalsa da; aslında çok bilge bir ruhu var.
İnsanları tanıyor, dünyanın nasıl ve neyin etrafında döndüğünü bal gibi de biliyor.
Tüm dünyayı karşısına alıp savaşıyormuş gibi görünse de; aslında en büyük kavgası kendisiyle...
Ve kendisine karşı dahi zafer kazanabiliyor, ki bu belki de zaferlerin en büyüğü: Depresyonu yenmek!
Elli kere düşse de her zaman yeniden kalkacak, küllerinden doğacak yapıda!
İlk yenilgide dönüp gidecek, vazgeçecek değil yahu; o bu yola kefeniyle çıktı!
Tehdit, dayak, hatta araba kazası dahi durdurmadı onu. Bu şekil bir manyak işte!
Sakın onun bu işi bilmediği yanılgısına kapılmayın. O sahip olabileceği her şeyi; parayı, gücü ve şöhreti kendi elinin tersiyle itti.
Oyunun kurallarını çok iyi biliyordu ve kazanmak için gerekli zekası ve güzelliği de vardı. Yine de kalbinin sesini dinledi ve vicdanının gerektirdiğini yaptı.
Kısacası o; başkası olamadı, kendisi oldu.
Tabi ki tüm bunların sebebi, minnoş yumuşacık bir kalbinin olması!
Öküz tavırların, çirkefliğin, cadolozluğun tek sebebi merhameti!
Öyle bir kadın düşünün ki; yakışıklı, karizmatik, zengin, muhteşem bir adama sırılsıklam aşık olmasına rağmen yine de doğru bildiğinden şaşmadı.
Affetmedi ya adamı!
SMK'yı reddedebilecek kaç insan vardır, soruyoruz?!
Adaleti sağlamak adına kendi hayatından dahi fedakarlık etti sonuçta... Bu zaferi sonuna kadar haketmiştin, Özge Egeli!
Az çekmedin be Özge!
Ekranlarımızdan höt höt bağırışlarıyla, sinir krizleriyle, morarmış suratı ve yenilgileriyle aslan gibi bir kadın; Özge Egeli geçti!
Seni bu ateşinle hatırlayacağız hep.
Yorum Yazın
senin sayende gülay teyzeyi dövdüler
Bir katili alt edebilmek için katilin tekrar can almasına neden oldu, üstelik bunun böyle olacağını bile bile. Pasif kötü karakter demeye devam edeceğim Özge... Devamını Gör
tamam iyi bir insan,yaptıklarını destekliyorum ama o kadar yağ çektiniz ki her yer kaygan oldu insanlar ayakta dengede duramıyor anasını satayım.